Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, “Günümüzde dayatılan Ermeni iddiaları da dahil olmak üzere arşiv hazinesine dayanarak dünyada verilemeyecek hesap yoktur. Bir gün bu isnat ve iddialar Türk tarih ve arşiv çalışmalarıyla çürümeye mahkumdur”dedi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Türk Tarih Kurumu ve Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri iş birliğiyle düzenlenen “Arşivlerimizin Gelişimi, Vizyonu ve Tarih Araştırmalarına Katkısı Sempozyumu” başladı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, arşivlerin devlet olmanın en güçlü göstergelerinden birisi olduğuna dikkat çekerek gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet arşivinin muazzam bir belge hazinesi olduğunu belirtti.
Tarihin ancak arşivler sayesinde doğru yazılabileceğini kaydeden Prof. Dr. Ünal, “Osmanlı’nın muazzam arşiv mirası olmasaydı, günümüzde Batılıların Osmanlı’ya dair oluşturmaya çalıştıkları algının tarihi doğrular olarak kabul edilebileceğine” işaret etti. Arşivlerin devleti sağlam temeller üzerine inşa etmenin teminatı olduğunu ifade eden Ünal, “Bugün bu sempozyumda, milletimize karşı bilinçli ve sistemli olarak uygulanmaya çalışılan yıkıcı faaliyetlerin tarihi temeli ele alınacak ve görülecektir ki milletimiz her seferinde inancı, vatanperverliği ve istikameti sayesinde daha güçlü olmayı bilmiştir” dedi.
“TARİH VE ARŞİV ARASINDA KOPMAZ BİR BAĞ VARDIR”
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan da tarih boyunca zengin kütüphanelerle, devletlerin gelişmesi arasında doğrudan bağlantı olduğunu ifade etti. Devrin en güçlü ordusuna ve zengin hazinesine olan sahip olan Selçukluların, aynı zamanda yüz binlerce ciltlik kitabı içeren büyük kütüphanelere ve belge varlığına da sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Turan, arşiv ve tarih arasında kopmaz bir beraberlik olduğuna dikkat çekti.
Tarih ve arşivin toplum ve devletin hafızası, bilgi birikimi, kendini bilme kaynağı, bir sorunu çözme anahtarı ve milletin kimliği olduğunu söyleyen Prof. Dr. Turan, “Günümüzde dayatılan Ermeni iddiaları da dahil olmak üzere arşiv hazinesine dayanarak dünyada verilemeyecek hesap yoktur. Bir gün bu isnat ve iddialar Türk tarih ve arşiv çalışmalarıyla çürümeye mahkumdur” şeklinde konuştu.
Osmanlı devletinin her bakımdan mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sahip olduğu arşiv mirası sayesinde pek çok ülkenin muhtaç olduğu ve teveccüh gösterdiği bir devlet konumunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Turan, “Bu kuvvetli mirasla geleceğe daha güçlü yürümememiz için hiçbir sebep yoktur” dedi.
“ANADOLU'DA ERMENİ MEZALİMİ” ÖZEL OTURUMU YAPILDI
Konuşmaların ardından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Kudüs'te Hristiyan Mezhep ve Milletlerin İdaresi" isimli kitabı takdim etti. Etkinlik, öğleden sonra Türk Tarih Kurumunda düzenlenen oturumlarla devam etti. Sempozyumda ilk olarak “Anadolu'da Ermeni Mezalimi” başlıklı özel oturum gerçekleştirildi.
İki gün boyunca arşivci, akademisyen ve uzmanların katılımıyla bilgi ve belge yönetimi alanında gelinen noktaya ilişkin değerlendirmelerin paylaşılacağı sempozyumda, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti arşiv birikiminin, çağın gereklerine uygun olarak geliştirilmesi hedefine yönelik değerlendirme ve öneriler dile getirilecek. Sempozyumda ayrıca, “Türkiye arşivlerinde e-dönüşüm süreci”, “Endüstri 4.0 uygulamalarının arşiv çalışmalarına yansımaları”, “arşivlerin eğitim işlevi” ve “arşiv gereçlerinin bakım ve muhafazası” gibi konular da tartışılacak.