Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Bakanlıkta düzenlenen Sosyal Taraflarla İş Birliği Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Şüphesiz toplumsal huzurun ve güvenliğin önündeki en büyük engel şiddet olgusu. Şiddetin olduğu hiçbir ortamda insan haklarına erişim, adaletin tesisi ve refah düzeyinin düzelmesi mümkün görünmemektedir" dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık “Sosyal Taraflarla İş Birliği Kurulu Toplantısı’na” katıldı. Bakanlığın merkez binasında gerçekleştirilen toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Bakan Yanık’ın gündeminde aile, çocuk ve kadın olmak üzere üç gündem maddesi vardı.
Bakan Yanık, sunulan hizmetin odağında birey ve aile dengesi ayrıca aile ve ailenin korunmasını özellikle dikkate aldıklarını belirterek, “Değişen dünyada aile eskiden olduğu gibi en önemli değerler arasında yerini koruyor. Yapıcı ve üretken yönleriyle toplum üzerinde belirleyici bir rolü olan aile kurumunda yaşanabilecek sıkıntılar aile fertlerinden başlayarak tüm toplumu olumsuz etkileme potansiyeli taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
Aile danışmanlığı hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duyulduğunu aktaran Bakan Yanık, “Bu anlamda aile danışmanlığı hizmetlerine her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Ailelerin yaşadığı sorunlara çözüm üretmek için hazırlanan bu hizmetlerden halkın daha çok faydalanmasını sağlamak bizim sorumluluğumuz altında. 81 ilimizde tüm Türkiye’ye yayılmış, 390 sosyal hizmet merkezimizle bütün halkımıza yönelik koruyucu, önleyici ve destekleyici hizmetler sunuyoruz. Rehberlik ve danışmanlık hizmetimizle beraber aile danışmanlığı hizmetimizi de bu merkezlerimizde uzman personel aracılığıyla ücretsiz olarak gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
İkinci gündem maddesi olan çocuk konusuna vurgu yapan Derya Yanık, çocukların iyi yetişmesinin herkesin sorumluluğunda olduğuna dikkati çekerek “Göz bebeğimiz çocuklarımızın iyi yetişmesi ailelerin olduğu kadar, hepimizin sorumluluğu. Çocuk koruma hizmetleri Birleşmiş Milletler’in Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca ‘Çocuğun üstün yararı’ ilkesi doğrultusunda ve iç hukuk mevzuatında da 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve 2828 sayılı sosyal hizmetler konunu çerçevesinde yürütülmektedir. İlgili mevzuata göre korunma ya da bakım ihtiyacı olan çocukları hayata hazırlamakla yükümlü olan bakanlığımız, çocukların sağlıklı bir bireyler olarak yetiştirilmelerini sağlamak için çalışmaktadır” açıklamasında bulundu.
Yanık ayrıca kurum tipi bakım modelini ev tipi bakım modeliyle değiştirdiklerini kaydederken devlet bakımına alınan bireylerin sadece devlet kurumunda olmadığını, kimi bireylerin koruyucu aileler sorumluluğunda olduğunu aktardı. Yanık koruyucu ailelerin yüzde 60’ının kendi biyolojik çocukları olduğunun da bilgisini verdi.
"ŞÜPHESİZ TOPLUMSAL HUZURUN VE GÜVENLİĞİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL ŞİDDET OLGUSUDUR"
Üçüncü gündem maddesi olan kadın ve kadına karşı şiddet konusunda son 20 yılda atılan adımlara dikkati çeken Yanık, “Son 20 yılda ulaşılan sonuçlar itibariyle yasal düzenlemeler güncellenmiş, kadının güçlendirilmesi alanında önemli kazanımlar elde edilmiş, temel kanunlarda kadın-erkek eşitliğini gözeten bir yapı ortaya konmuştur. Bakanlık olarak hazırladığımız Kadının Güçlenmesi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı’nda kadınların çalışması ve sosyal hayata daha aktif katılımının sağlanması öncelikli hedeflerimizden birisi olmuştur. Şüphesiz toplumsal huzurun ve güvenliğin önündeki en büyük engel şiddet olgusu. Şiddetin olduğu hiçbir ortamda insan haklarına erişim, adaletin tesisi ve refah düzeyinin düzelmesi mümkün görünmemektedir. Bu anlamda kadına yönelik şiddet toplumsal bir mesele olarak kabul edilmeli, toplumsal seferberlik halinde sıfır tolerans ilkesiyle mücadele edilmelidir” dedi.
Toplantı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın açıklamalarının ardından basına kapalı olarak devam etti.