Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Suriye’yi kan ve gözyaşı gölüne çeviren nice güçler bölgede cirit atarken, Türkiye’nin eli kolu bağlı bir şekilde beklemesini isteyenler, aynı krizi bizim topraklarımıza taşıma hesabı yapanlardır. Hiç kimseye böyle bir fırsatı vermedik, vermeyeceğiz. Kendimizle birlikte Suriyeli kardeşlerimizin haklarını sonuna kadar savunacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.
“BUGÜNE KADAR, EGOSUNUN DEĞİL DAVASININ PEŞİNDEN GİDECEK GÖNÜL ERLERİYLE YOL YÜRÜDÜK”
31 Ocak’ta büyük bir aday tanıtım ve manifesto toplantısıyla yerel seçim kampanyasını resmî olarak başlatacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden aday olanlar ile ilk defa aday gösterilen tüm belediye başkan adaylarına başarılar diledi.
Tüm teşkilatın adayların etrafından kenetlenmesini, tüm dikkatlerini, vakitlerini, enerjilerini, imkânlarını seçim zaferi için kullanmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bugüne kadar, egosunun değil davasının peşinden gidecek gönül erleriyle yol yürüdük, aynı şekilde de devam edeceğiz. Hizmet yarışında bayrağın ne zaman hangi görevde kime tevdi edileceği nasip işidir. Biz layığı olan veya layık olanı kenara koymadık, koymayız da” dedi.
Meselenin sen, ben kavgası değil, davaya, ülkeye ve millete hizmet olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatına ve adaylarına seçim çalışmalarında muvaffakiyetler temenni etti.
“TÜRKİYE’Yİ 16 YILDA 3,5 KAT BÜYÜTTÜK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart öncesinde de Türkiye’de gerçekten çok garip, çok hazin birtakım birlikteliklerin ortaya çıktığını ifade ederek, şöyle konuştu: “CHP, 2014 mahalli seçimlerini FETÖ’cülerin verdiği malzemelerle yürütmüş ve onların amaçlarına hizmet edecek şekilde çalışmıştı. Baktı ki FETÖ’cüler tek başına yetmiyor, şimdi onun yanına PKK’lıları, hamur tutkalıyla bir araya getirilmiş birilerini daha aldılar. Tabi bu cephe de CHP’yi başarıya ulaştırmaya yetmeyecek, çünkü CHP asıl yanına alması gereken kesimden, yani milletin kendisinden ısrarla uzak duruyor. Milletin içinde olmadığı bu tür siyaset mühendisliği projelerinin bir yerlere göz kırpmaktan, mesaj vermekten öte neticelere vesile olabilmesi mümkün değildir.”
Sıkıntıların olduğunu, programlar ve projelerde aksaklıklar yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak bunların hiçbirinin Türkiye’yi hedeflerinden uzaklaştıracak hususlar olmadığını, engeller nedeniyle kaybolan vakti de telafi etmek için çok çalıştıklarını kaydetti.
Gazi Mustafa Kemal’in ve dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın bin bir zahmetle kurmaya çalıştıkları savunma sanayiini tek parti zihniyetinin nasıl baltaladığını her fırsatta anlatmaya devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti zihniyetinin tek bir zerresi kalmayana dek ezip yok etmek gerektiğini söyledi.
Cumhuriyet dönemi düşünce hayatının sol sosyalist çizgideki isimlerinden Niyazi Berkes’in Millî Şef dönemini ‘Türk düşünüş tarihinde bu devir kadar utanç verici, bu devir kadar saldırganlığın terbiyesizleştiği bir devir yoktur’ sözleriyle anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti döneminde yine aynı sapkın zihniyet iflah olmaz bir saldırganlık ve edepsizlikle üzerimize gelmişlerdir. Kılıçdaroğlu ve avenesinin referansı, işte bu tek parti dönemidir. Biz Türkiye’yi bunlara rağmen 16 yılda 3,5 kat büyüttük, inşallah yine bunları rağmen 2023 hedeflerine ulaştıracağız” diye konuştu.
“TERÖRİSTLERİ BU ÜLKEDE ASLA BARINDIRMAYACAĞIZ”
Türkiye’nin son beş, altı yılda yaşadıklarından sadece birine maruz kalan bütün ülkelerin nasıl sendelediklerine, nasıl paniklediklerine şahit olduklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye meselesinde son dönemde önemli kazanımlar elde edildiğini, Türkiye’deki 3,5 milyonun üzerinde sığınmacı ve sınırlarda yol açtığı ciddi güvenlik tehditleri yanında, siyasi ve ekonomik gelecek bakımından da bu meselenin üzerine kararlılıkla gitmek zorunda olduklarını sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye sadece Suriye değil Irak’tan da mülteciler geldiğini, Saddam Hüseyin döneminden itibaren Türkiye’nin Keldanileri, Ezidileri, Kürtleri, Arapları misafir ettiğini belirterek, “Biz teröristlere kapılarımızı kapattık, teröristleri bu ülkede asla barındırmayacağız, bunu herkesin bilmesi lazım, kabullenmesi lazım. Biz terörle el ele gezemeyiz, teröristlere birlikte olamayız, onun için PKK, PYD, YPG, DEAŞ, bunlar bizim yanımıza asla sokulamaz. Ve bunlar o açtıkları çukurlarda, ülkemizde nasıl onları o çukurlara gömdüysek, sınırlarımız dışında da yine aynı şekilde onları o çukurlara gömeriz” ifadelerini kullandı.
Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtlarıyla DEAŞ, PKK ve YPG’ye büyük darbe vurduklarını, İdlib’de Rusya ve İran’la birlikte başlatılan inisiyatifle, bölgede yeni bir insani kriz yaşanmasının önüne geçtiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’de futbol takımlarının kurularak karşılaşmalar yapıldığını belirterek bu gelişmelerin Türkiye’nin bölgedeki gücüyle, etkisiyle yaşandığını kaydetti.
“KENDİMİZLE BİRLİKTE SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN HAKLARINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ”
“Barış lafla olmaz, icraatla olur. Sevgi lafla olmaz, icraatla olur. İşte biz bu icraatlarla ortaya bunları koyduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırada Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki terör unsurları ile daha aşağılarda yuvalanan DEAŞ artıklarında olduğunu belirtti.
Suriye’yi kan ve gözyaşı gölüne çeviren güçler bölgede cirit atarken, Türkiye’nin eli kolu bağlı bir şekilde beklemesini isteyenlerin aynı krizi Türkiye topraklarına taşıma hesabı yapanlar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç kimseye böyle bir fırsatı vermedik, vermeyeceğiz. Kendimizle birlikte Suriyeli kardeşlerimizin haklarını sonuna kadar savunacağız” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve ABD’nin Suriye meselesinde uzunca bir süre farklı yaklaşımlara sahip olduğunu, bu durumu bir stratejik ortak olarak üzüntüyle karşıladıklarını belirterek, “Özellikle Obama döneminde bize verilen sözleri yerine getirilmemesinden tutun da, terör örgütleriyle al takke ver külah ilişkilerine kadar pek çok sorunlu konuyla ilişkilerimiz âdeta zehirlendi” diye konuştu.
“PKK-YPG KENDİSİNE TABİ OLMAYAN ARAP, KÜRT, TÜRKMEN, HIRİSTİYAN TÜM GRUPLARA ZULMEDİYOR”
ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesinin ardından ifade etiği yaklaşımların uzun süre sahaya yansımasını beklediklerini bu sürede Türkiye’nin de kendi politikaları doğrultusunda askerî harekât planlarını tamamlayıp, hazırlıklarını yaptığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sayın Başkan Amerika’nın Suriye’deki askerlerini tümüyle çekeceğini, DEAŞ artıklarıyla mücadeleyi de Türkiye’ye bırakacaklarını gayet açık ve net bir dille bize ifade etti. Biz de Fırat Kalkanı Harekâtındaki göğüs göğse çarpışmalarımızı hatırlatarak Suriye’de DEAŞ’la mücadelenin önceliklerimizin başında geldiğini belirttik. İlerleyen süreçte Amerika ile Suriye konusundaki ilişkilerimizin olumlu yönde seyrine sıcak bakmayan yönetimdeki kimi isimlerin değişmesi umutlarımızı daha da artırdı. Bunun üzerine askeri harekâtımızı biz de beklemeye aldık. Elbette arada birtakım çatlak sesler çıkıyordu, ama biz asıl muhatabımızın Sayın Trump olduğunu bildiğimiz için bunları çok da önemsemiyorduk. Ne var ki, dün Sayın Trump’ın kişisel sosyal medya hesabından verilen birtakım mesajlar doğrusu beni ve arkadaşlarımı üzdü. Hemen harekete geçtik ve dün gece bu meseleleri kendisiyle telefonda tekrar konuştum, gayet müspet bir görüşme oldu. Kendisi Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilme kararını bir kez daha teyit etti. Suriye’de Türkiye sınırı boyunca bizim tarafımızdan oluşturulacak güvenli bölge dâhil, hatırlayın, ta Obama döneminden itibaren benim vurguladığım bu güvenli bölge konusu 20 mil olarak kendisi tarafından da ifade edildi ki, bu da 30 kilometreyi aşkın bir derinlikte bir güvenli bölge, böyle bir hat. Gündemimizdeki tüm konularda ekiplerimiz arasında süren görüşmelerin devamına karar verdik.”
ABD Başkanı Trump ile görüşmesinde Türkiye’nin önceliklerinin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle etkili bir şekilde mücadele etmek olduğunu vurguladıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede Suriye’de hiçbir etnik ve dini grup gözetmeden herkese kucak açıldığını, PKK-YPG’nin kendisine tabi olmayan Arap, Kürt, Türkmen, Hıristiyan tüm gruplara zulmettiğini aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede ikili ticaret hacmini 75 milyar dolara çıkarma hedefi doğrultusunda hızlı ve kapsamlı adımlar atma kararına vardıklarını dile getirerek, “Böylece ilişkilerimizde Suriye özelinde başlayan olumlu seyri arımızdaki diğer ihtilaflı meselelerle sınırlamayıp ekonomik alana da taşıma perspektifimizi güçlendirmiş olduk. Sayın Trump ile dün akşam tüm bu konularda tarihî öneme sahip bir anlayış birliğine vardığımıza inanıyorum” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, BU ÜLKEDE YAŞAYAN HERKESİN DEVLETİDİR”
Konuşmasının devamında uluslararası çevrelerde bir süredir dile getirilen önemli bir yanılgıyı düzeltmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu ülkede yaşayan herkesin; en başta da Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla tüm kardeşlerimizin devletidir. Sadece bu kadar da değil, Türkiye, yakın çevresinden başlayarak kendisiyle gönül bağı içindeki herkesin, yine en başta da sınırlarımızın hemen yanı başında yaşayan Kürt kardeşlerimizin de devletidir” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart için şimdiden sesleniyorum, Kürt kardeşlerimize sesleniyorum, bu oyuna gelmeyin bu oyuna gelmeyin. PKK’nın desteğindeki terörden beslenen siyasi partilere, onların yandaşlarına oylarınızı vererek zayi etmeyin, tehditlere aldırmayın” diye konuştu.
Türkiye’nin sınırları dışında yaşayan Kürtler, Türkmenler ve Araplar için güvenli bir sığınak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında Türkiye’nin çevresiyle olan ilişkilerindeki yanlış algılar, sadece belli ülkelere mahsus değildir. Bize Suriye’de niye varsınız diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Bize Irak’la niye ilgileniyorsunuz diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Bize Kudüs konusunda niye bu kadar hassasiyet gösteriyorsunuz diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Bize Libya’nın sizinle ne ilgisi var diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Bize Kafkasların, Balkanların, Karadeniz havzasının, Akdeniz havzasının kuzeyiyle ve daha aşağısıyla, Afrika’nın, Güney Asya’nın sizinle ne alakası bulunuyor diyenler oluyor Bay Kemal gibi. Utanmasalar ata yurdumuz Orta Asya’yla, Türkistan’la niye bu kadar ilgileniyorsunuz diyecekler, hatta bunu söyleyenler de var. Hâlbuki biz tarihimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle, gönlümüzle tüm bu coğrafyalarla iç içeyiz.’
“HER ŞEYİ ÇIKAR OLARAK GÖRENLER TÜRKİYE’NİN İNSANİ VE ONURLU TAVRINI ELBETTE ANLAYAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya, Moğolistan, Balkanlar, Bosna Hersek, Makedonya gibi birçok ülkede Türk tarihine ve ecdadına dair eserlerin onarımını, gelecek kuşaklara aktarımın sağlayacak işler yaptıklarını anımsatarak, “Aliya öyle dedi: ‘Tayyip, evladım; buralar evladı Fatihandır, buraları sakın terk etmeyin’ dedi, ertesi gün ölüm haberini aldım. Onun için de bizim oralara bakışımız farklıdır, öyle rastgele bakamayız. Ama bunlardaki göz rastgele bakma gözüdür, farkımız bu. Bunların önemli bir bölümü zaman içinde dilini, kıyafetini, kültürünü yaşadığı coğrafyaya uydurmuş olsa da, gönlünün derinliklerinde ülkemizle bağını hâlâ muhafaza ediyor. Dolayısıyla tüm bu coğrafya bizim birinci dereceden ilgi alanımız içindedir” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Suriye’deki varlığını, başka herhangi bir devletin veya gücün varlığıyla karşılaştırmak, tarihe de medeniyetimize de kültürümüze de hakarettir. Asıl biz orada olmazsak, orada yaşananlara sırtımızı dönersek, birilerinin yaptığı gibi oradan gelenlere sınırlarımızı ve gönüllerimizi kapatırsak kendimize ihanet etmiş oluruz. Her şeyi para, her şeyi petrol, her şeyi çıkar olarak görenler, Türkiye’nin bu insani ve onurlu tavrını elbette anlayamaz. Bizim Suriye ve diğer konularda attığımız her adım, kullandığımız her inisiyatif, yaptığımız her fedakârlık, harcadığımız her kuruş, işte bu duruşun ifadesidir.”