ERZURUM (İHA) - Doğu halkının kayak sporuna bakışını ve kayak tesislerinden faydalanamamasını değerlendiren Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat Altay, Sınırlı sosyal aktivite ve sınırlı sosyal hayatın olduğu doğu illerinde fiyatların en uygun seviyeye indirilerek vatandaşa kayak sporunun tanıtılması ve sevdirilmesi gerektiğini belirtti.
VATANDAŞ YARARLANABİLİYOR MU?
Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat Altay konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Doğu da ki soğuk illerin kendine has güzelliklerinin yanı sıra birçok olumsuzlukları da var. Batıya göre doğuda kışlar ağır geçer ve kış geldiği zaman temel sorunların en başında sosyal aktivite eksikliği gelir. Doğu halkı yıllar boyu kahve kültürüne mahkum edilmiş durumdadır. Bu kültürün yanı sıra halkımıza başka seçeneklerde sunmak gerekir. Bu seçeneklerin başında kayak gelir. Tüketici Hak Arama Derneği olarak Erzurum’da ki gözlemlerimiz Erzurum halkının yüzde 90'ına yakınının kayak bilmediği, yapmadığı veya yapamadığıdır. Palandöken’e hiç çıkmamış birçok vatandaşımızın olduğunu söylemek hiçte abartı sayılmaz” dedi.
KAYAK ZENGİN SPORU MU?
Günümüzde kayak sporunun zenginlere has bir spor olarak bilindiğini dile getiren Altay, “Yani gelir düzeyi düşük tüketiciler kayak sporunu kendileri için lüks görüp ve çok paramız çıkar diye kayak yapmak için Palandöken’i tercih etmiyor. Tüketici Hak Arama Derneğinde konuştuğumuz birçok kişinin söylediği şu söz konunun özeti gibi. "Palandöken'e çıkmak için 1000 TL yeter mi?” Bu cümle kayak merkezlerinin halkın nezdinde nasıl büyütüldüğünü gözler önüne seriyor.
Orta halli vatandaş dahi Palandöken’e çıkmaktan çekiniyor. Bu nedenle sınırlı sosyal aktivite ve sınırlı sosyal hayatın olduğu şehrimizde vatandaşa gerekli imkan ve olanaklar sunularak kayak sporunun tanıtılması ve sevdirilmesi gerekir. Kayağı sevdirmek için de önce kayak zengin sporudur izlenimi ortadan kaldırılmalıdır. Sonra kayak fiyatları tekrar gözden geçirilebilir, günün belirli saatlerinde kayak merkezlerine direk servisler konulabilir, giriş çıkış ücretleri en uygun seviyeye indirilebilir. Veya haftanın belirli saatlerinde ücretsiz kayak dersi verilebilir.
Burada önemli olan ne kadar çok kişiyi bu spora teşvik edip ve başlatmak olmalıdır. Dar gelirli tüketici için kayak ücretlerini ne kadar aşağı çektik denilirse denilsin, günlük ortalama 80 lira olan kayak ücreti dar gelirli tüketici için gerçekten lükstür. Bu fiyatı asgari ücretle çalışan için yazmak bile anlamsızdır. Bu nedenle Palandöken’de kayak yapmayı kendine lüks gören tüketici Palandöken'i değil kahvehaneleri tercih ediyor. Kimseye kahvede oturma diyemeyiz. Ancak sade kahvehaneleri vatandaşa dayatmak bu şehrin güzelliğine ve var olan olanaklarına haksızlıktır. Halkımızın zihnine kayak kültürünü yerleştirmek, gelecek nesillere örnek olacağı gibi doğu halkına daha güzel imkanlar sunma açısından fark yaratacaktır. Hepsinden önemlisi hem maddi hem manevi yönden doğu halkının kendi coğrafyasındaki spor tesislerinden yararlanamaması kabul edilemez bir durumdur.
Yakutiye Belediyesinin şehrin çeşitli bölgelerinden aldığı müracaatlar sonrası 100'ün üzerinde öğrenciyi bir araya getirerek, bütün ihtiyaçlarının karşılayıp, iki haftalık süreyle usta kayak hocaları eşliğinde kayak öğretmesi, kayak sporu zengin sporudur izlenimini ortadan kaldırmak açısından takdire şayan bir katkıdır. Yakutiye Belediyesinin yaptığı gibi birçok kurum da bu tür aktiviteler yaparak kayak sporu zengin sporudur izlenimini ortadan kaldırarak tabana yayabilir.
Bu sayede ülkemizi uluslararası alanda temsil edecek birçok sporcu yetiştirilebilir ve kayak sporuna katkı sunulabilir.” şeklinde konuştu.