“Teröristle barış olmaz”

EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ OLAMAZ AMA NECİP MİLLETİMİZ TEDBİRİNİ ALMALIDIR HELE HELE ERZURUM BU EŞKİYALARIN SESLERİNİ YÜKSELTECEKLERİ ARENA DEĞİLDİR KİMSE PROVAKE OLMASIN AMA BU ERMENİ DIĞALARI ÇOK OLMAYA BAŞLADILAR PARDON AÇILIM SÜRECİNDE ERMENİ DEDİĞİM İÇİN ... NEYSE

DAĞDAN İNME SÜRECİ DEVAM ETMELİ, AMA ŞOV YAPMADAN, TAHRİK ETMEDEN, PROVOKASYONA YÖNELMEDEN, SESSİZ ÇOĞUNLUĞU ÖFKELENDİRMEDEN!.. Bazen bir sembol, bir görüntü, hatta yüzdeki bir ifade, koskoca bir süreci, tarihi önemdeki bir adımı ikinci plana itebiliyor. Türkiye, demokratik açılım sürecinde tartışmasız tarihi bir kavşaktan geçiyor. Sembollere odaklanıp bu sürecin önü tıkanmamalıdır. DTP’lilerin karşılama törenleri abartılı ve sinir bozucuydu, doğru. Sloganlar, pankartlar ve zafer işaretleri açılım sürecini destekleyenleri bile rahatsız etti, bu da doğru. Bunun bir benzerini Leyla Zana ve arkadaşlarının cezaevinden çıktığı zaman da görmüştük. O zaman da tatsız gösteriler yaşanmıştı. Evet, PKK’nın baskılarına boyun eğen DTP’liler, tarihi sürecin bu noktasında büyük yanlış yaptılar. Muhtemelen, dağdan inişle Türkiye’ye varış yolunda o 8 kişiye akıl verenler arasında durumun ciddiyetini anlamayanlar veya bunu bir şova dönüştürüp kendinc

5 MİLYON DOLARLIK “İMRALI PALAS” BİLE PKK-DTP VE İMRALI SAKİNİ ABDULLAH’I MEMNUN ETMEYE YETMİYOR!.. İmralı’daki tek kişilik Özel Kapalı Cezaevi’nde 10 yıldır kalan İmralı Sakini Abdullah, geçen hafta (17 Kasım) içinde hobi odası ve spor salonu bulunan Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’ne nakledilirken, yanına 5 tutuklu daha getirilerek, yalnızlığına da son verildi. Demokratik Açılım sürecini gerçekleştirme konusunda kararlı olan Devlet, “Abdullah Öcalan’ın sağlığı ve cezaevi koşullarının iyi olmadığı” yönündeki bahaneleri ortadan kaldırmak ve açılım konusundaki samimiyetini net bir şekilde ortaya koymak için, 5 milyon dolar harcayarak, beş yıldızlı otelleri aratmayacak konfora sahip, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin “standartları”nın üzerine çıkarak, Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevini inşa etti. Devlet, Demokratik Açılım sürecinde bir adım daha atarak, “Abdullah Öcalan’ın tecrit edildiği” yönündeki iddialara son verdi ve 5 mahkumu İmralı Sakini Abdullah’ın yanın

PKK-DTP, ENERJİLERİNİ UCUZ AJİTASYONLAR İÇİN DEĞİL, DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK İÇİN HARCASALAR, HEM KENDİLERİNE, HEM DE KÜRTLERE HİZMET ETMİŞ OLURLAR!.. "Sevincimizi çok görmeyin" diyerek neden oldukları travmayı görmezden gelen DTP yöneticilerine küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var. Bu ülkenin tüm illerinde, irili ufaklı tüm ilçelerinde, üzerinde Türk bayrakları olan mezarlar var. Üstelik bu mezarlar 20'li yaşlarda gençlere ait. Bu ülkede herkes, ya ailesinden ya da arkadaşlarından teröre kurban verdi. Ve herkes sorumlu olarak İmralı Sakini Abdullah’ı görüyor. İmralı Sakinini ekranda gördüğü zaman tansiyonu yükselen binlerce anne var bu ülkede. Peki, bunu neden hatırlatma ihtiyacı hissettim? Demokratik açılım sürecinin en önemli kavşaklarından birisi dağdan inen ilk kafileydi. Eğer ilk parti PKK’lılar sorunsuz şekilde evlerine gidebilirse bundan sonraki aşamalar çok daha çabuk ve sorunsuz olacaktı. Devlet üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Hatta çok büyük bir ris

Kimse Erzurum'luyu gaza getirmeye çalışmasın.Teröre hiç bulaşmadığı halde Terörden en fazla zarar gören illerin başında Erzurum gelir.O Erzurum'ki ilçeleri dahil olmak üzere vatanına bağlı,dik duran fakat diklenmiyen,Kan kusunca kızılcık şerbeti içtim diyerek hastalığını içine atan bu yiğit insanlar, artık yeter diyorsa ve 72 milyonun kardeşliğinin birlik beraberliğinin tüm ülkeye içerde ve dışarda oldukça fayda getireceğine inanıyorsa,bundan güzel daha ne olabilir, birilerinin şapkasını önüne alıp birkez daha düşünmesi gerekmiyormu? Yolun sonu görünüyor. kimse dadaşı gaza getirmeye çalışmasın.

DTP, DEMOKRATİK SÜRECE SAHİP ÇIKMALI VE PKK’YI “SİLAH BIRAKARAK, KADROLARINI YURT DIŞINA ÇEKME” KONUSUNDA İKNA ETMELİDİR!.. SAĞDUYULU YAKLAŞIMLAR DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİNİN ÖNÜNÜ AÇACAKTIR!.. Habur’dan giriş yapan 34 PKK’lıların görüntüsü, Türkiye kamuoyunda epey sorun çıkardı, tartışmaya neden oldu. Bu görüntüler toplumsal ayrışmayı da bir ölçüde körükledi. Oysa, Habur’daki ilk geçişlerden beri, Kürtlerin tasfiye değil, barışçıl bir süreç istediklerini belirtiyordu DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk. Bu haftaki grup toplantısında ise hükümetin demokratik açılım sürecini bir asayiş mantığıyla ele aldığını söyleyerek, halkın demokratik açılımdan beklentilerinin karşılanmadığını hatırlattı. Ahmet Türk’ün, demokratik açılım sürecinin ilk günlerinde Kürtlerin faili meçhulleri unutmaya hazır olduğunu söylemesinden bugüne çok da uzun zaman geçmedi oysa. Peki, ne oldu?.. Kendisinden beklendiği gibi, siyasetin diliyle konuşmaya çalışıyor Ahmet Türk. Oysa şu anda görünen o ki

KANDİL VE İMRALI, DTP’Yİ KAPATTIRMAK MI İSTİYORLAR?.. ŞİMDİ DÜŞÜNME VE DOĞRU ADIM ATMA SIRASI “KANDİL-İMRALI-DTP” ÜÇLÜSÜNDE?... EVE DÖNÜŞLERDE DTP KONU MANKENİ OLMAKTAN ÇIKMALI VE DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİNİN ÖNÜNÜ AÇACAK CESARETİ GÖSTEREBİLMELİ!.. Demokratik açılım sürecinde tam ilk adımlar atılıyordu ki, PKK-DTP ikilisi, ucuz ajitasyonlar ve popülist şovlar uğruna sürecin önünü tıkadı. Ancak süreç bir defa başladı ve bundan sonra tümüyle durması imkânsızdır. Yeter ki, karşılıklı duyarlıklar iyi tartılsın, kimse kimsenin nasırına basmasın, empati mekanizması karşılıklı olarak uygulansın. Evet, bugün gelinen noktada adım atma sırası Kandil-İmralı-DTP üçlü sarmalına düşüyor. Ben, Geri Dönüş Projesi’nin bu kadar ucuz ve çabuk sabote edilebileceğini beklemiyordum. Bu gösteri senaryosunu kim hazırladıysa, sözüm PKK veya DTP’yedir, özellikle ikinci gün, kamuoyundan gelen mesajları doğru dürüst algılayabilmiş ve değerlendirebilmiş olsalardı, süreç böylesine duraklamazd

Gazetenize gelen yorumları dikkatle okuyorum. Her nasılsa okuyucularınız, milli meselelere karşı tepki vermiyorlar. Garibime gitti.. ERZURUM adını taşıyan ve Erzurumluların yoğunlaştığı bir sitede açılım olayları ve gelişen tepkiler, bir vali söylentisi kadar ilgi bulmuyorsa, galiba o kentin adını değiştirmesi gerekiyor. Bir iftira, yahut komplo, adına ne derseniz diyin olayına saldıran, Çintımar'ın oğlunun haberine eteğindeki tüm taşları gönderenler, Habur'da devlete, bayrağa ve millete saldıran hainlerin karşılanması olayına sessiz kalınca, Akif'in "Ey milleti merhume" tarifine takılıyorum. Yoksa yanılıyor muyum..