Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, salgın döneminde çalışanlara doğrudan 45 milyar liraya yakın destekte bulunulduğunu belirterek, "Tüm bu destekleri topladığımız zaman gerek çalışma hayatına yönelik desteklerimiz, gerekse sosyal yardımlar alanındaki desteklerimizle aktardığımız kaynak 53 milyar lirayı aşmış oldu” dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, bir sivil toplum örgütü tarafından düzenlenen pandemi sürecinde kadın temalı "7. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi"ne katıldı. Bakan Selçuk, kadına verilen değerin aynı zamanda aileye ve insanlığa verilen değer olduğunu belirtti. Selçuk, bugüne kadar yükselen her toplumun kadınla değer kazandığının altını çizdi. Selçuk, eğitimde ve kültür alanında yürütülen her çalışmanın kadınla daha da anlam kazandığını, gelişen her ekonomiden kadının sosyoekonomik konumun güçlenmesi sonucunda istikrarın yakalandığını anlattı. Bakan Selçuk, kadın olmadan hiçbir toplumun gelişemeyeceğine ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine erişemeyeceğine inandığını söyledi.
Bakan Selçuk, kadın erkek fırsat eşitliği hayatın her alanında tesis edilmediği sürece adaletin sağlanamayacağını düşündüğünü aktararak, “Bu anlamda kadınların temel hak ve özgürlüklerinin sağlanması çok mühim. Geçen hafta bildiğiniz gibi 28 Şubat sürecinde yaşananları tekrar hatırladık. Her şeyi şu cümle özetliyordu aslında; ‘28 Şubat günüydü, sistem hata verdi ve hayatlar karardı.’ Hamdolsun o gün kadınlarımızın hayatını karartanlara milletimiz gereken dersi verdi” diye konuştu.
“BİZLER KADINI İNSANLIK TARİHİNİN, MEDENİYETİMİZİN TAŞIYICISI, AİLEMİZİN VE TOPLUMUMUZUN ÖZNESİ OLARAK GÖRMEKTEYİZ”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün emek ve hak arama mücadelesi olduğunu belirten Bakan Selçuk, kadınların yaşadığı temel sorunlara dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak ve çözüm üretmek açısından önemli olduğunu vurguladı. Selçuk, ”Bu vesileyle de tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de buradan tebrik ediyorum. Bizler kadını insanlık tarihinin, medeniyetimizin taşıyıcısı, ailemizin ve toplumumuzun öznesi olarak görmekteyiz. Kadınların hak ve özgürlükler konusunda verdiği tarihi mücadele hamdolsun Cumhurbaşkanımızın iradeleri ve çok kıymetli Emine Erdoğan hanımefendinin hassasiyetleri ile bugün farklı bir boyuta taşındı. Gerek hükumetlerimiz ve gerekse bakanlığımız, kadınlarımızın sağlıktan eğitime, sanattan spora, bürokrasiden siyasete her alanda daha fazla varlık gösterebilmeleri için büyük mücadeleler verdik. Ve kadınların sosyal ve ekonomik hayata aktif katılımı için de güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye hedefini belirlemiştik. Bakanlık olarak da kadın haklarının geliştirilmesi ve kadına karşı ayrımcılığın kaldırılması için öncelikle hukuki altyapımızı geliştirdik. Türkiye’de tüm mevzuatı kadın erkek fırsat eşitliğini gözeten bir yapıya kavuşturduk. Belirli periyotlarla güncellediğimiz, kadının güçlenmesi strateji belgesi ve eylem planını da hayata geçirdik. Bugün bu planlar sayesinde kadınlarımız temel eksenlerde belirli alanlarda eylem planlarımızı sürdürmekteyiz. Son 19 yılda bu hedeflerimize yönelik hem eğitimde hem sağlıkta büyük ilerlemeler kaydetmiş durumdayız. Kız çocuklarımızın orta, yüksek öğretimdeki kademelerindeki oranlarında ve eğitimdeki başarımızın temelinde de STK’larımızın, üniversitelerimizin yürüttüğü kampanyaların, yine hanımefendilerin yürüttüğü kampanyaların da çok büyük bir etkisi var. Sağlık konusunda da hem gerek altyapısal gelişmeler noktasında hem de bütün dünyada birçok ülkenin başaramadığı genel sağlık sigortası uygulamasıyla da vatandaşlarımızın tamamını sağlık güvencesine kavuşturarak bütün kadınlarımızın, bütün vatandaşlarımızın sağlık hizmetine erişimi imkanlarını da genişlettik. Bu noktada hem anne ölüm oranlarının düşürülmesi hem de doğum öncesi bakım hizmetlerinin daha etkin kullanılması gibi pek çok alanda da önemli ilerlemeler kaydettik” ifadelerine yer verdi.
“SALGINLA BAŞA ÇIKMA KONUSUNDA SAĞLAM MALİ YAPIMIZ BİZİM İÇİN HER ZAMAN GÜÇ KAYNAĞI OLMAYA DEVAM ETTİ”
Covid-19'un kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan, sadece sağlık alanında değil aynı zamanda ekonomik ve psikolojik bakımdan da tüm toplumu tesiri altına alan küresel bir salgın olarak insanların hayatına girdiğini söyleyen Bakan Selçuk, “Maalesef toplum üzerinde, ailelerimizin üzerinde, kadınlarımızın üzerinde birçok olumsuz etkileri beraberinde getirdi. Salgınla mücadele ancak hem bireylerin hem de devletlerin beraber iş birliği içinde olduğu zaman başarılı olabileceği bir konu. Dolayısıyla hepimiz alışkanlıklarımızı değiştirmek durumunda kaldığımız, hem çalışma düzenlerimizi hem de aile içindeki iletişim kanallarımızı değiştirdiğimiz bir dönem yaşadık. Dolayısıyla pandemi döneminde hem aile hem de çalışma düzenleri değişti. Aileyi her daim toplumumuzun temel taşı olarak gördüğümüz için ve aynı zamanda dayanışmanın, huzurun ve mutluluğumuzun kaynağı olarak gördüğümüz için bu zor zamanlarda da toplumsal yapımızın ve dinamiklerimizin gücü ve ailemizin önemi daha da bir arttı. Dolayısıyla da salgının yol açtığı bütün olumsuzluklara rağmen aile kurumu toplumun taşıyıcı direklerinden biri olma görevini de sürdürdü. Salgınla başa çıkma konusunda sağlam mali yapımız bizim için her zaman güç kaynağı olmaya da devam etti. İnşallah bugünkü tartışmalarda bugünkü bildirilerin sonucunda pandeminin ailelerimizin üzerindeki etkilerini de konuşmuş olacağız. Dolayısıyla da bu dönemde neler yapabileceğimizi pandemi sonrasında neler yapabileceğimizi de konuşacağız. Biz de bakanlık olarak hem kadınlarımızı hem ailelerimizi bütün vatandaşlarımızı korumak için sosyal koruma kalkanı isminde bir program serisi ile kadınlarımızı, ailelerimizi, çocuklarımızı, engellilerimizi, yaşlılarımızı, işçilerimizi ve işverenlerimizi bütün ihtiyaç sahiplerini korumayı hedefledik. Bütün faaliyetlerimizi bu dönemde hem çalışma hayatına yönelik hem de sosyal hizmetlere, sosyal yardımlara ve sosyal güvenlik sistemine yönelik bir çok önlem aldık. Dolayısıyla da bireyden aileye, aileden topluma uzanan süreçlerde tüm vatandaşlarımızı kapsamayı hedefledik bakanlık olarak” diye konuştu.
“ÇALIŞANLARIMIZA DOĞRUDAN SUNDUĞUMUZ DESTEĞİN TOPLAM TUTARI 45 MİLYAR LİRAYA YAKLAŞTI”
Pandemi sürecinde Bakanlık olarak temel hedeflerinin istihdamı, işçileri ve işverenleri korumak olduğunu söyleyen Bakan Selçuk, “Bu nedenle de kısa çalışma ödeneği, fesih kısıtı, nakdi ücret desteği, normalleşme desteği gibi etkin uygulamalarımızı hayata geçirdik. Çalışanlarımıza doğrudan sunduğumuz desteğin toplam tutarı da 45 milyar liraya yaklaştı. Bunun haricinde sigorta prim ertelemelerinden genel sağlık sigortası ödemelerine, emekli aylıklarının artırılmasından engellilerimizin rapor sürelerini uzatılmasına kadar salgın döneminde birçok önemli sosyal güvenlik uygulamalarımızı da hayata geçirdik. Bu dönemde tabii ki sağlık altyapımız kadar genel sağlık sigorta sisteminin de ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bugün hiçbir vatandaşımızı sağlık hizmeti alma gibi bir endişe taşımamış oldu. Covid-19 kapsamındaki bütün test ve tedavi hizmetlerine vatandaşlarımıza ücretsiz bir şekilde ulaştırdık. Bu kapsamda karşıladığımız Covid-19 ödemeleri de 7 milyar lirayı aşmış oldu. Dolayısıyla hem genel sağlık sigortacılığı anlamında hem de özel politika gerektiren toplum kesimlerini korumaya, bakım ve rehabilitasyon destek olamaya da devam ettik” ifadelerini kullandı.
“6,4 MİLYON HANEYE NAKDİ ÖDEME YAPTIK”
Bakanlık olarak pandemi sürecinde yaptıkları sosyal yardımları Türkiye’nin her köşesine, her ihtiyaç sahibine ulaştırdıklarını vurgulayan Selçuk, “Salgın döneminde de destek programlarımızla mevcut yardımlarımızın ve koruma ağımız daha da güçlendirdik. 6,4 milyon haneye nakdi ödeme yaptık. Onun dışında pandemiden daha fazla kadınlarımız etkilendiği için kadın yoksulluğu ile mücadele kapsamında da hayata geçirdiğimiz sağlık yardımı, şartlı gebelik yardımı, şartlı doğum yardımı, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik yardım programlarımızın kapsamını genişleterek, aynı zamanda da bu kapsamda ödenen miktarları da salgın döneminde artırdık. 2020’de sosyal yardım hak sahiplerimizin yüzde 65’ini kadınlar oluşturdu. Biz inanıyoruz ki inşallah bu hak sahibi kadınlarımızın istihdam ağlarını da sağlayarak sosyal yardımlardan istihdama yürümeyi ve onlara hayatta daha güçlü devam etmelerini sağlamak da bizim hedeflerimiz arasında. Tüm bu destekleri topladığımız zaman gerek çalışma hayatına yönelik desteklerimiz gerekse sosyal yardımlar alanındaki desteklerimizle aktardığımız kaynak 53 milyar lirayı aşmış oldu” diye konuştu.