Elazığ'da yapımı tamamlanan ortaokulun açılışına katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Şu an Türkiye'de derslik başına öğrenci sayımızın ortalaması 20-22 bandında. Şu an bizim okullarımızın büyük çoğunluğu bu anlamda inşat kapasitesiyle neredeyse 5 yıldızlı otellerde yarışabilecek okullarımız var" dedi.
Elazığ'da 2020 yılında meydana gelen depremin ardından ağır hasar alarak yıkımı yapılan Elazığ Ortaokulu'nun yerine iş insanı İbrahim Taşel tarafından Yeni Mahalle'ye 24 derslikli ortaokul yaptırıldı. Programları çerçevesinde Elazığ'a gelen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Elazığ İbrahim Taşel Ortaokulu'nun açılışını katıldı. Bakan Tekin'e Vali Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ milletvekilleri Ejder Açıkkapı ve Prof. Dr. Erol Keleş, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, iş insanı İbrahim Taşel, siyasi parti ve STK temsilcileri, kurum müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Çok değil 2002 yılında cumhuriyetin 100. yılında o zamanki başbakanlık projesi çerçevesinde mektup yazan öğretmenlerimizin mektuplarında ki birkaç cümleyi sizlere söyleyeyim. Öğretmenimiz, 'biz de acaba 40-20 kişilik sınıflarda ders verebilecek miyiz' demişti, neden çünkü 70-80 kişilik sınıflardan bahsediyorlar. Şu an Türkiye'de derslik başına öğrenci sayımızın ortalaması 20-22 bandında. Bu dediklerimiz 20 yıl içerisinde yapılan şeylerdir. Başka bir öğretmenimiz, 'acaba bir gün çocuklarımızın ellerini yıkayıp ihtiyaçlarını giderebilecekleri tuvaletlerin olduğu bir okulda çalışabilecek miyim' diyor. Şu an bizim okullarımızın büyük çoğunluğu bu anlamda inşat kapasitesiyle neredeyse 5 yıldızlı otellerde yarışabilecek okullarımız var. Başka bir öğretmen, 'acaba koridorlarında farelerin cirit atmadığı okullarda bir gün çalışabilecek miyim' diyor. Cumhurbaşkanımız bize diyor ki yaptık ama durmayacağız. Yaptığımız hizmetlerin devamını getireceğiz. Ne yaptık, fiziki kapasite ile yetinmedik 2013 yılından sonra okullarımızı teknolojik altyapılarla donatmaya başladık. Şu anda Türkiye'deki okullarımızın neredeyse tamamı fiber, hızlı ya da GSM üzerinden internet bağı olan okullarımız var. Yetmedi bu okullarımıza kamu bütçesinden internet erişim hizmeti veriyoruz. Yetmedi 625 bin dersliklerimizin tamamında etkileşimli tahta dediğimiz tahtalarımız var. Şu okulun internet altyapısı var. Bunlar ne işe yarıyor diyebilirsiniz, bu imkanlarla ders içeriği farklı dünyanın en büyük eğitim içerik ağı dediğimiz EBA platformumuz var" şeklinde konuştu.
"Dersliklerin tamamında etkileşimli tahta olan dünyadaki tek ülke Türkiye'dir"
Bakan Tekin, "Buradan önce bir okula gittik 1'inci sınıf öğretmenimiz çocuklara bir şey anlatıyor. Baktım ki EBA'dan görüntülü ve sesli bir eğitim görüntüsü açmış çocuklarla oynayarak öğreniyorlar. Bir tarafta müzik diğer tarafta çocuklar var yani hem altyapısı, hem erişimi, hem etkileşimli tahta hem de etkileşimli tahta ile erişebilecekleri içerikle okullarımızı donattık. Bunları ben söylemiyorum. Birleşmiş Milletlerin raporlarında var. Orada olan bilgilere göre, dersliklerin tamamında etkileşimli tahta olan dünyadaki tek ülke Türkiye'dir. Bunlar gerçekten çok önemli şeylerdir. Fiziki altyapı tamam, teknolojik altyapı tamam şimdi ise eğitim öğretim süreçlerinin içeriğini dünya standartlarına getirmektir. Bir, eğitim metodolojisi itibariyle dünyada, çağdaş olarak uygulanan metodolojiyi yeni müfredatımıza koyduk. İki, dünyada çocuklarımızın muadillerinden fazla gereksiz bilgi yüküyle yüklenmesini engelleyecek şekilde müfredatta seyreltmeler yaptık. Üç, bütün bunları yaparken de millet arada bir arada tutan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın bu gelecek şuuruna sahip vatansever, milleti için fedakarlık yapan, millet şuuruna sahip merhametli iyi insanlar yetişmesi için çocuklarımızın bu şekilde yetişmesi için müfredatımızı bir de bu açıdan gözden geçirdik ve Türkiye yüzyılı maarif modeliyle yeni bir müfredat oluşturduk" diye konuştu.
Bu müfredatın kendilerine özgü olduğunu vurgulayan Tekin, "Bize özgü derken biz bunu söylediğimizde bazı muhalifler, Türkiye'ye özgü müfredat mı olur diyor ama aynısı Finlandiya'nın müfredatını bana örnek gösteriyor. Singapur müfredatını bana örnek gösteriyor. Güney Kore'yi bana örnek gösteriyor. Güney Kore'nin kendine özgü müfredatı olduğunu kabul ediyoruz Singapur'u kabul ediyoruz fakat Türkiye'nin kendine özgü müfredatı olur mu diye bir taraftan da eleştiriyoruz. Bu çok tutarlı bir eleştiri değil arkadaşlar. Türkiye Cumhuriyet'i bahsi geçen bütün devletlerin hepsinden çok daha kökü ve geçmişi sağlam geleneği olan devlet geleneğine sahiptir. Ben bunun gelecek kuşaklara aksettirilmesini Milli Eğitim Bakanlığının ana görevlerinden bir tanesi olarak görüyorum. Kim ne derse desin, bizim bakanlığımızın adı Milli Eğitim Bakanlığıdır. Çocuklarımıza bu şuuru vermek bizim ana görevlerimizden bir tanesidir. Biz de bunun için çaba sarf ediyoruz" ifadelerini kullandı.