Aydemir, özellikle Çin’in Sincan bölgesinde yaşayan Uygur Türklerine uygulanan sistematik baskı ve zulmün haddi aştığını belirtti. İnsanlığa karşı işlenen bu tür suçlara dünyanın her yerinden topyekûn tepki verilmesi gerektiğini vurgulayan Aydemir, “Bu zulme sessiz kalmak, insanlık adına büyük bir eksikliktir” dedi.
Aydemir, dünya genelinde yaşanan hak ihlallerine de değindi. Günümüzde, savaş bölgelerinde sivillerin hedef alınması, baskıcı rejimlerde ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve basının susturulması, dini ve etnik azınlıklara karşı uygulanan baskılar gibi ihlaller dünya genelinde artış göstermektedir. Özellikle savaş ve çatışma bölgelerinde yerinden edilen milyonlarca insan, temel haklarından mahrum kalmaktadır. Göçmenlerin zorla geri gönderilmesi ve mülteci kamplarındaki insanlık dışı koşullar da ciddi bir insan hakları ihlali olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra, kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar, zorla çalıştırılma ve çocuk işçiliği gibi vakalar da endişe verici boyutlara ulaşmıştır. İşkence, keyfi gözaltılar ve otoriter rejimlerin baskıcı politikaları da dünya genelinde yaygın olarak gözlemlenmektedir.
İnsanlık Onuru Her Yerde Savunulmalı
Aydemir, dünyanın farklı yerlerinde yaşanan bu ihlallere karşı toplu tepki verilmesi gerektiğini belirtti. Özellikle Uygur Türklerine karşı yapılan sistematik baskılar konusunda uluslararası toplumun daha güçlü bir duruş sergilemesini isteyen Aydemir, “Uygur Türklerine yapılan bu mezalim artık haddi aşmıştır. İnsanlık onuru, dünyanın neresinde olursa olsun her bireyin temel hakkıdır. Bu haklar gasp edildiğinde hepimizin ses çıkarması gerekir” dedi.
Başkan Aydemir tüm dünya liderlerini ve insan hakları savunucularını bu zulümlere karşı birleşmeye davet etti. “Birlikte bu ihlallerin durması için sesimizi yükseltmeliyiz. İnsan haklarının savunulması bir görev değil, insan olmanın gereğidir” ifadelerini kullandı.