Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. yılını düzenlediği programla kutladı. Büyükşehir Belediyesi ile Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (ŞEHİRDER) ortaklaşa düzenlediği panelde, Osmanlı Devleti'nin Çanakkale'den sonra en önemli zaferi olarak bilinen Kut'ül Amare Zaferi anlatıldı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa AK Parti Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Vali Yardımcısı Ayhan Terzi, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ali Rıza Kiremitci, akademisyenler, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı. ŞEHİRDER Başkanı Murat Ertaş, panelin açılışında yaptığı konuşmada, “Kut’ül Amare’nin 100. yılı programını gündeme aldığımızda bunu ilk Büyükşehir Belediyemizle paylaştık. Büyükşehir Belediyemize, milli duygu ve iradeyi yansıtacak hangi programı götürdüysek sağ olsunlar hemen sahiplendi ve destek oldu. Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Sekmen’e vermiş oldukları desteklerden dolayı özellikle teşekkür ediyorum” dedi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de, “Ne hazindir ki bu millete son 200 yıldır hep kaybettiğimiz savaşlar anlatılır, cepheler anlatılır, kaybettiğimiz topraklar anlatılır. Ama yine 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Ordularına karşı kazandığımız bu zafer bir türlü anlatılmaz” dedi. Başkan Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu gerçekçi olarak ifade edeyim ki biz de bunu daha yeni öğrenmiş bulunuyoruz. Böyle bir zaferi ne tarih kitaplarında okuduk, ne tarihçilerimiz öğretti, ne de öğretmenlerimiz böyle bir zaferi anlattı. Belki onlar da bilmiyorlardı. Bunun için, bu milletin aydınlık yüzü olan bu zaferin toplumumuza, insanlarımıza ve milletimize anlatılması lazım. Çünkü insanların üzerine bazen yenilgi, mağlubiyet ve kasvet çöküyor, bir karabulut çöküyor. ‘Demek ki, biz kazanamıyoruz, her şeyi kaybediyoruz’ anlayışı doğuyor. Ama bu millet Kut'ül Amare’de ve gerekse de Kıbrıs Savaşı’nda muzafferiyetle sonuçlanan neticeler almıştır. Bunun için bunu öve öve milletimize, gençliğimize anlatmamız lazım.”
“ŞANLI BİR ZAFERİN ADIDIR KUT’ÜL AMARE”
Başkan Mehmet Sekmen, Kut’ül Amare Zaferi’ni şöyle anlattı: “Osmanlı topraklarını gizli antlaşmalarla parçalayan Sykes-Picot Antlaşması’na ‘Dur’ diyen zaferin adı Kut'ül Amare… Yüzlerce subay ve binlerce askerin teslim olmasıyla sonuçlanan Kut'ül Amare Kuşatması, Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere açısından önemli bir başarısızlıkken Osmanlı İmparatorluğu açısından büyük bir zafer olarak tarihe yazıldı. Sarıkamış'ta Enver Paşa, Kanal Cephesi’nde ise Cemal Paşa'nın başarısız olduğu günlerde bu bölgeden zafer haberleri gelmesi toplumumuza büyük moral kaynağı oldu. İngilizler bölge petrollerini ele geçirip, Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtmak için bu bölgeyi hızla Bağdat'a doğru işgale başladı. Nureddin Paşa'nın ve Halil Paşa'nın fedakârca gayretleri İngiliz ilerleyişini durdurmuş, 1781'den beri yenilgi yüzü görmeyen, ‘Üzerinde güneş batmayan’ ülke karizması fena halde çizilmişti. Çanakkale'de hezimete uğrayan İngilizler ve müttefikleri Bağdat'ı alarak bu yenilgiyi tölere edebileceklerini sanıyorlardı, Selman-ı Pak kentinde Nureddin Paşa, İngilizleri durdurmuş ve güneye doğru sürmeye başlamıştı. Kut'ül Amare'ye sığınan İngilizler, beş ay direndikten sonra Halil Paşa'ya rüşvet teklif ederek onu kandıracaklarını zannetmişlerdi; kabul edilmeyince de teslim olmuşlardı. 29 Nisan 1916'da saat 13.20'de İngilizler, General Townshend Komutasındaki beş general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim olurken, 30 bine yakın da kayıp verdiler. Bu savaş öyle büyük bir savaştı ki; Osmanlı Kuvvetleri hemen her çareyi denediler. Çanakkale'deki kadar olmasa da bu zafer de büyük fedakârlıklarla elde edildi ve savaşın ilerleyişini değiştirdi. Osmanlı ordusunun efsanevi komutanlarından Kafkas Savaşçısı Fazıl Paşa, 80 yaşında şehit düştü.”
“KUT’ÜL AMARE NEDEN KUTLANMIYOR?”
Başkan Sekmen, Kut’ül Amare’nin neden kutlanmadığını şöyle ifade etti: “Bu zafer belli seneler kutlanırken, daha sonra maalesef kutlanmaktan vazgeçildi, belki de vazgeçirildik. Yeniden bu zaferimiz tekrar kutlanmaya başlandı. O gün şehit olan, daha sonra verdiğimiz şehitlere, bugün yine ülkenin birlik ve beraberliği için verdiğimiz şehitlere Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Tabi, büyük devlet olmanın mutlaka bir bedeli oluyor. Eğer sizin hedefiniz varsa, ufkunuz varsa, ‘Benim de bölgede ve dünyada sözüm var’ derseniz, işte o zaman belli bedeller ödemek zorunda kalıyorsunuz. Kut'ül Amare Zaferi’nin milletimize bir rehber olmasını diliyorum. Ecdadımız, tüm zorluklara rağmen canları pahasına aziz vatan toprağını büyük bir cesaret ve fedakârlıkla korumuşlardır. Şanlı tarihimize adını altın harflerle yazdıran kahramanlarımızın yaptıklarını yeni nesillerin de şiar edinmesini temenni ediyorum. İnşallah bu tür kültürel faaliyetlere devam edeceğiz. Çok daha yoğun olarak devam edeceğiz. Şehri sadece Belediye hizmetleriyle değil, bu şehri okuyan, düşünen, tarihten ibret alan, ders alan bir nesil konumuna taşıyacağız. Ayrıca bizler de bu şehrin yerel yöneticileri olarak, şehrimizdeki sadece belediye hizmetlerine değil, sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal faaliyetlere de destek vereceğiz. Şehrin kalkınmasına büyük bir önem atfediyoruz. Yatırım, üretim ve istihdam hizmetlerini de geliştirmeye devam ediyoruz. İnşallah dönemin sonunda değişen, gelişen, büyüyen bir marka şehir haline gelen Erzurum’u göreceğiz.”
MİLLETVEKİLİ PROF. DR. ILICALI’DAN BAŞKAN SEKMEN’E ÖVGÜ
AK Parti Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da, “Kut’ül Amare”nin ülkede üç yerde kutlandığını kaydetti. Parlamenter Ilıcalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu önemli zafer Genel Kurmay’da, Mardin’de, bir de Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve destek veren sivil toplum kuruluşuyla burada Erzurum’da kutlandı. Acayip derecede tebrik ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı zamanında hem hoca hem belediyeciydim. Orada farklı bir belediyecilik anlayışı geldi. Yani belediye demek sadece yol yapmak, kaldırım yapmak, çevre projeleri yapmak değil. Belediyecilikte kültürel projeler var, insana yönelik projeler var, sportif projeler var. Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin Kitap Fuarı muazzam bir faaliyet… Bundan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanımızı tebrik ediyorum. Bir de, Erzurumspor’u 2. Lig’e çıkartma sözünü yerine getirdiği için kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Bizim yapılanları görmemiz lazım. Sayın Başkan sadece kültürel ve sportif faaliyetler yapmıyor. Şehrin içerisinden geçen demir yolunu yeraltına almanın peşinde, Erzurum ulaşımına raylı sistemi kazandırmayla uğraşıyor, kentsel dönüşüm için yoğun çalışmaları var, soğuğa dayanıklı modifiye asfaltı en güzel şekilde kullanıyor. Bu manada daha çok cümleler söylenir. Ben tekrar diyorum ki, değerli başkanım biz sizden memnunuz, Allah razı olsun, sizi tebrik ediyorum, takdirlerimi sunuyorum.” Konuşmaların ardından akademisyenler konuyla ilgili panelde sunum yaptı.
BİNGÖL’DE KUT’ÜL AMARE ETKİNLİĞİ
Bingöl’de, Kut’ül Amare Zaferinin 100. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen programda konuşan Yrd. Doç. Dr. Sıdkı Uluerler, “İngilizler almış oldukları bu yenilgiyi, kabul edilemez bir durum olarak görmüşler ve tarih kitaplarına bile yazılmasını istemişlerdir. İngiltere’nin Osmanlılara ve Türklere yönelik düşmanlıklarının altına yatan en büyük sebeplerinden bir tanesi de bu yenilgilerin acısıdır” dedi.
Bingöl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Kut’ül Amare Zaferinin 100. yıl dönümü nedeniyle anma programı düzenledi. Bingöl Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlenen anma etkinliğine Vali Yavuz Selim Köşger, 49. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Yunus Kotaman, İl Jandarma Komutanı Hakan Bayer, Emniyet Müdürü Süleyman Pamuk, Belediye Başkan Yardımcısı Ragıp Atala ve kurum müdürleri ile öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan İl Milli Eğitim Müdürü Kadri Engin, Kut’ül Amare Zaferinin birinci Dünya savaşında Irak cephesinde İngilizlere karşı Osmanlı devletinin kazandığı önemli bir zafer olduğunu belirti. Çanakkale zaferinden hemen sonra kazanılan zaferin müttefikler tarafından sevinçle karşılandığını kaydeden Engin,“Kut’ül Amare’de Osmanlı ordusu bizim bu topraklarda bir Müslüman olarak yaşamamız için 25 bin şehit verdi. NATO’ya üye olduğumuz 1952 yılına kadar 29 Nisan günü Türkiye’de ‘Kut Bayramı’ olarak kutlandı. Bugün bizde Kut Zaferinin 100. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında şehitlerimizi anmak ve hatıralarını yad etmek adına bu programı düzenledik” dedi.
Ardından Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sıdkı Uluerler, “Kut’ül Amare Zaferi ve Halil Paşa’nın Biyografisi” konusunda bir sunum yaptı. Kut’ül Amare zaferinde bir yıllık süre içerisinde İngilizlerin 40 bin, Osmanlı Devleti’nin ise 25 bin kayıp verdiğini belirten Uluerler, “Kendisini dünyanın en büyük devleti olarak gören İngiltere, bu yenilgiyi bir türlü kabul edememiştir. Hatta İngiliz Devleti, kuşatmanın bitirilmesi ve ordunun serbest bırakılmasına karşılık Enver Paşa ve Osmanlı yönetimine 2 milyon sterlin rüşvet teklif etmiştir ama Osmanlı bu rüşveti reddetmiştir. İngilizler almış oldukları bu yenilgiyi, kabul edilemez bir durum olarak görmüşler ve tarih kitaplarına bile yazılmasını istemişlerdir. Dünya kamuoyunu bu konuda engellemeye çalışmışlardır. Hem Çanakkale, hem Kut’ül Amare yenilgisi onlar için büyük bir itibar kaybı olarak görülmüştür. Mondros’tan sonra İngiltere’nin Osmanlılara ve Türklere yönelik düşmanlıklarının altına yatan en büyük sebeplerinden bir tanesi de bu yenilgilerin acısıdır” diye konuştu.
Etkinlik, Kut’ül Amare belgeseli ve müzik dinletisiyle sonlandırıldı.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 2’NCİ ŞEHİTLİĞİNDE ‘KUT’ÜL AMARE ZAFERİ’ DUALARLA ANILDI
Osmanlı Ordusu'nun 100 yıl önce Irak'ın Kut bölgesinde 147 gün süren kuşatmada 13 bin İngiliz askerini esir alarak İngilizlere en ağır yenilgiyi yaşattığı Kut'ül Amare Zaferi, Türkiye’nin en büyük ikinci şehitliği Edirne Asker Hastanesi Şehitliği’nde dualarla anıldı.
Edirne Asker Hastanesi Şehitliği’nde gerçekleştirilen anma programına, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, İl Müftüsü Emrullah Üzüm, her iki üniversitenin öğretim üyeleri, öğrencileri, farklı üniversitelerden öğrenci konsey temsilcileri ile Edirne’de faaliyet gösteren STK temsilcileri katıldı.
Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Faruk Çiftçi, anma programı öncesi Türkiye’nin en büyük 2’nci şehitliği olma özelliği taşıyan ‘Edirne Asker Hastanesi Şehitliği’ hakkında katılımcılara bilgi verdi.
“TÜRKİYE DAHA İYİ NOKTALARA GELECEKTİR”
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, İstanbul’dan gelen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin hocaları ve öğrencileri ile birlikte şehitleri birlikte andıklarını belirterek, “Tarihimizde devletlerimizin yıkılırken bile o onurlu direnişini, teslim olmayışını o bizim kültürümüzden, medeniyetimizden gelen soylu özelliklerimizi daha canlı daha somut olarak burada gençlerimizle, öğrencilerimizle yaşıyoruz. Buradan alacağımız derslerle inşallah ülkemizin, milletimizin geleceği birlik ve beraberlik içinde daha iyi noktalara gelecektir. Üniversitelerimizin de bütün gayreti, çabası o yöndedir. Görevimizdir, vicdanımızdır, misyonumuzdur, vizyonumuzdur” ifadelerini kullandı.
REKTÖR DUMAN: “VATANIMIZIN HER KÖŞESİNE, BİR ANLAMDA BU KUTSAL TOPRAKLARA SIKICA SAHİP ÇIKMALIYIZ”
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman ise, Edirne Asker Hastanesi Şehitliği’nde şehitlerimize layık bir ortam oluşturulduğunu dile getirerek, “Edirne Asker Hastanesi’nde şehitlerimize layık bir ortam oluşturulmuş. Ben sebep olan herkesi tebrik ediyorum. Bu vatanı bize emanet bırakan atalarımız, canlarını, gözlerini kırpmadan feda eden atalarımız, ‘uğrunda ölen varsa toprak vatandır’ sözünü bir mühür gibi Anadolu’muza kazımış olan atalarımız, şu an sınırlarımız içerisinde yer alan Edirne, ‘serhad şehri’ diyoruz ama burası vatanımızın aslında ortasında yer alan bir şehirdi. ‘Serhad şehri Kars’ diyoruz, Kars da yine neredeyse vatanımızın ortasında yer alan şehir ve diğer şehirlerimiz. Dolayısıyla, çekile çekile, küçüle küçüle, atalarımız şehit ola ola artık bugünkü Anadolu sınırları içerisinde yerleştik ve bu vatan şehitlerimizin kanıyla sulandı, bize ve gençliğe emanet bırakıldı. Vatanımızın her köşesine, her beldesine, bir anlamda bu kutsal topraklara sıkıca sahip çıkmak hepimizin vazifesi, görevidir” dedi.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman’ın konuşmalarının ardından Edirne Asker Hastanesi Şehitliği’nde gerçekleştirilen ‘Kut’ül Amare Zaferi’ anma programı İl Müftüsü Emrullah Üzüm’ün yaptırdığı duanın ardından son buldu.
MÜS-DER’DEN ÇAĞRI: “29 NİSAN ‘YENİDEN’ MİLLİ BAYRAM İLAN EDİLSİN”
Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti, 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük zafer, Kut’ül Ammare’nin 100.Yıldönümünde milli bayram olarak ilan edilmesiyle ilgili bir basın açıklaması yaptı.
MÜS-DER Yönetim Kurulu Başkanı Adil Kacır, yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Osmanlı Ordusunun Birinci Dünya Savaşı’nda çarpıştığı cephelerden biri, İngilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir. rak petrollerini ele geçirmeyi amaçlayan İngilizler, 6 Kasım 1914 tarihinde Basra Körfezinden Şattülarap ağzındaki Fav mevkiine asker çıkararak saldırıya geçmişler, ilerleyen aylarda bu saldırılarını kuzeye doğru genişletmişlerdir. İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kut’ül Ammare’yi, Temmuz ayı sonlarına doğru da Nasıriye’yi işgal etmişlerdir. 23 Kasım 1915’de ileri harekâta geçen Türk birlikleri, General Townshend komutasındaki İngiliz ordusunu geri püskürterek Kut’ül Ammare’de çember içerisine almayı başarmışlardır. Kut bölgesini bir kale gibi savunan General Townshend, 29 Nisan 1916 tarihinde teslim olmak zorunda kalmıştır. 29 Nisan tarihinin milli bayram olarak ilan edilmesini ve KUT’lanmasını arzu ediyoruz. Kut’ül-Ammare’de İngilizlerden başta Tümen Komutanı General Townshend olmak üzere toplam 13 general, 481 subay, 13 bin 300 İngiliz askerinin esir alındığı ve 40 bini aşkın askerin öldürüldüğü bu zaferin, bugün 100. yıldönümü kutluyoruz. Hepimize mübarek olsun. Başta Süleyman Askeri ve Halil Paşa olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, şükran ve dua ile anıyoruz.
Osmanlı güçlerinin komutanı Halil Paşa, Kut’ül-Ammare’nin teslim alındığı gün orduya bir tebrik mesajı yayımlamış ve bu günün “Kut Bayramı” olarak kutlanmasını istemiştir. Türkiye’nin NATO´ya üye olduğu 1952 yılına kadar, 29 Nisan tarihi Silahlı kuvvetlerde ´Kut bayramı´ olarak kutlanmıştır. Çünkü bu tarihte Halil paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri İngilizleri perişan etmiş ve Çanakkale zaferinin hemen ardından kazanılan bu zaferle düşmana büyük bir darbe daha vurulmuş ve büyük komutanın vasiyeti sonraki nesillerce yerine getirilmiştir. Ancak daha sonraki dönemlerde ise İngilizlerin baskıları karşısında dirayetli duruş gösterilememiş, zafer unutturulmaya çalışılmış ve genç nesiller üzerinde özgüven ve sahih bir tarih bilinci oluşturacak önemli bir zafer, tarih kitaplarından silinerek kuşaklar arası irtibat kesilmek istenmiştir. Müs-der olarak, yetkililerimizden ‘yeniden’ 29 Nisan tarihinin milli bayram olarak ilan edilmesini ve kutlanmasını arzu ediyoruz. “