ÖNCE ŞİKAYET ETTİLER, SONRA SANATINA ALKIŞ TUTTULAR
Oğluyla birlikte taşları oymak suretiyle meydan getirdiği figürlerin, kendisi tarafından yapıldığına inanmayan bir takım kişilerin, Yusuf Bektaş’ı Müze Müdürlüğü’ne şikayet bile ettikleri öğrenilirken, uzmanlar tarafından bir süreliğine alıkonulan taşların, “sanatsal ve estetik açıdan özellikleri var, ancak taşlar çok yakın bir döneme aittir” özetinde tutulan bir raporla daha tekrar geriye iade edildiği kaydedildi.
Olur ilçesine bağlı Yukarı Kızılköy’de marangozluk yapan Yusuf Bektaş, taş üzerine oymak suretiyle figür yapma merakının yıllara dayandığını belirterek, “Bu merakım bazen başıma sıkıntı bile açtı. Beni arkeolojik kalıntıları saklamakla suçlayanlar bile oldu.” dedi.
TAŞLARA YAPTIĞI İŞLEME VE FİGÜRLER PARMAK ISIRTACAK CİNSTEN
Taş üzerine havyan figürleri işleme merakının uzun yıllara dayandığını, hatta bu merakının oğluna da sıçradığını vurgulayan Yusuf Bektaş, oyduğu bazı taşların başına iş bile açtığını dile getirdi.
Taşların kendisi tarafından işlendiğine inanmayan bir takım kişilerin, Erzurum Müze Müdürlüğü’ne şikayette bulunduklarına dikkati çeken Bektaş, “Beni şikayet etmişler, Müze Müdürlüğü’nden yetkililer buraya geldiler. Üzerini işlediğim taşlara tedbir koyup, götürdüler. Yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda, taşlar tekrar bana geri iade edildi. Taşların, sanatsal ve estetik açıdan özelliklerinin bulunduğunu, ancak çok yakın bir döneme ait olduğunu belirten bir de rapor hazırladılar.” diye konuştu. Bu olayın kendisini çok üzmesine rağmen haklılığının ortaya çıkarılmış olunmasından dolayı da mutluluk duyduğunu ifade eden Bektaş, sonraları bu kabiliyetini ticari kazanca dönüştürmek için harekete geçtiğini, ancak bir takım engellerle karşılaştığını söyledi.
ÇAM AĞACININ GÖVDESİNDEN ÇEŞİTLİ HAYVAN ŞEKİLLERİ ÇIKTI
Yusuf Bektaş’ın bahçesinde muhafaza ettiği bir ağaç gövdesi de görenleri hayrete düşürüyor. Marangoz olduğu için işlemek üzere atölyesine getirdiği bir çam gövdesi içerisinde kendiliğinden oluşmuş hayvan şekillerine karşılaştığını ileri süren Yusuf Bektaş, “Ağacı atölyeye getirdim, gövde üzerindeki kabarıklık dikkatimi çekti. Bu çıkıntının üzerindeki kabukları soyunca, birkaç hayvanın sanki de iç içe geçmiş şekilleriyle karşılaştım. Ağaç üzerinde tavşan, yılan, kaplumbağa ve bir de buzağını andıran şekiller vardı.” şeklinde konuştu.
CEVİZ AĞACINDA DOĞAL GİFÜRLER
Bu duruma ceviz ağaçlarında sıklıkla rastlanabileceğini, ancak çam gövdesinde ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını kaydeden Yusuf Bektaş, sözlerine şöyle devam etti: “Ceviz ağaçlarının belli bir zamanı vardır. O zamana içinde ceviz ağacı, yanından geçen hayvanların ve çeşitli nesnelerin adeta fotoğrafını çeker. Bu resimler ağacın içinde muhafaza edilir. Ağaç biçildiği zaman tahtalar üzerinde o resimleri görebilirsiniz. Ancak ben çam ağacının ne içinde, ne dışında böyle bir şeye daha önce rastlamamıştım. Üstelik bunlar bir resim şeklinde değil. Ağaç gövdesinin dışında ur şeklindeydi, Üzeri kalın kabuklarla kaplıydı. O uru hızarla kesip ayırdım. Ortaya bu şekil çıktı. Benim müdahalem sadece kalemle ağız burun ve göz yapmak oldu. Onun dışında ağaçta görünenler tamamen kendinden”