Van, Erdoğan'ı ağırladı

Van'ın Beşyol Kavşağı'nda düzenlenen mitingde konuşan Başbakan Erdoğan, sözlerine Ramazan ayının huzur, barış ve kardeşlik getirmesi temennisi ile başladı. "Biz aziz milletimizin sevdalıyız. Ferhat gibi dağı deliyor, Mecnun gibi çölü aşıyor, bu millete hizmet etmek, yeni eserler kazandırmak için mücadele ediyoruz" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizdeki 73 milyon insanın hayır duasını almak için çalışıyoruz. Biz bütün ülke insanlarını kardeş ve eşit biliyoruz. Bizim kitabımızda etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik yoktur. Ankara'da ne söylüyorsak Diyarbakır'da da aynısını söylüyoruz. Bu kararlılığımız devam edecek. Biz milletimiz için bu yolda samimiyetle bir mücadele verdik. Batının derdi ne ise doğunun derdi de aynı oldu bizim için. Biz bu ülkeye sevdalıyız, bu ülke insanına sevdalıyız. Dilleri farklı da olsa Yunus da Ahmet Hani de Mevlana da Feki Teyran da aynısını söylüyor. Biz Allah için birbirimizi seviyoruz, sevmeye de devam edeceğiz."

Konuşmasının devamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde iktidarları döneminde yaptıkları hizmetleri anlatan Erdoğan, BDP'nin iddiasının aksine Kürtlerin temsilcisinin AK Parti olduğunu vurguladı. İşte Erdoğan'ın Van mitinginden satır başları:

"KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ BİZİZ"

"Sadece dönemimizde doğudaki dersliklerin yüzde 51'ini, güneydoğudaki dersliklerin yüzde 74'ünü biz yapmış olduk. Türkiye'nin tamamında olduğu gibi doğu ve güneydoğu illerimizde de üniversitesi olmayan il bırakmadık. Biraz açık konuşacağım. Ben açık konuşmayı severim. Kürtlerin temsilcisi biziz. Bir parti böyle bir şey söylüyor. Sana kim böyle bir yetkiyi verdi? Bu bir ayrımcılıktır bir defa. Bugün benim Kürt kökenli vatandaşlarımın en yoğunlaştığı parti benim partimdir. Kabinemde de genel idare kurulumda da MYK'da da Kürt kökenli vatandaşlarım var çünkü biz de ayrımcılık yok. İstanbul'a git, orada da Kürt kökenli vatandaşın milletvekili olduğunu görürsün. Tarihinde almadığı hizmeti Güneydoğu, Doğu Anadolu bu dönemde aldı mı, alıyor mu? Şimdi, 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenler, nasıl geldiniz buraya. Ne yaptınız? Ne yapacaksınız? Bundan sonra da yapacağınız bir şey yok zaten. Siz sadece ayrımcılık yaptınız. Baskı ile terör estirerek benim halkımın hakları savunulmaz. Kardeşçe, birlik içinde, beraberlik içinde halkımıza hizmet edeceğiz. Kim ne derse desin ayrım yok. Hepsine hizmet bizim asli görevimizdir."

"DOĞU VE GÜNEYDOĞU'YA KATRİLYONLUK YATIRIMLAR YAPTIK"

"Doğuda okul öncesi okullaşma oranını yüzde 5,5'ten aldık, şimdi yüzde 43. Güneydoğuda yüzde 5'ti okul öncesi eğitimi, şimdi yüzde 38'e çıktı. Bu işe ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor. Doğu Anadolu'da 44 yeni hastane yaptık. 3618 yatak kapasitesi üreterek 1,5 katrilyonluk sağlık yatırımı gerçekleştirdik. Güneydoğu'da 3478 yatak kapasitesi ürettik. 1,1 katrilyonluk yatırım da orada yaptık. Bunlar böyle devam ederken kimse kalkıp da AK Parti iktidarına, 'Siz bu bölgeyi ihmal ettiniz' diyemez. Öğretmen sayılarını artırdık, karayollarında yaptığımız yatırımlar açıkça ortada. 2008-2009 için 950 trilyon karayollarına yaptık harcama. Bu yıl 500 trilyon ayırdık. Edremit'te TOKİ'nin yaptığı toplu konutlar nasıl? 6 katrilyon TOKİ olarak bu bölgelerdeki yatırımımız. 36 bin doğu, 31 bin güneydoğuda konuta başladık. Doğu'da 23 bin konut, Güneydoğu'da 26 bin konut teslim ettik."

"ANA DİLDE KONUŞMANIN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRDIK"

Ekonomik kalkınmayı demokratikleşmeyle hak ve özgürlüklerle birlikte yürütmeliyiz. Demokrasinin standartları yükseldikçe ekonomi gelişir. Kardeşlik pekiştikçe, bütünlüğümüz daha da sağlamlaştıkça işte o zaman gençler kurtulur, işte o zaman anneler ağlamaz, işte o zaman ocaklar sönmez. 7,5 yıldır bölgenin ekonomik kalkınması için yoğun mücadele verirken, demokratik hakların geliştirilmesi için de samimi bir yaklaşım içinde olduk. Hapishanedeki genç görüş gününde annesi ile ana dilinde görüşemiyordu. Ana dil üzerindeki yasakları kaldırdık. Ana dilin öğrenilmesini ve kursların açılmasını serbest bıraktık. Üniversitelerimizde farklı dil ve lehçelerde enstitü kurulmasının, yayının, propagandanın önünü açtık. Bize diyorlardı ki 7,5 yıl önce. 'Bak başkan, şu olağanüstü hali kaldırın, biz sizden başka bir şey istemiyoruz.' Olağanüstü hali bu ülkede kim kaldırdı? Biz kaldırdık. Çevik kuvveti bu ülkede biz gönderdik. Şimdi birileri çıkıyor, 'Biz olmasaydık bu olmazdı' diyor. Geç onu. Bugüne kadar neredeydiniz siz?

Bugüne kadar gelen iktidarlara bunu niye yaptıramadınız? Bu gönül işi, samimiyet ister, dürüstlük ister. Şimdi de birçok adımlarda biz herkesi görüyoruz. Bölgede vatandaşımın hayatını zorlaştıran, ulaşımını zorlaştıran uygulamalara son verdik."

"İSTİSMAR ZEMİNLERİNİ KAYBEDECEKLER"

Yaklaşık 30 yıldır bu ülkede terör var. Güvenlik güçlerimize, masum insanlara kurşun sıkılıyor. 30 yıldır bu ülkede pırıl pırıl gençlerimiz aldatılarak dağlara çıkarılıyor. 30 yıldır bu ülkede anneler ağlıyor, babalar ağlıyor, ocaklara kara haberler geliyor. 30 yıldır kim kazandı? Bu ülke kazanmadı, tersine 450 milyar dolar kaynağını kaybetti. Bu ülkenin insanları kazanmadı, tersine 40 binden fazla vatandaşını zamansız toprağa verdi. Doğu kazanmadı, batı kazanmadı, kuzey, güney kazanmadı. Terör; işsizlik, yoksulluk, acı, yürek sızısı getirdi ama bu kanlı süreçten rant sağlayanlar oldu. Silah tüccarları bu süreçten kazanç sağladı. Kürt kökenli kardeşimi istismar edenler bu süreçten kazandı. Hükümet olarak artık bu kirli oyunlara son vermenin zamanının geldiğini çok açık, net söyledik. Bu kirli düzen son bulsun, gençler ölmesin, analar ağlamasın dedik. Terör örgütü buna karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminini kaybediyor. BDP Kürt kökenli vatandaşlarımın hassasiyetlerini artık istismar edemeyeceği için bu sürece karşı çıkıyor. MHP şehit cenazelerini istismar edemeyeceği için bu sürece karşı çıkıyor. CHP kendisini inkar ediyor. Hazırladığı raporlarla ters düşüyor. Kim ne yaparsa yapsın biz milletimizle birlikte bu süreci tamamına erdireceğiz. Biz yılmadan usanmadan bu mücadelemizi sürdüreceğiz."

"12 EYLÜL ZİHNİYETİYLE YÜZLEŞİYORUZ"

"12 Eylül Darbesi ülkenin ufkunu kararttı. Ülkenin üzerine kara bir bulut gibi çöktü. Şu Diyarbakır hapishanesinin dili olsa da konuşsa. Şu Van hapishanesinin dili olsa da konuşsa. 12 Eylül'de gençlere neler yaptılar, nasıl kan kusturuldu, o duvarların dili olsa da anlatsa. Biz 12 Eylül'le anayasasıyla zihniyetiyle yüzleşiyoruz. Biz krallardan yana değiliz, biz hukuktan yanayız. Üstünlerin hukukundan değil, hukukun üstünlüğünden yana olmaya evet mi? Yıllardır kanayan yaraları tedavi etmek istiyoruz. BDP Meclis'te neye karşı çıktı? Kiminle saf tuttuğunu gördünüz değil mi? CHP, MHP, BDP Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV, bir kısım medya. Bunlar bu değişimin karşısında durdular. Hadi hepsini anlıyorum. CHP statükodan beslenir, MHP de öyle. Yıllarca statükoyu eleştiren BDP niçin değişime karşı çıkıyor? Niçin demokratikleşmeye destek vermiyor. Partisi defalarca kapatılan BDP TBMM'de kendi milletvekillerine baskı uygulayıp oy kabinine göndermedi. 'Partim beş kere kapatıldı' diyorsun, şimdi altıncı defa kapatılmasının zeminini mi hazırlıyorsun? Onu zorlaştıracak olan oylamada niçin yoksun? Bu işin ideolojisi olmaz, halkın menfaati olur. Arkadaşları oy kullanmaya giderse belki vicdanlarını sesini dinlerler de 'evet' derler, bundan korktular. CHP de aynı şeyden korkup yasakladı. Ama biz bütün arkadaşlarımızla gittik. CHP şimdi oy sandığına git, 'hayır' de diyor. Sen kendin gitmedin, şimdi vatandaşa hangi yüzle "hayır de" diyorsun? Hani demokrattınız, hani bağımsız demokrattınız. Nasıl bağımsızlık, nasıl demokratlık bu? Bırak vatandaş gitsin oyunu kullansın. Benim Van milletvekilime, Gülşen Oral Hanımefendi'ye Van sokaklarında adeta terör uyguladılar anayasa değişikliğini anlatmasın diye. Anlatsın, milletvekilinin görevi bu. Bu mu demokratik anlayış. Gereksiz yere gazeteler, dergiler yasaklanıyordu eskiden. Biz geldik bunların tamamına son verdik. Bugün de aynı baskıyı terör örgütü yerine getiriyor."

"ÖRGÜTÜN KİMLERLE İŞ BİRLİĞİ YAPTIĞINIZ GÖRÜYORSUNUZ"

"Bugün İstanbul, Silivri'de çok önemli davalar devam ediyor. O iddianamelerde kimlerin kimlerle iş birliği yaptığını görüyorsunuz değil mi? Terör örgütünün Türkiye içinde kimlerle ortak hareket ettiğini gördünüz değil mi? Dörtyol'da ortaya çıkan ilişkiler dikkatinizi çekiyor değil mi? terör dağlarda güvenlik g; üçlerimize vuruyor, Ankara'da CHP, MHP yalanlarına sımsıkı sarılıyor. Biz artık bu kirli oyunu bozmak istiyoruz. Bu ülkeye, bu millete çeteler yön vermesin, terör örgütü rota çizmesini istiyoruz."

"ARTIK KİMSE FİŞLENMEYECEK"

"Vereceğiniz her evet oyu kendinize, çocuklarınızın geleceğine. Buradan kapı kapı dolaşmaya evet mi? Durmak yok, yola devam değil mi? Kadın hakları anayasal teminat altına alınıyor. Çocuk istismarının önüne geçiliyor, evet mi? Engellilerin devletteki iş bulma hakkı ve diğer hakları anayasal teminat altına alınıyor, evet mi? İşçi sendikaya üye olma hakkına sahip oluyorsun, evet mi? Memur kardeşlerim, toplu görüşme hakkından toplu iş sözleşmesi hakkını elde ediyorsun, evet mi? Memur emeklisi kardeşim bu haklardan sen de istifade ediyorsun, evet mi? Hiçbir kardeşim bundan böyle fişlenemeyecek. Fişlenmeye son veriyoruz. Etnik kökeninden, evinde eşi baş örtülüymüş, evine şunlar gelmiş, şunlar gelmiş, bundan dolayı fişlenmeyeceksiniz. Devlet dairelerinde bugün git yarın gel yok. Kamu Denetçiliği Kurumu olacak. Parası olanın AİHM'ye gittiği bir dönemdeyiz. Artık Anayasa Mahkemesi bireysel başvurunuzu kabul edecek. Kamu Denetçiliği Kurumu'na evet mi?"

CHP'NİN YÜCE DİVAN İDDİALARINA YANIT

"HSYK, CHP diyor ki; 'AK Parti Yüce Divan'a gitmemek için değişiklik yapıyor." Ayıptır. Okuma yazman varsa aç kitabı bir oku. Bu değişimin içinde böyle bir şey var mı? Demek ki Meclis'teki müzakerelere de bunlar katılmadı. Zaten meydanlarda anayasa değişikliği konuşmuyorlar. Neye hayır dediklerini hiç duydunuz mu? HSYKyı biz oluşturmuyoruz. Adalet bakanıyla adalet bakanlığı müsteşarı önceden nasıl varsa şimdi de var. Ama diğer 20 üyeyi aynı şekilde seçip 10 tanesinin seçimi için Van'ın Cevaş ilçesindeki mahkemede bulunan hakim, savcı, Erciş'indeki hakim, savcı, değişik illerimizden 11 bine yakın hakim, savcı oylamaya katılacak. Bunlar HSYK'ya 10 üye seçecekler. Bunun bizimle ne alakası var? Atama diye bir şey yok. Bu millete dürüst olun. Ama bunlarda dürüstlük yok. Kılıçdaroğlu başörtü meselesini ben halledeceğim diyor. İnanıyor musunuz buna? Onun başörtü özgürlüğü diye bir derdi var mı? MHP ile el ele verdik, bu kızlar rahatça üniversiteye girsin diye uğraştık. Ertesi gün bir gazete bir başlık attı. O bir kısım medyadan. 'Kaosa kalkan 411 el' dedi. Sizin nereniz özgürlükçü? Sizde nerede hak ve hürriyet var? Kılıçdaroğlu, 'Başörtü sorununu ben çözerim' diyor. 411'i Anayasa Mahkemesi'ne CHP, DSP beraber götürdü. Kılıçdaroğlu senin de imzan yok muydu? Dürüst ol."