Eğitim-Bir Sen ve Memur-Sen Erzurum Şubesi üyeleri, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit olan vatandaşlar ve gaziler için yürüdü. Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Özel Harekât Daire Başkanlığı'na düzenlenen saldırıda şehit düşen polis memuru Murat Ellik’in annesi de yürüyüşe katılarak idam istedi.
Eğitim Bir Sen ve Memur Sen şubesi üyeleri, 15 Temmuz hain darbe girişiminin sene-i devriyesinde yürüdü. Lalapaşa caminden başlayan yürüyüşe Eğitim Bir Sen ve Memur Sen üyeleri, şehit yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Özel Harekât Daire Başkanlığı'na düzenlenen saldırıda şehit düşen polis memuru Murat Ellik’in annesi de yürüyüşe katılarak idam istedi. Yürüyüş sonrasında Havuzbaşı kent meydanında toplanan gruba hitap eden Memur Sen Erzurum Şube Başkanı Abdullah Duman, darbe girişimi sırasında şehit olan 250 vatandaşın tek tek ismini saydı. Duman, 15 Temmuz darbe girişimini işgal olarak değerlendirerek, “Bundan bir yıl önce Fethullahçı Terör Örgütü, bu millete boyun eğdirmeye, yönetime el koymaya yeltendi. Bu girişimi bir darbenin yanında bir işgal girişimi olarak değerlendiriyoruz. Hain darbe ve işgal girişiminde 8 binden fazla askeri personel, 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç, 3 askeri gemi ve 4 bine yakın silah bu millete karşı kullanıldı. Meclis, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Özel Harekât Daire Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT saldırıya uğradı. Genelkurmay, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, TRT ve onlarca kurum işgal edildi. Onlarca kurumun işgalini ise millet engelledi. Darbe girişimi sonucu 249 kahraman kardeşimiz şehit, 2 bin 193 kardeşimiz de gazi oldu. 15 Temmuz bize iki şey hatırlatıyor; Birincisi; FETÖ’cü ihanet. İkincisi; kahramanca direniş, vatana sadakat, şehadet ve yeniden diriliş. İhaneti de sadakati de unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çünkü gaflete uyuyan ihanete uyanır!” diye konuştu.
Darbe girişiminin başarılı olması halinde 16 Temmuz sabahı felaketle uyanacaklarını belirten Abdullah Duman, “Darbe başarılı olsaydı 16 Temmuz sabahı nasıl bir felakete uyanacaklarının farkında değiller. Darbe geçekleşseydi Türkiye bu darbenin arkasındaki üst aklın oyuncağı haline gelecek, ekonomik olarak da bir sömürü ve yağma ülkesine dönüşecekti. 13 yılda dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz haklarımız elimizden alınacaktı. Darbe girişimi başarılı olsaydı, muhacirler sığınacak bir yurt bulamayacak, mazlumlar kendilerine uzanan yardım elini kaybedecekti. İşte bu gerçeklerin farkında olan milletin sadık evlatları o gece “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyerek bir insan seline dönüştüler ve zulmün tankını topunu uçağını bombasını ezip geçtiler. Bu nedenle darbe ve işgal girişiminin başarılı olmasını canları pahasına önleyen şehitlerimize ve gazilerimize bir vatan borçlu olduğumuzu unutmayalım. Unutmayalım ki; onlar bu millete bu vatanı yeniden hediye ettiler” şeklinde konuştu.
Memur Sen ailesinin sokağa çıkanların ilk kişileri olduğunu ifade eden Duman, “Memur-Sen olarak da o gece 1 milyon üyemizle sokağa ilk çıkanlardan olmanın onurunu yaşıyoruz. O gün hiçbir hesap yapmadan, kelle koltukta, “Kim demiş her şeyin bitişi ölüm / Destanlar yayılır mezarımızdan” diyerek alanlara aktık. Bu ülkenin büyük küçük yüzlerce binlerce sivil toplum örgütü, mensuplarıyla o gün meydanlara çıktı. Örgütsüz kitleler de o gün aynı duyguyla alanlardaydı. O gün aramızdaki bütün farklılıkları bir kenara koyduk; “sen” veya “ben” demedik “biz” olduk. En önemlisi de budur. "Vatan da, meydanlar da bizim" dedik, alanları kardeşlik alanları kıldık. Bir olduk, gerçek anlamda biz olduk, ümmet olduk. En çok ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz şeye aslında sahip olduğumuzu gördük” ifadelerini kullandı.