AHMET UMUR ÖZTÜRK
ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "İllere ve canlı ağırlığa göre farklılık göstermekle birlikte, kurban fiyatlarının hayvan başına büyük başta 2 bin lira ile 10 bin lira arasında, küçükbaşta ise 250 lira ile bin 200 lira arasında değişmesi beklenmektedir” dedi.
Bayraktar, Dünya Gıda Günü’nde Ankara Atlı Spor Kulübü’nde kurbanlık fiyatlarını açıkladı. Bayraktar, kurbanlık satışlarının illere ve bölgelere göre farklılık arz edeceğini belirterek, bazı illerde canlı kilo ve et fiyatı üzerinden, kimi illerde ise canlı hayvan üzerinden pazarlık yöntemiyle satış yapıldığını kaydetti. Bayraktar kurbanlık fiyatları ile ilgili olarak şunları söyledi:
“İllere ve canlı ağırlığa göre farklılık göstermekle birlikte, hayvan başına büyük başta 2 bin lira ile 10 bin lira arasında, küçük başta ise 250 lira ile bin 200 lira arasında değişmesi, canlı ağırlık fiyatının da büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 8 ile 16 lira arasında, küçük başta kilogram başına 6,50 lira ile 16 lira arasında olması beklenmektedir.”
İLLER BAZINDA KURBANLIK FİYATLARI
İller bazında ise kurbanlık fiyatlarının geçen yıla yakın ya da daha düşük seyredeceğinin tahmin edildiğini söyleyen Bayraktar, üreticilerin ellerinde yeterince hayvan olduğunu ve halkın ‘kurbanlık bulamayacağız’ diye endişelenmesine gerek olmadığını kaydetti. Kurbanlık hayvan üretimi yapan üreticilerin birçok sorunla da baş etmek zorunda kaldığına işaret eden Bayraktar, yem fiyatlarının yükseldiğine dikkat çekti. Bayraktar, “Üreticilerimiz geçen yıl arpanın tonunu 500 liraya almışken, bu yıl 610 lira ödüyorlar. Yine aynı şekilde fiyatlar, kepekte 420 liradan 550 liraya, ayçiçeği tohumu küspesinde 360 liradan 550 liraya, yemlik buğdayda 520 liradan 610 liraya, besi yeminde ise 630 liradan 720 liraya yükseldi. Geçen yıla göre; arpa yüzde 22, buğday kepeği yüzde 31, ayçiçeği tohumu küspesi yüzde 53, yemlik buğday yüzde 17 ve besi yemi de yüzde 14 pahalandı” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, üreticilerin metropol illerde belediyelerin belirlediği yerlerde kurbanlık satışı yaptıklarını belirterek, kurban süresince hayvanların bulunduracakları yer için ciddi kira bedeli ödediklerini söyledi. Kurbanlık hayvan üreticilerinin hayvanlarını pazara ulaştırmak için nakliye ücreti ödediklerini kaydeden Bayraktar, “Geçen yıl mazotun litre fiyatı yaklaşık 3,2 lirayken bu yıl 4,4 liraya kadar çıktı. Yani bir yılda yüzde 38'e yakın bir fiyat artışı meydana geldi. Bu artışların hayvanların pazara nakil bedellerine yansıması dolayısıyla üreticilerin maliyetlerinin yükselmesi kaçınılmaz oldu” şeklinde konuştu. Üreticilerin kişisel birçok sorunla baş etmek zorunda kaldığını anlatan Bayraktar, üreticilerin yüksek maliyet, düşük ürün kıskacına girdiğini ifade etti. Bayraktar, “Bu durum gerekli tedbirler alınmadığı takdirde ilerleyen dönemlerde; işletmelerde küçülmelere, üretimi terk ederek sektörden kopuşlara, damızlık hayvanların kasaba sevk edilmesine, ödenemez kredi borçlarının artmasına, dolayısıyla çok ciddi sosyal yaralara, her şeyden önemlisi hayvancılıkta 2008 döneminden daha da kötü, yeni bir krize neden olabilir” dedi.
EBK ELDE KALAN KURBANLIKLARI ALACAK
Et ve Balık Kurumu’nun yetkililerinin üreticilerin elinde kalan kurbanlık hayvanları alacaklarını ifade ettiklerini hatırlatan Bayraktar, “Bu önemli bir açıklama olmakla birlikte, eğer alım fiyatlarını üreticilerimizin yaptıkları masrafları da dikkate alarak, kurbana özel belirlerlerse, bu durumda üreticilerimizin mağdur olmalarını önlenebilecektir. Hayvan yetiştiricilerinin vadesi gelen kredi borçları, yaşanan şartlar ve sektörden muhtemel kopuşlar da dikkate alınarak 1 yıl ertelenmeli, besicilere verilen hayvan başına 300 lira et desteği arttırılmalı, süt teşvik primi artırılmalı, Üreticilerin kaba yem ihtiyacını karşılamak ve yükselen kaba yem fiyatlarını düzenlemek amacıyla alınan ithalat kararı, sahada soruna çözüm getirmedi. İthalatın toplu alımlar şeklinde, uygun fiyata temin edilmesi, küçük çiftçilere uygun fiyat ve ödeme koşullarında dağıtılması yönünde çözümler üretilmelidir” diye konuştu. Kurban Bayramı döneminde birçok dernek, vakıf hayır işlemeyi düşünen vatandaşların verdiği vekaletle onlar adına kurban kesmek için faaliyet içine girdiğini söyleyen Bayraktar, “Bu tür kuruluşlara yatırılan paraların kurban kesiminde kullanılması ve bunların iyi bir şekilde denetlenmesi çok önemlidir. Aksi takdirde hem halkımızın hem de üreticilerimizin mağduriyetine neden olunabilecektir. Vekaleten kurban kesmeyi taahhüt eden bu kuruluşların, bu dönemde ne kadar hayvanı, nereden aldığı, hangi şartlarda ve nerelerde ne kadar kurbanlık kestiği, vekaletin yerine getirilip getirilmediği, yetkili kurumlar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir” ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlattığı okul sütü programlarının başarılı bir şekilde yürütüldüğünü ifade eden Bayraktar, “Okul sütü programları aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını düzenlemek için bir araç olarak kullanılmaktadır. Yakın zaman için 25 milyon ton süt üretiminin hedeflendiği ülkemizde, üretilen sütün nasıl tüketileceği merak konusudur. Bu nedenle Hükümetimizin uygulamış olduğu her gün 7 milyon 200 bin okul çağındaki çocuğa 200 mililitre süt dağıtımı, birçok eleştirilere ve tartışmalara rağmen başarılı bir şekilde yürütülmüştür” şeklinde konuştu.
Sütte arz fazlalığının sadece okul sütü programıyla aşılamayacağını belirten Bayraktar, “Hayvancılıkta müdahale kurumu kurulması gerektiğini; bunun, istikrar için şart olduğunu her fırsatta söylüyoruz. Geçmiş deneyimlerimiz, müdahale kurumu olmadığında, 2008’de de görüldüğü gibi hayvancılıkta büyük sorunlar yaşandığını bize hatırlatıyor. Kamuoyuna çalışmaların başlatıldığı yönünde deklare edilen ve Et ve Balık Kurumu bünyesinde oluşturulması düşünülen bu kurumun, bir an önce faaliyete geçmesi, sütte ve dolayısıyla ette yaşanacak sorunların önüne geçecektir” dedi.