Ardahan Üniversitesi bölgemiz ve ülkemizi yakından ilgilendiren önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor.
24 Ağustos 2015 Pazartesi günü meydana gelen ve Artvin’in Hopa ilçesinde büyük yıkıma neden olan sel felaketiyle ilgili olarak Ardahan Üniversitesi ve Jeomorfoloji Derneği işbirliğiyle kritik bir araştırma yapıldı. Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu ile Derneğin Genel Sekreteri ve aynı zamanda Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal’ın öncülüğünde çeşitli üniversitelerden bilim insanlarının oluşturduğu bir heyet tarafından bölgede sel felaketi ve oluşan heyelanlar incelendi. Araştırmalar neticesinde elde edilen bulgular ve yapılan gözlemlerin ardından bir ön rapor hazırlandı. Yayınlanan raporda felaketin fiziki ve beşeri yönleriyle ilgili önemli tespit ve önerilerde bulunuldu.
Hazırlanan ön raporda afetin yağış, topoğrafik eğim, yüzey drenaj ağının özellikleri, arazi kullanımı, ana kayanın özellikleri ve diğer jeomorfik süreçlerin (ayrışma ürünü reolit vb.) ortak bir sonucu olarak meydana geldiği vurgulandı. Raporda 8 kişinin yaşamını kaybettiği, üç kişinin kayıp olduğu, yörenin geçim kaynaklarından birini oluşturan hayvancılık-tarım gibi faaliyetlerin büyük zarar gördüğü belirtildi. Ayrıca felaket nedeniyle Hopa Merkez başta olmak üzere Sugören, Sundura, Cumhuriyet, Sanayii, Yoldere mahallelerinde ve civar köylerde çok sayıda konut, işyeri ve ayrıca altyapının kullanılamayacak derecede tahrip olduğu vurgulandı.
FELAKETLERE KARŞI ACİL ÇAĞRI
Afet bölgesinde 500’den fazla heyelan meydana geldiğinin vurgulandığı rapora göre, Hopa ilçe merkezinin sel felaketinden çok fazla etkilenmesinde yerleşim yerinin Hopa Çayı yatağına kurulması olduğu tespitine yer verildi. Felaketin ardından yapılan gözlemler ve tespitler ışığında hazırlanan raporda, “Afet bölgesinde, güncel eğim koşulları esas alınarak drenaj ve altyapı sistemlerinin yenilenmesi gerekmektedir. Dere yataklarının ve ayaklı köprülerin; ters kirişlere ya da köprü ayaklarına takılan ve kesit küçülten dal, ağaç kökleri ve diğer organik, inorganik, insan yapımı malzemelerden ivedilikle temizlenmesi gerekmektedir. Vadi yamaçlarındaki ayrışma ürünü regolitik zemin üzerine inşa edilen ve kaymaya çok müsait olan zemine tehlikeli boyutta statik yük getiren, çok katlı betonarme yapılaşmalardan mutlaka vazgeçilmelidir. Vadi yamaçlarındaki ayrışma zonu regolitik zemin halen suya doygun olup, afet bölgesinde yakın dönem içinde gerçekleşecek daha az yağışların etkisi ile yeni heyelanların meydana gelme olasılığı yüksektir. Zeminin yüksek kil ve silt içeriği nedeni ile suyun hareketi yavaş olmakta ve suya doygunluk devam etmektedir. Yakın gelecekteki olası yağışlar yeni heyelanlar için tetikleyici rol oynayabilir. Bu durum göz ardı edilmemelidir. Vadi yamaçlarında bulunan, ayrışma zonu regolitik zemin üzerinde inşaa edilmiş, sel ve heyelanlardan az ya da orta derecede zarar gören çok katlı betonarme konutlar, iş yerleri; bundan sonra da hasar görme olasılıkları çok yüksek yapılar olup, mutlaka mühendislik özellikleri ilgili bilim dalı mensuplarınca çok titizlikle takip edilmeli, gerekiyorsa tahliye edilmelidir. Afet bölgesinde afet sonrası hasar tespit ve iyileştirme çalışmaları devam etmektedir. Bu aşamada hijyen konusuna çok ciddi anlamda hassasiyet gösterilmelidir.” şeklinde önemli önerilerde bulunuldu.