TANAP tarafından başlatılan “ESKİP” projesi kapsamında engelli bireyler, firma yetkilileriyle yüz yüze görüşüp iş bulma imkanı buldu.
TANAP tarafından başlatılan, Sosyal ve Çevresel Yatırım Programları (SEİP) kapsamında finanse edilen ve Diyalog Sosyal Girişimcilik Derneği (DİSODER) tarafından uygulanan “ESKİP” projesinde son aşamaya gelindi. Engelli bireylere meslek kazandırmayı amaçlayan projenin son ayağı Ankara Yüksek Hızlı Tren İstasyonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleşti. TANAP Boru Hattı güzergahındaki Ardahan, Bayburt, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Giresun, Kars, Kırıkkale, Kırşehir, Sivas, Yozgat, Ankara, Eskişehir, Bursa illerinde gerçekleştirilen proje ile tam 3 bin 600 engelli, aileleriyle birlikte sosyal hayata kazandırılacak. Projenin Ankara finalinin ilk gününde engelli bireyler için, ikinci gününde firma temsilcileri için kariyer eğitimleri gerçekleştirilecek. Eğitimler kapsamında engelli bireylere iş görüşmesine hazırlık, doğru öz geçmiş hazırlama yöntemleri, imaj yönetimi ve başarılı mülakat teknikleri, motivasyon ve stres yönetimi eğitimleri verilirken, başarıya giden yol semineri de düzenlendi.
TANAP Kalite, İş Sağlığı Güvenliği, Sosyal, Çevre ve Uyum Direktörü Fatih Erdem, bugüne kadar TANAP’ın yürüttüğü işi layıkıyla yerine getirdiğini belirterek, “Biz aslında bir enerji şirketiyiz, boru hattı şirketiyiz. Hem ülkemize, hem Avrupa’ya doğalgaz taşımak adına kurulmuş bir şirketiz. Biz yaklaşık olarak yüzde 45 oranda bütçe tasarrufu yaptık. Bu tasarrufun 5 milyar dolar olduğunu ve bu tasarrufun hem bizim bütçemizden hem de kardeş ülke Azerbaycan’ın bütçesinden yapılmış olduğu düşünüldüğünde gururumuz daha da artıyor. Güzergahımızın geçtiği bölgelerde yaptığımız bu sosyal sorumluluk çalışması da bizi en az bunun kadar gururlandırıyor. Hattımızdaki il, ilçe ve köylerimizde bugüne kadar bin 18 tane proje başlattık. Bunların çoğu tamamlandı. ESKİP projemizde bu bin 18 projemizden bir tanesi. Bu projenin sonuçlarını bugün görmek beni çok gururlandırdı. Ülkemize faydalı ve hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
“100 ENGELLİ BİREYLE İŞE ALIMLARIN SON AŞAMASINA GELİNDİ”
Diyalog Sosyal Girişimcilik Derneği Başkanı Hakan Elbir, projenin yaklaşık 1 yıl önce başladığını hatırlatarak, “TANAP tarafından sosyal ve çevresel yatırım programları kapsamında finanse edilen, bizim ESKİP diye kısalttığımız engellilerin sosyal hayata ve istihdama katılımının sağlandığı bir projenin final aşamasında bir aradayız. 14 ili kapsayan bir projeydi ve 3 bilişeni vardı. Son aşaması da engelliler ve işverenlere yönelik eğitimler ve kariyer günü etkinlikleri oldu. Engelsiz eğitim buluşmaları kapsamında 4 bin 205 katılımcıya ulaşıldı. 5 ilde yaklaşık 4 milyon lira tutarında araç gereç dağıtımı gerçekleştirildi. 5 erişilebilir mekan açılışı yapıldı. Bu zamana kadar toplamda bin 500 engelliyi 50’den fazla işveren temsilcisiyle buluşturduk. Bugün de Ankara’da muhtemelen 300 kişi işverenle buluşacak. Fırsat eşitliğini çok önemsiyoruz. Bugünkü hedefimiz en az 50 engelli bireyin iş görüşmesi sürecini başlatmaları. Bursa ve Eskişehir’den alınan bilgi şu ana kadar 100 engelli bireyle işe alımların son aşamasına gelindiğini biliyoruz” dedi.
“BİZ CEO’LUK YAPABİLİRİZ”
Kendisine ‘engelli’ diye hitap edilmesinden rahatsız olduğunu dile getiren Murat Can Çakır ise, Türkiye’nin içinde bulunduğu süreç içerisinde çalışan iş gücüne ihtiyaç duyduğunu belirtti. Çakır, kendisi gibi özel gereksinimleri olan bireylere şans verilmesi durumunda CEO bile olacaklarını söyleyerek, “Bildiğiniz gibi ülkemiz çok zor durumlardan geçiyor. Ülkemizin genç bir nüfusu var ama ne yazık ki ülkemizin bu dinamik nüfusunu değerlendiremiyoruz, o yüzden işsizlik çok fazla. Ben ‘engelli’ diye hitap edilmesini sevmiyorum. Özel gereksinimi olanlara bir iş imkanı sunuluyor, ben de buraya bunun için geldim. Ben bilişim okuyorum, o alanlarda çalışmak istiyorum. Biliyorsunuz kodlama şu anda geleceğin teknolojisi, yapay zeka çok büyük bir hızda gelişti. Kodlamayı düzgün yapanlar yükselebilir. Şirketler bünyesinde firmalara büyük katkı sağlayabiliriz. Ama işverenler bizim fiziksel durumumuza bakarak bizi değerlendirdikleri için bizi hiçbir şeyden anlamaz, hiçbir şey yapamaz görüyorlar. Oysaki Almanya, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş ülkelere baktığımızda onların özel gereksinimli bireyleri üretken işlerde çalıştırdığını görüyoruz. Biz CEO’luk yapabiliriz. Yeter ki bize şans verilsin, elimizden tutulsun. İşverenlere özel gereksinimli bireylere nasıl davranılması konusunda eğitim verilmesi gerekiyor. İşveren karşısındaki özel gereksinimli bireyin neler yapabileceğini bilmeli ki onu daha üretken kullanabilsin. Buradan işverenlere sesleniyorum; biz hiçbir şey yapamayacak bir insan değiliz. Her şeyden önce biz de sizin gibi bir insanız. Bizim de potansiyelimiz var. Bize şans verin. Özellikle ülkemizin içinde bulunduğu, ‘Fırat Kalkanı’, ‘Barış Pınarı’ gibi operasyonları ve yaptırımlar gündeme gelmişken, şu zor günlerde çalışan işçi nüfusuna çok ihtiyacımız var. Tabii ki her şeyi devletten beklememek gerekiyor. İşverenlerin de ellerini taşın altına koyması gerekiyor. İşverenlerin de özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarına göre iş yerlerini ayarlaması gerekiyor” diye konuştu.