adeta Erzurum'un tarihi eserlerinin banisi oldu. Üç Kümbetler Projesi, Yakutiye Kent Meydanı, Boyahane Camii ve Hamamı çevresi, İstanbulkapı projelerinin ardından Muratpaşa Kent Meydanı projesiyle muhteşem tarihi güzellikleri gün yüzüne çıkartıyor.
Hızlı bir şekilde tamamlanması için her gün çalışmaları izleyen Korkut, "Erzurum'u ayağa kaldırmanın yolu, değerlerini ön plana çıkarmaktır. Bizde gücümüz nispetinde bunu yapmaya çalışıyoruz. Muratpaşa Kent Meydanı çevresine katacağı güzelliğin yanı sıra üç eserin insanla buluşmasını da sağlayacaktır" dedi.
Yakutiye Belediyesi tarafından yürütülen Muratpaşa Kent Meydanı projesi ile Muratpaşa Camii, Muratpaşa Hamamı ve Ahmediye Medresesi gün yüzüne çıkarılıyor. Güzel bir çevre ve peyzaj projesi ile insanla buluşan tarihi eserler, yeni sunumuyla şehrin kültür turizmi açısından değer arz ediyor. Belediye Başkanı Ali Korkut, yardımcıları Ferhat Mergan ve Suat Hayri Güneş ile sık sık denetlediği meydan projesinin kısa sürede tamamlanmasına çalıştıklarını söyledi.
Başkan Ali Korkut, "Erzurum'un yarını kış, sağlık ve kültür turizmindedir. Planlamanın bu noktada bütünlük içerisinde yürümesi gerekiyor. Gelen turiste sunabileceğiniz değerler olmalı. Erzurum bu açıdan zengin, ancak sunum ve kaderine terk edilmişlik sıkıntısı çekiyor. Mimar ve restorasyon alanında eğitim gören bir insanın hassasiyetiyle tarihi eserlere hassas yapım var. Amacım şehrin tarihi değerlerini gün yüzüne çıkarmak, iyi bir sunum ile kültür turizmine katkı sağlamaktır. İnşallah çıktığımız bu kutlu yolda hedefimize ulaşırız" şeklinde konuştu.
Yeni çekilen hava fotoğraflarıyla muhteşem güzelliği ortaya çıkmaya başlayan Muratpaşa camii, ve Ahmediye medresesi ile ilgili rivayetler ve anlatılar da dikkat çekici. İşte o riyavetler ile eserlerin tarihçesi;
1573 yılında, Murat Paşa tarafından Erzurum’da beylerbeyi olarak bulunduğu dönemde yaptırılan caminin önemli bir efsanesi mevcuttur. Ahmediye Camisinin temelleri üzerine yaptırılmaya başlanan Murat Paşa Camiinin inşaatı esnasında, Murat Paşa önceki camiyi yaptıran kişiyi rüyasında görür ve ve onunda, sevabını devam ettirmek amacıyla eski caminin minaresini yeni camide kullanacağına söz verir, ancak bu rüyayı ve rüyada verdiği sözü unutur.
Bir gün Murat Paşa’nın karşısına bir adam dikilerek;
- “Ahmet’e verdiğin sözü tut” der.
Paşa karşısındakinin Hızır olduğunu anlayarak,
-“Peki benim bu işten ne kazancım olacak” diye sorduğunda,
Hızır Aleyhiselam;
- “Camin yıkılıncaya kadar beş vakit namazdan birini caminde kılacağım” diye söz verir.
Murat Paşa eski caminin minaresini yıkmayarak kullanır taki ancak 1920 li yıllarda bir fırtına sonucu kendisi yıkılıncaya kadar. 1956-57 yıllarında yıkıldığı yere yenisi yapılır ve Hızır Aleyhiselam’a verilen söze sadık kalınarak ayni yere yapılır. O nedenle minare bugün bile camiden ayrı ve görenleri hayrete düşürecek biçimde cami ile alakasız gibi durur.
Bu efsaneye göre 5 vakit namazını bu camide kılan kişinin vakitlerden birinde Hızır Aleyhiselam ile karşılaşacağına inanılır (Tabii tanırsa.) Hızır Aleyhiselam’ın her gün bir vakti burada kılacak olmasından olsaki, Murat Paşa Camii çok temizdir. Genel olarak sürekli kapı ve penceresi açık ve girilip çıkılan camilerimizin sürekli temizlenmesi gerekirken ve çoğu iki günde bir temizlenirken, Murat Paşa’da temizlik adeta görünmeyen güçler tarafından yapılmaktadır. Halı üstleri, pencere içleri, aykkabılıklar tertemiz ve sanki hiç kullanılmamış gibidir.
Ahmediye Medresesi tarihçesi;
İlhanlı Devleti zamanında Ahmet bin Ali bin Yusuf tarafından 1314 yılında yaptırılmıştır. 13 ve 14. yüzyıl dönemi kapalı avlulu medrese tipinin bir örneğidir. Medrese, 16.50 x 9.75 m. ölçülerinde dikdörtgen planlıdır. Üzeri manastır tonozları ile örtülü avlunun her kenarında ikişer medrese odası yer almaktadır. Avluya açılan iki eyvanın köşelerine yerleştirilen sütunların bitkisel bezemelerle kaplandığı medrese, bu yönüyle Yakutiye ile büyük bir benzerlik göstermektedir. Girişin karşısına gelen eyvanda bir mihrabın bulunması, bu yapının aynı zamanda mescit olarak kullanıldığını, kuzey cephe duvarında görülen mihrabın da burada daha önce bir caminin bulunduğuna işaret etmektedir.
Muratpaşa Camii tarihçesi
Murat Paşa Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Sultan II. Selim zamanında Sadrazam Kuyucu Murat Paşa Erzurum Beylerbeyi iken, 1573 yılında yaptırmıştır. Caminin önündeki son cemaat yeri birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanan altı sütunun taşıdığı beş kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerindeki 1573 tarihli Arapça bir kitabede; “Bu mescid-i şerifi ve cami-i mürifi uluların kahramanı; Arap Acem ve Rum’un hakanı Süleyman Han oğlu Sultan Selim’in Allah hilafetini kıyamet gününe kadar muhalefet etsin. Saltanat günlerinde büyük emir Murad Paşa Allah istediğini kolay kılsın. Allah bunu kendisinden hüsnü kabul ile kabul buyursun. 981 senesinde yapıldı” yazılıdır.
Kare planlı caminin ibadet mekanını köşelerde tromplar bulunan mukarnaslı 6 sütunun taşıdığı merkezi bir kubbe örtmektedir. Kubbe kasnağında 12 pencere ve altında da bir ayet çepeçevre dolaşmaktadır. Kubbe tromp ve kemerleri XIX.yüzyılda alçı üzerine yağlı boya Avrupa üslubunda çiçek ve yaprak motifleri ile bezenmiştir. Caminin dikdörtgen bir niş içerisine alınmış mihrabı taştan ve mukarnas süslemelidir. Ayrıca ahşap mimberi ve pencere kapakları Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.