Mahallî İdareler seçimlerinde, akrabası-tanıdığı için oy kullanmak amacıyla, seçmen kaydını taşıyanlara yönelik yapılan incelemeler sonuçlandı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu kapsamda, 91 bin seçmenin kaydını dondurdu. Bu kişiler 31 Mart’ta oy kullanamayacak.
Edinilen bilgilere göre, seçmen kütüklerine yapılan itirazlar kapsamında ilçe seçim kurullarından gelen başvurular YSK tarafından bir hafta süren bir incelemeye tabi tutuldu. Seçmen taşıma, boş binaya seçmen yerleştirme, ölü seçmen iddiaları veya seçmen kaydının bulunmaması gibi konularda yapılan itiraz ve şikâyetlerin incelemesi sonucunda toplam 91 bin 83 seçmenin kaydının dondurulmasına karar verildi. YSK yetkilileri bu sayının tamamının ‘seçmen taşınması’ ile ilgili iddiaları kapsamadığını belirtirken, “Farklı sebepler de var. Zamanında itirazını yapmadığı için mağdur olanlar da var. Ama itiraz süresi geçtiği için, bu konuda yapılacak bir şey yoktu ve o durumda olanların da seçmen kayıtları donduruldu” dedi.
RAKİBİ İÇİN İHBAR
YSK, özellikle seçmen taşıma iddialarını içeren şikâyet ve itirazları tek tek dosya üzerinden inceledi. İkamet ettiği yerin dışında oy kullanmak isteyenlerin birçoğunun muhtarlık seçimine destek sağlamak amacıyla seçmen kütüğünü taşımak istediği belirlendi. Bazı başvuru ve itirazlar incelenirken ilginç örnekler de ortaya çıktı. Seçmen kütüğünü kaydırdığı iddiasıyla şikâyet edilen kişinin muhtar adayı olduğu ve 20 yıldır aynı mahallede yaşadığı ortaya çıktı. Şikâyet eden kişinin de rakibi olduğu öğrenildi. Bir başka dosyada ise bir şehirdeki 5 ayrı evden, aynı ilçeye 20 kişinin kaydının alındığını ve bu 20 kişi için aynı ikamet adresinin gösterildiği tespit edilerek, bu kişilerin seçmen kayıtları donduruldu.
Türkiye genelinde sayıları 53 bini bulan köy ve mahalle muhtarlıkları için akıl almaz bir rekabet sergileniyordu. Hemşehrilerinin oyunu almak için her yolu deneyen bazı adaylar, büyükşehirlerden köylerine akın akın seçmen taşıyordu. Gazetemizin gündeme getirdiği taşıma uyanıklığına Cumhurbaşkanı Erdoğan sert tepki göstermiş, “Böyle bir şey olamaz, bu, işgalin farklı bir türüdür” demişti. Ardından Yüksek Seçim Kurulu harekete geçmişti.