Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün itibarıyla, şunu ifade etmek isterim ki Türkiye'ye dönük terör tehdidinin beli kırılmıştır" dedi.
Davutoğlu, BM Genel Kurulu toplantıları için bulunduğu New York'ta TÜRKEN Vakfı'nın yemeğinde yaptığı konuşmada, çevre ülkelerde yaşanan çatışmalar ve Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
ÇETİN SINAV
Türkiye gibi kritik coğrafyada bulunan ülkelerin, milletlerin sınavlarının da çetin olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Çok zorlu günlerin içinden geçiyoruz. Etrafımız ateş çemberiyle sarılmış. Suriye'de, Ukrayna'da, Irak'ta, Lübnan'da, Yemen'de, Libya'da iç savaşlar ülkelerin devlet yapılarını çatlatmış sosyal dokularını neredeyse tarumar etmiş durumdadır" dedi.
EKONOMİK SORUNLAR
Yunanistan ve Avrupa'daki ekonomik sorunlar ve işsizliğe de değinen Davutoğlu, "Bütün bu ekonomik ve siyasi yumakların, sorunların ortasında Türkiye hem demokrasisini güçlü bir şekilde yaşatmak hem ekonomik kalkınmasını temin etmek hem de çevreye istikrar ihraç eden ve dünyada küresel barışa katkıda bulunan bir ülke olmak durumunda" diye konuştu.
TERÖR OLAYLARI
Davutoğlu, konuşmasında son dönemdeki terör olaylarına da değinerek, 20-23 Temmuz arasında DAEŞ, DHKP-C ve PKK terör örgütlerinin saldırılarına muhatap olduklarını söyledi.Bu saldırılar karşısında her üç terör örgütüne karşı eş zamanlı operasyon başlattıklarını hatırlatan Davutoğlu, "Bu eşzamanlı operasyonla bugün itibarıyla, şunu ifade etmek isterim ki Türkiye'ye dönük terör tehdidinin beli kırılmıştır. Kuzey Irak'ta PKK'nın barındığı sığınaklar, mühimmat depoları, karargahlar, Suriye'de sınırımızda DAEŞ'in Türkiye'ye dönük tehdit oluşturan bütün yapıları ve sığınakları, barınakları önemli ölçüde etkisiz kılınmış, ülke içinde de, şehirlerimizde ve kırsal alanda kamu düzeni ve egemenliğinin sağlanması yönünde büyük bir mesafe katedilmiştir" dedi.
1 KASIM SEÇİMLERİ
"1 Kasım seçimlerine giderken ülkemizde demokrasiyi hakim, kamu düzenini mutlak anlamda egemen kılmak en önemli hedefimizdir" diye konuşan Davutoğlu, özgürlük ve güvenlik arasındaki dengeyi sağlarken insan hakları ve özgürlüklerin temel alanlarını tahkim edeceklerini, özgürlük alanlarının yaşayabilmesi için de kamu düzenine yönelik tehditleri bertaraf edeceklerini söyledi.
İBNİ HALDUN HATIRLATMASI
Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, "İbn-i Haldun'dan bu yana hep zikredilen bir husus vardır: Ülkelerin kaderlerini coğrafyaları belirler. Doğru. Türkiye'nin en büyük avantajı da, en büyük meydan okuması da coğrafyasıdır. Coğrafyamızda düzen olduğunda istikrar olduğunda büyük bir imkandır" ifadesini kullandı.
SON 13 YILLIK SÜREÇ
Son 12-13 yıl içinde komşularla geliştirilen ilişkilerin avantajına şahit olduklarını anlatan Davutoğlu, "Ama son 3-4 yıldır özellikle Arap baharı sonrasında komşularımızda çıkan büyük sarsıntıların bizi nasıl etkilediği de ortada" diye konuştu.
COĞRAFYAYI BAŞARI HİKAYESİNE DÖNÜŞTÜRMEK
Davutoğlu, coğrafyayı başarı hikayesine dönüştürecek unsurun insan olduğuna vurgu yaparak, "Biz güçlü bir tarih boyutu ve bu güçlü tarihten güç alan insan unsuruyla son derece önemli bir coğrafyada bir istikrar adası halinde siyasi ağırlığımızı hissettirirsek inşallah önümüzdeki yılların, son 13 yılda olduğu gibi, yükselen yıldızı olmaya devam edeceğiz" dedi.
İNSAN UNSURU
İnsan unsuru denilince iki boyutun öne çıktığını dile getiren Davutoğlu, bunlardan birisinin yetişen insan unsurunun "milli ve yerli" karakteri, ikincisinin ise evrensel alanda içinden çıktığı topluma katkı vermesi olduğunu belirtti.
Davutoğlu, "Eğer milli boyutu çok tahkim edilmiş ama evrensel boyutu zayıf bırakılmış bir insan unsurunuz varsa bir müddet sonra içe kapanmaya başlarsınız. Ve kendi içinizde yaptığınız tartışmalarla küresel gelişmelerin dışında kalmaya başlarsınız. Eğer yetiştirdiğiniz insan unsurunun milli boyutu yok evrensel boyutu veya küresel boyutu varsa bu sefer de bir kimlik sorunu yaşamaya başlarsınız" diye konuştu.
DÜNYAYA AÇILMAK
Davutoğlu, vatandaşların küresel alana açılmalarının önemine de değinerek, "Dünyanın en önemli ve en kritik coğrafyasından çıkan insanlarımız küresel alana ne kadar açılırlar ve dünyanın her yerinde ne kadar çok ekonomik kültürel ve siyasi faaliyet yaparlarsa gücümüz o kadar artar ve tahkim edilir" değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE İLK ON’DA
Ülkelerin dinamizminin insanların hareket kabiliyetiyle ölçüleceğini kaydeden Davutoğlu, ABD'de en fazla öğrencisi olan ülkeler arasında Türkiye'nin ilk 10'a girdiğini anlattı.
Davutoğlu, ufuklarını açarak Amerika'ya gelen öğrencilere burada sahip çıkılması gerektiğini kaydederek, bu sahip çıkışın büyükelçilikler aracılığıyla olabileceği gibi sivil toplum örgütleri aracılığıyla da olabileceğini dile getirdi. Davutoğlu, "ABD'deki öğrencilerin bulundukları şartlarda en iyi şekilde eğitim almalarını temin etmek ve onların ülkeyle olan derin kültürel bağlarının muhafaza edilmesini sağlamak ve uygun kültürel ortam oluşturmak üzere harekete geçen TÜRGEV ve Ensar Vakfı, TÜRKEN Vakfı şeklinde bugün ABD'de örgütlenip son derece önemli bir faaliyetin temelini atmış bulunuyorlar" diye konuştu.
Öğrencilerin yurt dışına açılmalarının önemine değinen Davutoğlu, TÜRKEN Vakfı'nın Manhattan'ın tam ortasında doğru bir mekanda doğru bir hedefle öğrenci yurdu açma girişiminde bulunmasının her türlü takdirin ötesinde olduğunu söyledi.
TÜRKEN'İN FAALİYETLERİ VE SİVİL TOPLUM ÇALIŞMALARI
Cumhuriyeti kuran kadroların çoğunun Sultan Abdülhamid döneminde yurt dışına gönderilen öğrencilerden oluştuğunu anlatan Davutoğlu, "Siyasi hamleler ancak ve ancak eğitim üzerinden ortaya çıkan büyük dönüşümlerle kendilerini ortaya koyabilirler" dedi.
TÜRKEN'in faaliyetlerinin sadece eğitim değil ABD'de bir sivil toplum ve Türkiye'yi temsil faaliyeti olarak da son derece önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, daha fazla sivil toplum kuruluşunun bu faaliyetlerde yer almasını önemli bulduklarını dile getirdi. Davutoğlu, şöyle devam etti: "Yurt dışında faaliyet göstermekle birlikte her an Türkiye'yi karalamak, Türkiye aleyhinde yürütülen kampanyalara malzeme taşımak gibi son derece zelil faaliyetler içinde bulunan yapılarla karşılaştırıldığında şu anda sivil toplum çalışmalarımızın çok daha yoğun bir şekilde dünya gündemine gelmesi lazım. Bugün dünyanın her yerinde yükselen bir ülke olarak Türkiye'nin doğru tanıtılması sivil toplum kuruluşlarımızın yapacağı faaliyetlerle de doğrudan ilgilidir. "
Türkiye'nin geleceğe dönük perspektifinin Amerikan kamuoyuna anlatılmasını isteyen Davutoğlu, "Olumsuz faaliyetler yapanların karşısında Türkiye'nin olumlu yanlarıyla gerçekçi bir tabloyla ama bu tabloyu zenginleştiren, derinleştiren Türkiye'nin önemli kaynaklarıyla da gündeme getirilmesi için sizlerden faaliyet bekliyoruz" yorumunu yaptı.
DAVUTOĞLU, MÜSLÜMAN ÖĞRENCİYLE BULUŞTU
Davutoğlu, yemek öncesi ABD’nin Teksas eyaletinde öğretmenine göstermek için okula götürdüğü elektronik saatin bomba sanılması üzerine kelepçelenerek gözaltına alınan Müslüman öğrenci Ahmed Muhammed ile de görüştü.
Davutoğlu, Muhammed ve ailesi ile bir süre sohbet etti. Yaşadığı olayla İslamofobi tartışmalarını yeniden gündeme getiren Sudan asıllı Ahmed'le yakından ilgilenen Başbakan ve eşi Sare Davutoğlu, genç mucitle birlikte "özçekim" yaptı.
SERGİ AÇILIŞI
Davutoğlu, New York Halk Kütüphanesi'nde Ergün Nuhut'un “Gelibolu bir milletin direniş destanı” fotoğraf sergisinin de açılışını yaptı.