Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi, AK Parti Erzurum İl Kadın Kolları ve merkez üç ilçe kadın kolları teşkilatını ağırladı. Programda TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, Erzurum’da unutturulan, ihmal edilen Cihan Padişahı ve tarihçilerin “Erzurum’un Bânisi” olarak adlandırdığı Kanunî Sultan Süleyman’ın Erzurum’a yaptığı hizmetleri anlattı. Programa AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Deniz Çelik, il teşkilatı ve merkez ilçe kadın kolları teşkilat mensupları katıldı.
TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş’ın “Erzurum’un Bânisi Kanunî” sunumu özetle şöyle:
“Moğol istilalarından, Türk beylikleri arasındaki savaşlar ve mücadeleden sonra Erzurum harabeye dönmüştü. Yenilen çekilirken diğerine kalmasın diye şehri yerle bir etmekteydi. Sonra Kızılbaş-Sünni çatışması derken Erzurum yaklaşık 40 senedir kuş uçmaz kervan geçmez bir viraneye dönmüştü. Asırlardır harp meydanına dönen Erzurum ovası ıssızlaşmıştı. Son olarak, Yavuz’un üzerine geldiğini duyan Safevi hükümdarı Şah İsmail Osmanlı ordusunun geçeceği ve konaklayacağı şehirleri yakıp yıkarak, Osmanlı ordusunu açlık ve kıtlıkla cezalandırmak istedi. İşte Erzurum bu yıkımı en çok yaşayan illerin başındaydı. Öyle ki İran üzerine giden Yavuz ıssız şehir Erzurum’da değil, Hasankale taraflarında bir yerde ordusuyla konakladı. Yavuz’dan sonra da Erzurum ve çevresinde Sünni-Kızılbaş çatışmaları durulmadı.
Bölgenin huzura kavuşmaması ve Kızılbaş tehdidinin devam etmesi üzerine Kanûnî Sultan Süleyman Irakeyn Savaşı’na çıktı. Acem Irakı denilen İran üzerine giderken Fahrettin Kırzıoğlu’nun “Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi” kitabında belirttiği gibi (16 Safer 941) 5 Eylül 1534’te Erzurum’da konakladı. Şehrin perişan halini gördü. Erzurum Kalesi’ni konak yapan Kanuni Sultan Süleyman buradan fetihler ile ilgili fetihnâmeler gönderdi. Padişah Erzurum’da medfun azizleri ziyaret ve dua'da bulunduktan sonra, kimsenin ileri gitmemesini emredip “Erzurum o gün nazar-ı iltifât-ı pâdişahi ile manzurolub, ta'mirine ferman olundu.
Evet, Cihan Padişahı Kanûnî’nin fermanıyla Erzurum’un tamirine başlandı. Padişahın damadı Rüstem Paşa ile birlikte Ayas (Mehmet) Paşa şehri mamur etmeye başladılar. Şehir mamur hale gelince Tebriz’den Sünni Türkler getirilip şehre yerleştirildi. Bir sene sonra da Erzurum, Bitlis’te toplanan divanda alınan kararla beylerbeyliği ilan edildi. (Kırzıoğlu’na göre 5-6 Ekim 1535, Dündar Aydın’a göre 3 Ekim 1535)Şehrin tamiri bitene kadar, yaklaşık üç yıl Erzurum’un ilk Beylerbeyi Dulkadirlu Mehmet Bey Bayburt’ta ikamet etti.
Erzurum'un Bânisi Kanuni Sultan Süleyman’ın Erzurum’a hizmetlerini şöyle özetleyebiliriz:
40 yaşındayken 5 Eylül 1534'te Erzurum'a geldi, daha sonra iki defa daha geldi.
-Erzurum'u kesin olarak ve muhkem bir şekilde Osmanlı toprağına katmıştır.
-Erzurum’u beylerbeyliği ilan etmiştir. Erzurum tüm doğunun eyalet başkenti, merkezi olmuştur.
-Issız ve virane Erzurum'un yeniden mamur hale getirilmesi için ferman yayımlamıştır. Damadı Rüstempaşa ile dönemin en kudretli paşalarını Ayaspaşa'yı ve İbrahim Paşa'yı Erzurum'un imarı için görevlendirmiştir. Erzurum’a bu dönemde beylerbeyi ve birçok paşa sarayı, camiler, medreseler, hanlar, bedestanlar, çeşmeler yapılmıştır. Bugün bu eserlerden ayakta kalıp en bilinenleri Rüstempaşa Bedestanı (Taşhan), Ayaspaşa Cami, Şabahane Cami Bu vesileyle tüm tarihçilerin ortak görüşüyle "Erzurum Bânisi" sıfatı kazanmıştır.
-Erzurum'a Tebriz taraflarından sünni nüfusu getirip yerleştirerek şehre insan kaynağı kazandırmış, şehri şenlendirmiştir. Erzurum’un “ehlisünnet ve’lcemaat” olarak kalmasını sağlamıştır.
-Erzurum’u medrese şehri haline getirerek, şehri sadece askeri değil ulema ile de güçlendirmiş, müstahkem hale getirmiştir.
-Erzurum'a Osmanlı ordusunu yerleştirerek şehri doğudan gelecek saldırılara karşı garnizon yapmıştır.
- Erzurum-İstanbul yolunu (bugünkü dere yolu-Erzincan-Suşehri-Tokat-Amasya-İstanbul) güvenli ve kullanılır hale getirerek Erzurumla İstanbul'u / Payıtaht’ı ticari ve askeri açıdan birbirine kolay ulaşılabilir hale getirmiştir.
-Erzurum'un şehir planını çizdirmiştir. Matrakçı Nasuh'a...
-Bir alperen olan Pir Ali Baba'yı Erzurum'a yerleştirmiştir. Bin bir hatimler okunmaya başlanmıştır. Ezanlardan sonra Resulullah'a selam ve salât getirilmeye başlanmıştır.”