TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yabancı terörist savaşçıların kaynağı durumundaki ülkeler ellerini taşın altına koymalı, vatandaşlarını bölgeden almalı, yargılamalı ve rehabilite etmelidirler" dedi.
TBMM’nin ev sahipliğinde "Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi" konulu 3. Parlamento Başkanları Konferansı başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Bugün İstanbul’da vereceğimiz birlik, beraberlik ve kararlılık görüntüsü terörle mücadelede çok güçlü ve net bir mesaj olacaktır. Terör örgütleri, ülkemde ve diğer ülkelerde insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan katliamlar gerçekleştirdiler. Özellikle İslam düşmanlığını merkezine oturtan, beyaz-üstünlükçü, ırkçı ve aşırı sağcı terör eylemlerinde son dönemde gözlenen artış endişe vericidir. Terörün yaşattığı acılar ortaktır, hepimizi derinden yaralamakta ve infiale sürüklemektedir. Aynı şekilde, görünürde farklı ideolojilerle hareket etseler de El-Kaide, DAEŞ, PKK/YPG ile İslam düşmanı, ırkçı aşırı sağcı terör örgütlerinin başvurdukları taktikler aynıdır. Bu terör örgütleri birbirlerinden beslenmekte, birbirlerinden öğrenmekte ve çıkarları doğrultusunda zaman zaman birlikte de hareket etmektedirler. Bu gerçeği en iyi kavramış olan ülkelerden biri Türkiye’dir” dedi.
“GÜVENLİ BÖLGE OLUŞTURMA KONUSUNDA ABD İLE YÜRÜTTÜĞÜMÜZ GÖRÜŞMELER SONUÇSUZ KALMIŞTIR”
PKK ve DAEŞ tehdidini ortadan kaldırmak, Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönmelerini sağlamak ve siyasi planda ulusal uzlaşı bulunmasına destek olmak için aktif çaba harcadıklarını vurgulayan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Bu doğrultuda Astana Süreci devam etmektedir. Cumhurbaşkanımızın ahiren BM Genel Kurulunda uluslararası toplumla paylaşmış olduğu “Güvenli Bölge” oluşturulması önerisi önemlidir. Zira, Suriye’den kaynaklanan ve sınırlarımızı hedef alan terör tehdidi henüz sona ermemiştir. Son iki yıldır, özellikle Fırat Nehri’nin doğusundan, PKK terör örgütünün Suriye ayağı olan PYD/YPG tarafından gerçekleştirilen yüzün üzerinde düşmanca eyleme maruz kaldık. PYD/YPG tehdidine ilişkin beklentilerimiz ve hassasiyetlerimiz, Fırat’ın doğusunda askeri ve sivil varlığı bulunan ülkeler başta olmak üzere, tüm Müttefiklerimizin dikkatine defalarca kez sunulmuştur. Haklı güvenlik endişelerimizi gidermek ve DAEŞ’e karşı mücadelemizi sürdürmek amacıyla güvenli bölge oluşturma konusunda ABD ile yürüttüğümüz görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Türkiye’nin sınırlarında teröristlerin varlığına müsamaha göstermesinin beklenmemesi gerektiğinin tekrar tekrar altını çizdik” dedi.
“YABANCI TERÖRİST SAVAŞÇILARIN KAYNAĞI DURUMUNDAKİ ÜLKELER VATANDAŞLARINI BÖLGEDEN GERİ ALMALI”
Şentop devamla şöyle konuştu; “Sınır güvenliğinin sağlanması, bölgedeki teröristleri etkisiz hale getirmek ve bu sayede Suriyelileri bölgedeki teröristlerin baskısından ve zulmünden kurtarmak amacıyla Barış Pınarı Harekatı”nı başlattık. Bu harekatın planlama ve uygulama süreçlerinde de yalnızca terör unsurları ve onların saklandığı sığınaklar, barınaklar ile mevziler hedef alınmaktadır. Yine bu harekatın yegane amacı son yıllarda Suriye’nin kuzeyinde oluşan istikrarsız bölgelerden Türkiye’ye yönelecek terör tehdidini önlemektir. Harekat; yerlerinden edilmiş Suriyelilerin, memleketlerine veya Suriye’de istedikleri yere güvenli ve gönüllü geri dönmelerini kolaylaştırmaya yönelik uluslararası çabayı, yine uluslararası kanunlar doğrultusunda ve ilgili BM kuruluşlarının eşgüdümünde destekleyecektir. DAEŞ ve PKK’ya katılmış olan Yabancı Terörist Savaşçıların durumu hepimiz için ciddi bir sınama teşkil etmektedir. Bu büyük sorunla uğraşma işi sadece birkaç ülkenin üzerine yıkılamaz. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bu Yabancı Terörist Savaşçıların kaynağı durumundaki ülkeler, ellerini taşın altına koymalı, vatandaşlarını bölgeden geri almalı, yargılamalı ve rehabilite etmelidirler.”