Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, “Türkçe’nin Yapısı” adlı bir konferans düzenledi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Kemal Eraslan, “Bir caddede gezerken bakıyorum bir tane Türkçe tabela yok. Niye böyle yapıyoruz? Müşteri çekmek için. Bunu bir Alman, bir Fransız yapmaz, İngilizce isim yazmaz. Biz de maşallah herkes İngilizce biliyor gibi, Fransızca biliyor gibi yazıyor. Bir kebapçı gördüm. Sahibi Adana’lı, dükkânın adını ‘Abooow’ kebapçısı koymuş. İstanbul Fatih semti dinine bağlı bir semt olduğu için dükkânların isimlerinin hepsi ‘Tevhid Gözlükçüsü’ gibi isimlerden oluşuyor, tevhid ile gözlükçünün ne alakası var anlayamadım.” dedi.
ERASLAN’DAN ÇARPICI TESPİTLERİ
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından Rektörlük Mavi Salon’da yapılan “Türkçe’nin Yapısı” konferansı öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü. Salonu tamamen dolduran öğrencilerden bazıları konferansı ayakta izlemek zorunda kaldı. Türkoloji Dünyası’nın tanınmış bilginlerinden biri olan Prof. Dr. Kemal Eraslan ise konferansa konuşmacı olarak katıldı. Türk dilinin harika bir yapısının olduğunu belirten Eraslan, “Türkçe, Dünya’nın en değerli dillerinden birisi. Peki dilin bu değerini nasıl ölçeceğiz? Konuşan insan sayısı mı olacak? Eğer bu açıdan ele alırsak Çin birinci olur. Yaygınlık mı olacak? O zaman da İngilizce birinci sırada olur çünkü her yere yayılmıştır. Peki, diplomasi mi olacak? O zaman da Fransızca önde gelecek“ diyerek “Türkçe, yumuşak, akla uygun bir dil olması sebebiyle uzun tarih süreci içerisinde Dünya’nın her tarafında konuşulan bir dil olmasıyla haklı bir övgüyü hak etmektedir.” diye konuştu.
“Üzüntü duyduğumuz bölgeler var. Asya’da olsun Sibirya’da olsun Türkçe konuşan yerler var, bunlar zamanla dilini kaybetme ile karşı karşıya.” diyen Eraslan şunları kaydetti: “Türkçede 29-30 ses var daha bunların varyantlarını söylemiyorum bile. Dünya’nın diğer dillerinde bu kadar ses yok. Avrupa’nın birçok yerinde birleşik sesler var ama hiçbir dilde ünlülerin ve ünsüzlerin paralel yapısı yoktur. Ahenk, büyük ünlü uyumu, küçük ünlü uyumu, Arapça da dahil Dünya’nın hiçbir yerinde böyle bir zenginlik yok.