EMRAH AKKAYA
ERZURUM (İHA) - Osmanlı döneminde kışla olarak kullanılan Erzurum kalesinin duvarları adeta aşk mektubu gibi. Erzurum’da çifte minareli medrese, Lalapaşa medresesi ve Yakutiye medresesinden sonra kentin önemli tarihi mekânlarından biri konumunda bulunan Erzurum kalesindeki bakımsızlık ve korunaksızlık gelen ziyaretçileri de hayrete düşürüyor. Erzurum’a gelen yerli ve yabancı turistler karşılaştıkları manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 5. yüzyılda yaptırılan ve günümüze kadar ulaşan tarihi kalenin bakımsızlığına tepki gösteren çevre sakinleri “Buraya yetkililerin sahip çıkması gerekiyor. Buraya gelip spreylerle duvarlara yazı yazıyorlar. Akşamları da buraya sarhoşlar gelip içki içiyor sonra içki şişelerini de kale duvarına atıp kırıyorlar. Yetkililerden talep ediyoruz tarihimize sahip çıksınlar” dediler.
ERZURUM KALESİNİN TARİHİ
Yaklaşık 2 bin metre yükseklikte bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan iç kale 5. yüzyılda Roma İmparatoru Theodosius tarafından yaptırılmıştır. Son zamanlara kadar Türkler tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Kale Mescidi ve saat kulesi Türk mimarlığının ilk örnekleri olmaları bakımından önem taşırlar. Tepsi Minare olarak da adlandırılan kule Ortaçağ’larda gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Osmanlı mimarisinin Barok çağında saat kulesine çevrilmiştir. 1124-1132 yılları arasında hüküm süren Abu’l Muzafferüddin Gazi tarafından yaptırılmıştır. Tek büyük bir kubbe ile örtülen mescid geleneksel Türk mimarisinin özelliklerini taşır.