İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Stratejik ortağımız ABD'nin vatandaşları Kandil'e geliyor, orada sadece yeni silahları tanıtmıyorlar, aynı zamanda psikolojik harbin en önemli unsurlarından biri olan medyanın nasıl kullanılması gerektiğini, nasıl psikolojik harp yapılması gerektiğini teker teker anlatıyor" dedi.
Bakan Soylu, Ankara'daki bir otelde gerçekleşen "Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi Programı"na katıldı. Programda konuşan Soylu, 21. yüzyılın insanlık ailesi için hayal kırıklığıyla geçtiğini belirterek, insanlığın terör ve şiddet ekseni içinde olduğunu söyledi. Özellikle güvenlik tanımı ve ihtiyaçlarının neredeyse yeniden yazıldığını kaydeden Soylu, ülkeler arası savaşın yerini vekalet savaşlarına bıraktığını belirtti. Bazı devletlerin istihbarat servisleriyle açık açık terör örgütlerini beslediğini, silah ve para gönderdiğine dikkat çeken Soylu, "Hatta eğitmenler gönderiyor. Zannetmeyin ki sadece yeni teknolojik silahları kullanmak için eğitmenler gönderiyor. Hayır. Stratejik ortağımız ABD'nin vatandaşları Kandil'e geliyor, orada sadece yeni silahları tanıtmıyorlar, aynı zamanda psikolojik harbin en önemli unsurlarından biri olan medyanın nasıl kullanılması gerektiğini, nasıl psikolojik harp yapılması gerektiğini teker teker anlatıyor. Terör örgütleri bu sayede kapasitelerini geliştiriyor. Bunun da ötesinde kurumsallaşmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
AVRUPA'YA PKK, PYD, FETÖ, DHPK-C TEPKİSİ
Bakan Soylu, Türkiye'nin 2017'de yakaladığı düzensiz göçmen sayısının 175 bin olduğunu anımsatarak, 2018'in 26-27 Eylül'deki rakamın ise 190 binin üzerine çıktığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyaretine eşlik ettiğini hatırlatan Soylu, ziyaret kapsamında Alman mevkidaşı Horst Seehofer ile yaklaşık 2 saat heyetler arası görüşme yaptıklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Bir şey ifade ettik; 'biz Almanya değiliz. Bir tarafımızda, Suriye, bir tarafımızda ırak, bir tarafımızda İran var' dedik. Türkiye'yi düşünürken bizi bir Norveç, Finlandiya, kendiniz gibi görmeyin. Bir karakol ziyareti yaptık, en büyük dertleri Polonya'dan gelen ve asayişi bozanlar. 'Peki Türkiye'nin şu ana kadar yakaladığı Afgan göçmen sayısını biliyor musunuz?' diye sordum. 71 bin Afgan, 40 bin Pakistanlı, 30 bin Suriyeli, 14 bin Iraklı. Türkiye aslında bütün dünyaya insanlığın nasıl olacağını gösterirken diğer taraftan da bu kadar zor bir coğrafyada güvenin, kamu düzeninin nasıl sağlandığını, Avrupa'ya ne büyük iyilikler yaptığını çok net bir şekilde ortaya koyduğunu faaliyetlerle göstermektedir. Biz bir taraftan PKK, bir taraftan PYD, bir taraftan DEAŞ, bir taraftan FETÖ, bir taraftan DHKP-C ile mücadele ediyoruz. Alman İçişleri Bakanına bir şey daha sordum, 'bir tek sorunun cevabını istiyorum' dedim. 'Türkiye'de Almanya'yı rahatsız eden bir tek unsur bana söyleyin' dedim. 'Bir terör örgütü, organizasyonel suç yapılanması, sizi rahatsız eden kaçakçılık, sizin muhalifiniz olup da bizim ülkemizde gözardı ettiğimiz biri var mı?' diye sorduk. Bir tek isim söyleyemedi. Ama bu nasıl bir iştir ki PKK, PYD, FETÖ, DHKP-C ve bir çok Türkiye'nin içerisini oymaya çalışan organizasyonların çoğu Avrupa ülkelerinde istedikleri gibi kendi dizaynlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar."
SINIRLARA MODÜLER BETON DUVAR
Birinci Dünya Savaşı'nda cetvelle çizilen bütün sınırlarda sorun olduğunu ifade eden Soylu, "Hem Orta Doğu'da hem de Afrika'da sorun var. Sınır güvenliği meselesi hepinizin bildiği gibi İçişleri Bakanlığının doğrudan sorumluluğu altındadır. Dolayısıyla bu konuda hem fiziki hem de bilgi açısı bakımından çok önemli projeler ortaya koyuyoruz. Suriye sınırımızda 828 kilometre modüler beton duvar yapılması planlanmış olup halihazırda bunun 805 kilometresi tamamlandı. Aynı şekilde Iğdır ve Ağrı illerimizdeki İran sınırımıza 91 kilometre modüler beton duvar montajı tamamlanmış. Projenin tamamı 144 kilometredir. İnşallah yıl sonu itibariyle bunu da bitirmeyi hedefliyoruz. Bir taraftan kaçakçılık, bir taraftan uyuşturucu ticareti, bir taraftan göçmen kaçakçılığını engelleyecek, bir taraftan da kamu düzenimizi tam anlamıyla sağlam bir şekilde yerli yerine oturtacaktır. İran-Hakkari sınırımızda da aynı şekilde 43 kilometrelik bir modüler beton duvar yapılması planlandı. İhalesi yapıldı, en yakın zamanda başlanacak" şeklinde konuştu.
"SINIRLARIMIZI KONTROL ALTINA ALMA EN ÖNEMLİ MESELELERDEN BİRİDİR"
Soylu, sınırlardaki önemli bir çalışmalarının da aydınlatma faaliyetleri noktasında gerçekleştiğini söyledi. Türkiye'nin toplam kara uzunluğunun 2 bin 949 kilometre olduğunu kaydeden Soylu, bunun yüzde 27'lik kısmını oluşturan 802 kilometresini aydınlattıklarını bildirdi. Yıl sonuna kadar hedeflerinin 960 kilometre olduğunu dile getiren Soylu, "Sınırın ötesinde PKK var. Bir takım eleştiriler, bir takım farklı düşünceler ortaya konuluyor. Ama sınırın hemen öteki tarafındaki PKK, İran, Irak ve Suriye hattında ticari bir gelir elde ettiğini, sadece uyuşturucu dan 1.5 milyar değil, aynı zamanda sigara, petrol kaçakçılığıyla ilgili ortaya koymuş olduğu anlayışla çok büyük gelir elde ettiğinin not edilmesini ifade etmek isterim. Bu yüzden sınırlarımızı kontrol altına alma en önemli meselelerden biridir" dedi.
Her alanda olduğu gibi savunma alanında da millileşme ve yerlileşmeyi desteklediklerini ifade eden Soylu, "İnsansız hava araçlarında Türkiye çok büyük mücadele verdi sonunda gediği yer büyük bir yüz akı hikayesidir. Sadece terörle mücadele edilmiyor, gelecek nesillere nasıl yapılabilindiğini, nasıl başarılabildiğini ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
YAZILIM FİRMALARINA SESLENİŞ
Soylu, yazılım firmalarına seslenerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Benim size bir tavsiyem var. Yumurtlayan tavuğunuzu kesmeyin. Buradan söylemek istediğim şu; devletle çalışıyorsunuz, bir takım yazılımlar yapıyorsunuz. 3,4,5 yıl sonra bu yazılımı yenilemek, başka yazılımlarla entegre etmek gerekiyor. Arkadaşlar kapı duvar olursunuz kusura bakmayın. Biz, vatandaşımıza hizmet etmek, aynı zamanda da yalınlaştırarak vatandaşımızın bir takım gereksiz prosedürlerden kurtarmak, maliyetlerimizi düşürmek, entegrasyon ve koordinasyon sağlamak istiyoruz. Bu sektörün sonu yok denilecek kadar uçsuz bucaksızdır. Muhakkak ki bu yazılımlar yenilenecek. Bu tavuk aynı şekilde yumurtlamaya devam edecektir. Özel sektörün gelişmesini istiyoruz. Buradan bilgilerinizi, donanımlarınızı geliştirmenizi ve dünyayla rekabet edecek kabiliyetlerde çok daha üst seviyeye gelmenizi istiyoruz. Sanki iş yarın sona erecek, bitecekmiş gibi bir anlayışla karşı karşıya kalırsak adım atmakta zorlanır, bizi içimize kapatmak zorunda kalırsınız. Onun için özellikle yazılım firmalarına söylüyorum, ne olursunuz günlük değil, geleceğe aydınlıkla bakacak bir anlayışı hep birlikte ortaya koyalım. Biz, yazılım alanında çok daha üst seviyeye geçebilecek bir kabiliyete sahibiz."