ERZURUM
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Ankara Altındağ’da yaptırılacak Yükseköğrenim öğrenci yurdunun temeli, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katıldığı törenle atıldı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük ve Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İsmail Palakoğlu’nun yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin de katıldığı törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sivil toplum kuruluşları tarafından yurtdışına götürülen hizmetlerin yüzde 47’sinin Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, “Türkiye Diyanet Vakfı demek, hayırsever Türk milleti demektir. Çünkü Türkiye Diyanet Vakfı, varlığını tamamen milletimizden alan ve bu destekle dünyanın her tarafında hizmet eden bir vakıftır.” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şöyle konuştu:
“TÜRKİYE DİYANET VAKFI, VARLIĞINI TAMAMEN MİLLETİMİZDEN ALAN VE BU DESTEKLE DÜNYANIN HER TARAFINDA HİZMET EDEN BİR VAKIFTIR”
“Son 20-30 yılda Türkiye’den yurt dışına, bilhassa Avrasya ve Afrika coğrafyasına onlarca sivil toplum örgütü hizmet götürüyor. Bu yardımları topladığımızda her sene yüzde 47’lik büyük çoğunluğunun sadece Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz. Rusya’nın içindeki Müslümanlara, Orta Asya’daki Türk devletlerine, Kafkasya’ya, Balkanlar’a, Afrika’ya hayırsever milletimizin götürdüğü hizmetlerin asgari yüzde 47’sine öncülük yapan kurum Türkiye Diyanet Vakfıdır. Bu vesile ile kuruluşundan bugüne vakfımıza emeği geçen bütün büyüklerimizin ahirete irtihal edenlerine Allah’tan rahmet, berhayat olanlara da sıhhat ve afiyet içerisinde daha nice hizmetler nasip etmesini yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.”
“TÜRKİYE DİYANET VAKFININ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI İLE BİRLİKTE YÜRÜTTÜĞÜ EN ÖNEMLİ HİZMET, EĞİTİM HİZMETLERİDİR”
Türkiye Diyanet Vakfının Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte yürüttüğü en önemli çalışmanın eğitim hizmetleri olduğuna dikkat çeken Başkan Görmez, vakfın bugüne kadar yurt içindeki öğrencilere verdiği desteğin yanı sıra yurt dışından da 15 bin öğrenciyi Türkiye’ye getirerek her seviyede din eğitimi verdiğini kaydetti. Başkan Görmez, şöyle devam etti:“Türkiye Diyanet Vakfımızın Diyanet İşleri Başkanlığımızla birlikte yürüttüğü en önemli hizmet, şüphesiz eğitim hizmetleridir. Vakfımız, 1993’ten bugüne kadar, yani Sovyetler Birliği ve Yugoslavya’nın dağılışından bugüne kadar 15 bin öğrenciyi Türkiye’ye getirmiş, Türkiye’de her seviyede din eğitimi vererek kendi ülkelerine dönmesini sağlamıştır. Şu anda Türkiye’de 2 bin yabancı öğrencimiz tahsil görmekte, her seviyeden din eğitimi almaktadır. Bütün bu öğrenciler hem ülkemizin dünyada temsilini hem de ülkemizdeki iyilikleri, güzellikleri başka dünyalara taşımada en önemli öncülük görevini üstlenmektedirler. Ayrıca yine bu hizmet içerisinde çok önemsediğimiz hizmetlerden bir tanesi de bugün burada temelini atacağımız yurt binasında olduğu gibi ülkemizin değişik şehirlerinde verdiğimiz yurt hizmetleridir. Günümüzde sadece 10 ilde yurt hizmeti verebiliyoruz ancak hedefimiz, bu hizmetimizi tüm illerimizde yaygınlaştırmaktır. Hangi ilde, hangi üniversiteye giderse gitsin bu milletin çocuklarından hiç birisi dışarıda, sokakta kalmamalı, barış ve huzur ortamında bir barınma imkânına sahip olmalıdır. Ancak barış ve huzur ortamı ile birlikte iki şey daha sağlamalıyız: Yurtlarımız aynı zamanda ilim-irfan yuvaları olmalı. Yurtlarda bilgi ve kültür atmosferini oluşturmalıyız. Ancak bundan da önemlisi öğrencilerimizin kendi kimliklerini, kişiliklerini ve manevi dünyalarını geliştirici bir manevi huzur ortamının oluşturulmasıdır. Biz genç nüfusa sahip bir ülkeyiz ve bununla iftihar ediyoruz. Gençlere ve öğrencilere sadece bilgi yüklemek yetmiyor. Gençlerimizin bilgi ile birlikte aynı zamanda çağın ve tarihin bilgisine sahip, kimliğini, kişiliğini geliştiren, manevi dünyası zengin, bütün dünyaya hizmet etmeye, bütün insanlığa barış getirmeye aday bilim adamları ve işadamları olmasını sağlayacak ortamları bu yurt binalarında oluşturmalıyız. Ben desteklerinden dolayı hem büyükşehir hem de Altındağ belediye başkanlarımıza huzurlarınızda teşekkür etmeyi bir borç sayıyorum. Bu eserin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasının sonunda bir ay içerisinde İstanbul Ümraniye’de Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yaptırılacak 1500 kişilik yeni bir yurt binasının temelinin atılacağını da müjdeledi.
“NESİLLERİMİZ EĞİTİMLİ OLURSA, GELECEĞİMİZ DE EMİN ELLERDE OLACAKTIR”
Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da Türkiye Diyanet Vakfının eğitim hizmetlerine dikkat çekerek, “Bugün artan üniversite sayısıyla birlikte Türkiye Diyanet Vakfının da il merkezleri başta olmak üzere Türkiye’nin her yerine bu imkânlarını yayması gerekir.” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle konuştu:“Temelini attığımız yurdun hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Hükümet olarak yaptığımız çalışmalar içerisinde en önem verdiğimiz konulardan biri eğitimdir. Çünkü biliyoruz ki nesillerimiz eğitimli olursa geleceğimiz de emin ellerde olacaktır. Okullaşma ve üniversiteyi bitirme oranımız ve ülkemizin her yerinde standardı yüksek eğitim imkânlarını bütün yavrularımıza temin edebildiğimiz ölçüde Türkiye’miz daha güçlü olacak, daha emin adımlarla yoluna devam edecektir. Bugün artan üniversite sayısıyla birlikte Türkiye Diyanet Vakfının da il merkezleri başta olmak üzere Türkiye’nin her yerine bu imkânlarını yayması gerekir. Bu, evlatlarımız için de büyük bir imkân oluşturacaktır. Türkiye’nin her ilinde en az bir yükseköğrenim öğrenci yurdu olan Türkiye Diyanet Vakfı da kendisine sağlanmış olan yardımları amacına daha uygun kullanma noktasında önemli bir adım atmış olacaktır.”
“GÖÇ, BÜYÜKŞEHİRLERDE CAMİYE OLAN İHTİYACI ARTTIRMIŞTIR”
Türkiye’de zaman zaman camilerin sayısı ile ilgili tartışmalar yaşandığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Büyükşehirlerde müthiş derecede bir cami ihtiyacının olduğu tartışmasız bir gerçektir.” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle devam etti:
“Türkiye’de her zaman ibadet mekânları ile ilgili azlık çokluk tartışması yapılmıştır. Ama Türkiye’deki camilerin dağılımına bakıldığı zaman kırsal alanları çıkardığınızda büyükşehirlerde müthiş derecede bir cami ihtiyacının olduğu çok tartışmasız bir gerçektir. Çünkü ekonomik imkânların artması veya başka nedenlerle insanların şehirlerde yaşamayı tercih etmesi, köyden kente veya küçük kentlerden büyükşehirlere göçü arttırmıştır. Bugün İstanbul’un nüfusu 15, Ankara’nın nüfusu 5 milyona dayanmışsa o zaman bu kadar göçün ihtiyacı olan mabetlerin de oralarda hayata geçirilmesi lazım. Siz Türkiye’nin 10 hanelik bir köyünde olan camileri toplam sayıya katar sonra nüfusa bölerek bir takım hesaplarla sonuca varırsanız hata edersiniz. Çünkü artık nüfus büyükşehirlere gelmiş ve hayatını orada devam ettirmektedir. Dolayısıyla İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerimizin tamamının bu anlamda ciddi ihtiyaçları var. O yüzden zaman zaman Cuma namazı kılmak için cami arayanların cami bulmakta zorlandıkları, bulunan yerlere bakıldığı zaman da ibadet nedeniyle yolların dahi trafiğe kapatıldığına şahit oluyoruz. Bunlar doğru görüntüler değildir. O nedenle diyoruz ki, şehirler, değişecek, gelişecek, daha iyi bir noktaya gidecek. Ama mutlaka mabetler de şehirlerin en güzel yerinde olacak. Çünkü bizim kültürümüzün, medeniyetimizin özünde bu vardır.”