TÜRK-İŞ’TEN UYARI
Çocuk işçi istismarı var
Türk İş 9. Bölge Temsilcisi Orhan Gözgeç, Erzurum’da çocuk işçi sayısının her geçen gün arttığını belirterek, çocuk işçilerin ucuz iş gücü olarak kullanıldığını ifade etti.
Bazı işyerlerinde 16 yaşından küçük çocukların iş kanuna uyulmadan ucuz iş gücü olarak çalıştırıldığını belirten Gözgeç,, “Erzurum’da küçük yaşta çocukların ucuz iş gücü olarak çalıştırıldığına tanık oluyoruz. Bu durumdaki çocuklar her geçen gün artıyor. Sorunun önüne geçilecek kararlar alınarak, uygulanmalıdır” şeklinde konuştu.
DOĞUDA SORUN DAHA HİSSEDİLEBİLİR
Doğu da çocuk işçi sayısının her geçen gün arttığını belirten Gözgeç, “Gelişmekte olan ülkemizin günümüzde önemli temel sorunları vardır. Temel sorunlarla ilişkili olarak çocuk işçiliği çok boyutlu bir sorundur. Yoksulluk, eğitim sisteminin beklentilere yanıt verememesi, işverenlerin ucuz işgücünü tercih etmeleri, çocukların çalışmalarında önemli etkenlerdir. Nedenleri ne olursa olsun, çocukların çalışmaları çocukların çocuklukların yaşayamamalarına, eğitimden uzaklaşmalarına, fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin olumsuz etkilenmesinin yanı sıra çeşitli istismarlara uğramalarına neden olmaktadır. Çocukların çalıştırılmaları, başka bir anlatımla ekonomik istismar, çalışan çocuk istismarının en yaygın biçimidir. Denilebilir ki, bugünün ve geleceğin kaynağı olan çocukların gelişim ve eğitim çağında zor ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaları, uygulanmakta olan sosyo-ekonomik politikaların, her türlü ihmalin ve denetimsizliğin mağdurları durumuna düşmelerine neden olmaktadır” dedi.
ÇOCUK EMEĞİ İSTİSMAREDİLİYOR
Çocuk emeğinin istismar edildiğini belirten Gözgeç, “ Bugünkü yapı, çalışan çocuklar konusunun köklü bir biçimde ele alınmasını, çalışan çocukların sorunlarının çözümü yönünde yol ve yöntemler bulunmasını, çocuk işçiliğine karşı mücadelede rolleri bulunan kişi, kurum ve kuruluşların çabalarını yoğunlaştırmalarını gerektirmektedir. Çalışan çocuk genç işçi kavramları farklı sosyal yapılara sahip toplumlarda farklı anlamlar taşımaktadır. Bu kavram ve tanımlar bir ülkeden diğerine, gelişmiş bir ülkeden gelişmekte olan bir ülkeye, ülke içinde kırsal alandan kentsel alana farklılıklar göstermektedir. Umumi Hıfzısıhha Kanunu’na göre 12 yaşından küçükler çalıştırılamamaktadır. İş Kanunu çalışma yaşını 15 olarak belirlemiş, hafif işlerde bu yaşın 13’e çekilebileceğini hükme bağlamıştır. Türkiye’nin de imzaladığı Birleşmiş Milletler’in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 1. maddesine göre, 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Medeni hukuktaki rüşt yaşı dikkate alındığında, 18 yaşını doldurmamış olan herkes küçük olarak adlandırılmaktadır.Öte yandan, ILO’nun 87. Genel Konferansında kabul edilen 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi’nde çocuk terimi ile 18 yaşın altındaki herkes ifade edilmektedir.Çalışma nedenleri, kendilerine verilen ad ve yapılan tanımlar ne olursa olsun, zorunlu eğitim çağında, rüşt yaşını tamamlayamadan, zor ve tehlikeli koşullarda çalışan çocuk veya gençler hukuki korumadan, sunulan çeşitli hizmetlerden ayrıcalıklı ve ağırlıklı olarak yararlanması gereken hedef kitleyi oluşturmaktadır” diye konuştu.
SOSYO EKONOMİK YAPI EN BÜYÜK OLUMSUZLUK
Genç nüfus sayısının arttığını belirten Gözgeç, “Son yıllarda görece düşüş olmasına karşın, nüfus artış hızı, toplam nüfus içindeki genç nüfusun ağırlığını artırmaktadır. Gelir dağılımı dengesiz ve adaletsizdir. Hanelerin yüzde 20’lik dilimlerine göre gelir dağılımına bakıldığında, en düşük yüzde 20’lik hane grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 4.9 iken, en yüksek yüzde 20’lik hane grubunun aldığı pay yüzde 54.9’dur. Asgari ücret yetersiz yapısal bir özellik enflasyon nedeniyle ücret gelirlerinde önemli aşınmalar olmakta, geniş halk kesimlerinin satınalma gücü düşmektedir. Sivil işgücünün yalnızca yüzde 37.5i aktif sigortalı, sosyal sigorta kapsamındadır. Açık işsizlikle birlikte eksik istihdam nedeniyle atıl durumda bulunan işgücü oranı yüzde 14.2 dir. Bütçeden eğitim, sağlık gibi sosyal nitelikli kamu harcamalarına ayrılan paylar düşüktür. Bölgelerarası gelişmişlik farkı, iç göç, çarpık kentleşme diğer olumsuz göstergeler olarak sıralanmaktadır. Türkiye genelinde 6-14 yaş grubunda ekonomik işlerde istihdam edilen çocukların yüzde 68’i hanehalkının ihtiyaçlarına katkıda bulunmak için, yüzde 21’i ailesi istediği için, yüzde 6’sı iş öğrenmek, meslek sahibi olmak için, yüzde 4’ü kendi ihtiyaçlarını karşılamak için, yüzde 1’i ise diğer nedenlerle çalışmaktadır. Kentsel alanda çocukların yüzde 56’sı hanehalkı ihtiyaçlarına katkıda bulunmak, yüzde 18’i iş öğrenmek, meslek sahibi olmak için çalışmaktadırlar.Gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı hızlı nüfus artışı, aşırı ve düzensiz kentleşmeye, dolayısıyla kentsel işsizlik ve gelir dağılımı sorunlarına yol açmaktadır. Bu ortamda çocuk emeğinin kullanımı giderek yaygınlık kazanmaktadır. Aile gelirindeki hızlı düşüşler karşısında, tüm aile üyelerinin çalışmak zorunda kalmaları ve özellikle küçük yaşlarda çalışma yaşamına atılmaları kaçınılmaz olmaktadır. Sorunnu çözülmesi için gelir dağılımında adalet sağlanmalı ve çocukların yasanın öngördüğü koşullar dikkate alınarak çalıştırılması gerekmektedir” dedi.