Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Üniversite Giriş Sınavı sonucunda ilk on bine girip tercihleri sonucu, Bakanlığımızın asli görevlerini yürüten Ziraat, Gıda, Su Ürünleri, Balıkçılık Teknolojisi, Orman Mühendislikleri ile Veteriner Fakültelerine yerleşenlere Bakanlığımızca burs verilmesini planlıyoruz. Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) arasında, bakanlık ile yükseköğretim kurumlarının sorumluluk alanlarındaki ‘Altyapı, Personel, Eğitim, Ar-Ge, Etkinlik, Öğrenci/Çiftçi Eğitimi ve Tarımsal Yayım Hizmetleri’ gibi konulara ilişkin süreçlerin işbirliği içerisinde yürütülmesini sağlamak amacıyla protokol imzalandı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç’ın katılımıyla gerçekleştirilen Tarım ve Orman Bakanlığı ile YÖK Başkanlığı arasında iş birliği protokolü imza töreni gerçekleştirildi.
“ÜLKEMİZDE FUTBOLDAN SONRA EN ÇOK KONUŞULAN KONU TARIM”
Türkiye’de futboldan sonra en çok konuşulan alanın tarım olduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Ülkemizde futboldan sonra en çok konuşulan konu tarım, tarımdan sonra en çok konuşulan konu ise eğitimdir. İtiraf etmeliyim ki ben, makul olduğu müddetçe, konuşanları da haklı buluyorum. Zira iki hayati şey vardır; karnın doyması, aklın doyması. Dolayısıyla bu iki alanın yöneticilerinin, mensuplarının ve paydaşlarının, bugün bir araya gelmiş olmasını ‘gündemimiz ve geleceğimiz’ için oldukça anlamlı buluyor; bu protokolün oluşturulması için emek veren hem Bakanlığımız mensuplarına hem de YÖK Başkanlığımıza hassaten teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“BİLGİ ÇAĞI, BU ASRI TANIMLAMAYA YETMİYOR”
Bakan Pakdemirli, bilgiyi üretime dökmenin öneminden bahsetti. Pakdemirli, “İdrak ettiğimiz bu çağa; ‘Teknoloji çağı, iletişim çağı, uzay çağı, dijital çağ’ gibi çeşitli adlar veriyoruz. Her verdiğimiz isimde de, aslında ‘bilgi çağını’ tanımlamış oluyoruz. Bana göre artık ‘bilgi çağı’ da, bu asrı tanımaya ve tanımlamaya yetmiyor. Çünkü bu asır bana göre, ‘bilgiyi kullananların asrı’. Bilgiyi üretime döken, bilgiyi ferdî ve milli kazanca çevirenlerin asrı, teorik bilginin değil, bilgiyi pratik etmenin asrı. Ben günümüz dünyasını da; tetkik, tahlil ve tespit aşamalarını geçmiş, teşkil ve terkip aşamalarına yükselmiş olarak görüyorum” diye konuştu.
“DÜNYANIN EN MÜSTESNA COĞRAFYASINDA YAŞIYORUZ”
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın öneminden bahseden Pakdemirli, “Dünyanın en müstesna coğrafyasında, çok kıymetli bir tarihî mirasın içinde, kadim tarım toprakları üzerinde yaşıyoruz. Bu topraklar, medeniyetlere beşik, analara vatan bir coğrafyadır. Tarımın baş verdiği yerdeyiz. Hayvancılığın kök saldığı bir yurttayız. Birçok bitki ve hayvan türünün gen merkezindeyiz. Bunların ilk kez kültüre alındıkları veya evcilleştirildikleri çok özel bir coğrafyadayız. Altı cevher, üstü cennet topraklarda; Anadolu’dayız. Ben inanıyorum ki; yeter ki doğru planlama yapılsın, tarıma bilgi hâkim olsun, bir vizyon ortaya konulsun; o zaman ülkemiz, bugün bulunduğu yerden çok daha yukarılarda olacaktır. Tarımda; Avrupa’da ilk sıralarda, Dünyada ilk ondayız. Toprak varlığında dünyada on yedinciyiz. Küçükbaş hayvan varlığında Avrupa’da birinciyiz. Orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. 2 bin 500 adet coğrafi işaretli ürün potansiyeline sahibiz. Fındık, kiraz, incir, kayısı gibi pek çok üründe dünya lideriyiz. Tarımsal üretimde yeterli varlığa sahibiz. Dış pazarların göbeğindeyiz. Tarihî ipek yolunun tam kalbindeyiz. Ulaşım sektöründe dünyada markayız. Eğitimli insan kaynağımız var. Küçük aile işletmeciliğimizi koruyoruz. Geleneksel üretim kültürümüz devam ediyor. Tarıma dayalı ve bağımlı sanayimiz işliyor. İşte bütün bunlar; potansiyelimizin ve gücümüzün ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Fakat bu yetmez. Çünkü Türk milleti bununla yetinmez. Zira ben, potansiyelimizin çok daha fazla olduğunu biliyorum. Çünkü bu ülkenin topraklarını da, insanlarını da çok iyi tanıyorum. Sadece daha çok çalışmamız, daha çok üretmemiz lazım. Değişen dünyada rolümüzü iyi oynamalı ve başrolü kapabilmemiz lazım. Bunların hepsini belirli bir planla, programla, disiplinle, ve elbette bilimle yapmamız lazım” dedi.
“GENÇLERİMİZ DOĞDUKLARI YERDE DOYABİLSİN İSTİYORUZ”
Hedefler doğrultusunda farkındalığın oluşmasını sağlamaya çalıştığını aktaran Pakdemirli, “Bilhassa kırsalı kalkındırmaya uğraşıyoruz. Gençlerimiz, doğdukları yerde doyabilsin istiyoruz. Tarımda Uzman Eller Projemiz ile gençlerimize alanlarında iş imkânları sunuyoruz. Tüm hibe ve desteklerimizde, gençlerimize pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Tarımı plazalarda çalışmaktan, devlet dairelerinde çalışmaktan daha cazip bir iş alanına dönüştürmek istiyoruz. Biz girişimci bir gençlik, kendi işinin patronu bir gençlik var etmeye çalışıyoruz. Bu işbirliği ile de, siz değerli hocalarımız; yolumuza yoldaş, yönümüze ışık, gençlerimize ilham olun istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“BAKANLIĞIMIZ, TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK AR-GE ALTYAPISINA SAHİP BAKANLIKLARINDAN BİRİ”
Tarım ve Orman Bakanlığının Türkiye’nin en büyük Ar-Ge alt yapısına sahip bakanlıklardan biri olduğunu söyleyen Pakdemirli, “Bakanlığımıza bağlı toplam 61 araştırma enstitümüz, araştırma yetkisi olan 23 kuruluşumuz var. Bakanlığımıza bağlı 3 bin 220 araştırmacı, 200 bin dekar tarım arazisi, 180 bin dekar araştırma ormanı ve laboratuvarımız var. Ar-Ge altyapımızı özel sektöre açtık. 2007’den beri Ar-Ge destek programlarımızla, 39 farklı üniversitede, 263 projeye destek verdik, 30 milyon lira kaynak temin ettik. Tevazu gösteremeyeceğim; Tarım ve Orman Bakanlığımız, Türkiye’nin en büyük Ar-Ge altyapısına sahip Bakanlıklardan biri” dedi.
“PROTOKOLÜN GELECEKTEKİ ÇALIŞMALARIMIZA YÖN VERMESİNİ PLANLIYORUZ”
Tarım ve Orman Bakanlığının stratejik planı ve 3’üncü Tarım Orman Şurası’nda ele alınan konular dahilinde protokolün öneminden bahseden Pakdemirli, “Dünyada tarımın stratejik önemi, küresel ısınma, var olan teknik birikim, mevcut başarıların geleceğe aktarılması konularından yola çıkarak üniversitelerimizle ortak akılla hareket etmek suretiyle, bu protokolün, gelecekteki çalışmalarımıza yön vermesini amaçlıyoruz. Bu Protokol, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 410’uncu maddesine dayanılarak hazırlandı. Protokol çerçevesinde; altyapının ortak kullanımı, personel ve eğitim, Ar-Ge öğrenci, etkinlik ile çiftçi eğitimi ve tarımsal yayım hizmetleri konularının işbirliği içerisinde yürütülmesine yönelik ortak çalışmalar yapılması için gereken çerçeve ortaya konuldu” şeklinde konuştu.
“BÖLGESEL KALKINMA”
Altyapının ortak kullanımı hakkında konuşan Pakdemirli, “Üniversitelerin bulunduğu bölgelerde her türlü altyapı imkânlarını ekonomik bir şekilde ortak kullanarak; tarımsal üretimde artış, bölge kalkınması ve çiftçi refahı hususlarında kısa zamanda anlamlı ilerlemeler kaydedilmesini hedefledik. Protokolün ‘Personel ve Eğitim’ başlığı altında ise; Akademik unvana sahip Bakanlığımız personelini de unutmadık. Farkındalık oluşturmak suretiyle, bu personelimizin, üniversitelerde eğitim gören öğrencilerimize faydalı olabilmesinin önünü açtık. Protokolün ‘Ar-Ge’ başlığı altında; Araştırma Geliştirme projelerinde üniversitelerin bulundukları illerde bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak tarım master planları hazırlaması ve ortak projeler oluşturularak iş birliği halinde yürütülmesini amaçladık. Protokolün ‘Öğrenci’ başlığı altında; Üniversite öğrencilerimizin mesleki tecrübelerinin artırılması amacıyla, Bakanlığımız araştırma merkezleri ve enstitülerine daha fazla stajyer alınması, Zorunlu Uygulamalı İş Yeri Eğitimi ile de staj sürelerinin uzatılması hususlarında işbirliğiyle hareket edilmesini kararlaştırdık. Protokolün ‘Etkinlik’ başlığı altında; 3’üncü Tarım Orman Şûrasında da önemli yer tutan ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ hakkında farkındalık oluşturacak ortak etkinlikler düzenlenmesi ve Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan ‘Uzman Havuzu’ ile eğitim ve yayım hizmetlerinde iş birliği yapılmasını imza altına aldık. Protokolün ‘Çiftçi Eğitimi ve Tarımsal Yayım Hizmetleri’ başlığı altında da; 3’üncü Tarım Orman Şûrasında da önemli yer tutan; ‘Tarım ve Gıdada Farkındalığın Artması’, ‘Tarımda Verimliliğin ve Sürdürülebilirliğin Artması’, ‘Bilgi ve Teknolojinin Kullanımı’ hususlarında eğitim ve yayım hizmetlerinin etkin ve etkili yürütülmesi amacıyla işbirliği yapılmasını kararlaştırdık” diye konuştu.
“ÖĞRENCİLER İÇİN BURS VERİLMESİNİ PLANLIYORUZ”
Gençlere özel bir proje olduğunu açıklayan Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanlığının üniversite giriş sınavı sonucunda ilk on bine girip ilgili bölümleri kazanan öğrencilere burs sağlayacaklarını açıkladı. Pakdemirli, bursla ilgili “Üniversite Giriş Sınavı sonucunda ilk on bine girip tercihleri sonucu, Bakanlığımızın asli görevlerini yürüten Ziraat, Gıda, Su Ürünleri, Balıkçılık Teknolojisi, Orman Mühendislikleri ile Veteriner Fakültelerine yerleşenlere Bakanlığımızca burs verilmesini planlıyoruz. Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun. Strateji Başkanlığımız konuyu çalışıyor, Bakanlık ve bütçe mevzuatıyla ilgili bir engel olmazsa, Tarım Orman sektörlerimizdeki bu alanlara gençlerimizin ilgisini daha çok çekmek istiyoruz. Yani biz istiyoruz ki, Tarım-Orman bölümleri; en az tıp kadar, hukuk kadar, öğretmenlik bölümleri kadar rağbet görsün, bizi tercih eden en başarılı öğrencileri bizler de burs ve staj imkânlarıyla destekleyelim” açıklamalarında bulundu.
“KONUYA HASSASİYET İLE PROTOKOL BAŞARI İLE İŞLEYECEKTİR”
YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, iş birliği protokolü kapsamında yapılacak çalışmalardan bahsetti. Saraç, konuya olan hassasiyetini de dile getirerek, “Bu işbirliği, Altyapıların Ortak Kullanımı, Tarım Bakanlığı Personeli ve Eğitim Destekleri, Bakanlık ve Üniversiteler Arasındaki Ar-Ge İşbirlikleri, Üniversite Öğrencilerine Yönelik İşyeri Eğitim İmkanları, Bakanlık ve Üniversiteler Arasında Ortak Etkinlik İmkanları, Çiftçi Eğitimi ve Tarımsal Yayım Faaliyetlerinde İşbirliği konu başlıklarını taşımaktadır. Umarım her iki tarafın da konuya hassasiyeti ve yoğun çalışmaları ile bu protokol başarı ile işleyecektir” ifadelerini kullandı.
AKILLI TARIM
Tarım alanında dijitalleşme ve akıllı tarım teknolojilerini dikkatle izlediklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Saraç, konu hakkında çalışma yapan üniversitelerde 165 araştırma ve uygulama merkezi olduğunu aktardı. Saraç, gıda ve hayvancılık konusunda Türkiye’nin geldiği noktayı da özenle takip ettiğini vurgulayarak, ‘Tarımda Dijitalleşme ve Akıllı Tarım Uygulamaları’, ‘Tarım ve Orman Bakanlığının Dijital Tarıma Yönelik Uygulamaları’, Dünyada ve Türkiye’de Akıllı Tarım Teknolojilerindeki Gelişmeler’, ‘Hassas Tarım Karar Destek Sistemi’, tohum çalışmaları gibi önemli başlıkları program değerlendirmelerinde önümüze koyarak hareket ediyoruz. Bu başlıklar ayrıca üniversitelerimizde çalışmalar yapan 165 araştırma ve uygulama merkezinin de programlarını belirlemektedir. Bu arada özellikle uluslararası bağlamda, tarım, gıda ve hayvancılık eğitiminde gelinen ve önem verilen noktaları da özenle takip ediyoruz” dedi.
“TARIM EĞİTİMİNİN YENİ BİR MODELLEMESİ SÜRECİDİR”
Dünya’da tarım ve hayvancılıkta, yükseköğretime talepte belirgin bir düşüş gözlemlendiğine değinen Saraç, “Tarımın stratejik bir sektör olduğunu, ülke ekonomisi ve insanımız için tarımsal üretimin hayati öneme sahip olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu gerekçe iledir ki biraz sonra rakamlarla slaytlarda göstereceğim üzere, Yükseköğretim Kurulu olarak başarı sırası yüksek öğrencileri tarım, hayvancılık, orman ve su ürünleri alanlarına çekebilmek için YÖK destek bursları tahsis ettik. Aslında gelişmiş ülkeler de dahil, dünyada tarım ve hayvancılıkta, yükseköğretime talepte belirgin bir düşüş var. Yani en çok bu alanlarda destek bursu vermekteyiz. Ayrıca, üniversitelerimizde ihtisaslaşmayı öne alan projeler doğrultusunda 10 üniversitemizi kendi tematik talepleri doğrultusunda bölgesel kalkınma misyonu ile görevlendirdik, bu proje Cumhurbaşkanlığı 11. Kalkınma Planı’nda da yer aldı. Bu üniversitelerden 8’i tarım, hayvancılık, orman ve bölge tarım ürünleri ile ilgilidir. Umuyorum ki Bakanlığımız ile yürütülecek olan bu işbirliği protokolü, özellikle konuyu ana tema olarak gören üniversitelerimizin akademisi ve araştırma grubu ile birlikte çalışmalar yaparak ülke için fevkalade yararlı, görülebilir sonuçlar oluşturacaktır. Bu neredeyse tarım eğitiminin yeni bir modellemesi sürecidir. Bu süreç ayrıca Bakanlık bünyesindeki değerli araştırma laboratuvarlarının üniversiteye kapılarını açması ile hem eğitimin gelişmesine hem yetişmekte olan genç akademisyenlerin bizzat uygulama alanlarında çalışması ile ayrı değerli bir katkı da sunacaktır” şeklinde konuştu.
Toplantıya Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç’ın yanı sıra; Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, YÖK üyeleri, çok sayıda rektör, dekan ve akademisyen katıldı.