Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Trabzon’da düzenlenen kutlu doğum programına on binden fazla Trabzonlu katıldı. Hayri Gür Spor Salonunda düzenlenen kutlu doğum programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, vatandaşın yoğun ilgisinin Hz. Peygamber sevgisinden kaynaklandığını belirterek, “Yüreği Peygamber sevgisiyle dolu olan Trabzonlulara selam olsun” diye söze başladı.
Peygamber sevgisinin ve onun kutlu doğumunun parçalanmış yürekleri birleştireceğini kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu yılın teması olan ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ başlığı altında sürdürdüğü konuşmasında günümüz toplumunun samimiyeti unuttuğunu, gösteriş ve yapaylığa esir olduğunu belirtti. İslam dünyasının sorunlarının kaynağında da samimiyetsizliğin olduğunu vurgulayan Başkan Görmez’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
“BUGÜN YENİDEN SAMİMİYETİ HATIRLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR…”
On dört asır önce nasıl ki Efendimiz geldi parçalanmış yürekleri birleştirdi. Bugün de onun kutlu doğumu bölünmüş, parçalanmış yürekleri birleştirsin. Onun hayatı samimiyetten ibaretti. Biz bugün samimiyetimizi kaybettik. Onun sevgisinin yanında dünyalıkların sevgisi girdi. Amellerimize riyalar karıştı. Gösteriş dünyasının içinde yaşamaya başladık. O yüzden bugün yeniden samimiyeti hatırlamaya ihtiyacımız var.
“SAMİMİYETİ KAYBETTİĞİMİZ İÇİN BUGÜN İSLAM DİYARININ BAŞKENTLERİNDEN ATEŞLER YÜKSELİYOR…”
İnsanların birbiriyle olan ilişkileri yara aldı. Kardeş kardeşin kuyusunu kazmaya başladı. Onun cennete giden yolunu kesmeye başladı. Samimiyetimizi kaybettiğimiz için kardeşlerin kalpleri arasına şeytanlar girdi. Samimiyetimizi, iman kardeşliğimizi kaybettiğimiz için Bağdat'tan bugün ateşler yükseliyor. Samimiyetimizi kaybettiğimiz için Şam'dan dumanlar yükselmeye devam ediyor. Varil bombalarıyla Müslüman çocuklar katledilmeye devam ediyor. Üstelik burada ölenler de Müslüman katledenler de Müslüman. Samimiyeti kaybettiğimiz için İslam diyarının başkentlerinden ateşler yükseliyor. Mazlum milletlerin umudu olan bu milletin kalpleri arasına nifak girdi. Gelin hep birlikte samimiyeti, kardeşliğimizi yeniden hatırlayalım. Peygamberimizin bu kutlu doğumunda yüreklerimiz arasındaki samimiyeti, birliği ve beraberliği yeniden inşa etmek için çalışalım. Samimiyetin yeniden tesisi için bir hafta boyunca ‘Hz. Peygamber, Din ve Samimiyet’ diyeceğiz.
“PEYGAMBERİN HAYATINI HAYATIMIZA ÖRNEK ALARAK ONA KARŞI SAMİMİYETİMİZİ GÖSTERMELİYİZ…”
Peygamber Efendimiz, ‘Din samimiyettir’ buyuruyor. Allah’a karşı samimi olacağız. Allah’a iman eden Allah’a karşı ikiyüzlülük yapamaz. Allah ile olan ilişki ancak samimiyetle olabilir. Kitabına karşı samimi olacaksınız. Kur’an, mezarlıklarda okunması için gönderilmiş bir kitap değildir. Yürekleri yeniden inşa etmek için gelen bir kitaptır. İçinde Kur’an okunan ev cennettir. İçinde Kur'an okunmayan evler harabe gibidir. Evlerimizi harabeye çevirirsek Kuran'a karşı samimi olamayız. Allah'ın peygamberine karşı samimi olacaksınız. Sadece sevmek değil, onu hayatımıza örnek almak suretiyle samimiyetimizi göstermeliyiz. Ona karşı samimi olmak istiyorsak, onun gibi affedici olmalıyız, asla zulmetmemeliyiz.
“PEYGAMBERE KARŞI SAMİMİYSEK AFFEDİCİ OLMAK ZORUNDAYIZ…”
Hz. Peygamber Efendimiz Mekke'yi fethetmişti. Hangi Mekke’yi? Kendisini kovan, Bedir savaşında peygamberi ve ashabını Medine'de de rahat bırakmayan, yok etmek isteyen, Uhud Savaşı'yla bir kez daha Medine'yi ortadan kaldırmak isteyen, Hendek Savaşı'yla efendimizi ortadan kaldırmak isteyen Mekke'yi… Herkes endişe içindeydi. Herkes başına geleceği görüyor gibiydi. Ama o Kâbe’nin yüksek yerine çıktı şöyle dedi; ‘Ey Mekkeliler bugün size kınama dahi yoktur’ Peki biz bugün birbirimize karşı affedici olabiliyor muyuz? Peygambere karşı samimiysek affedici olmak zorunda değil miyiz?
“BİLGİ BİR TARAFA BIRAKILARAK TOPLUMLAR ALGILARLA YÖNETİLMEYE BAŞLANDI…”
Bugün öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, dünya samimiyetini kaybetti. Dünya yapay, suni ve sanal bir hale geldi. İnsan kendi özünü kaybetti. Yeryüzü yapaylaştı, hakikat perdelendi. Nereye bakarsak bakalım, imaj, reklam, propaganda hakikatin önüne geçti. İnsanlık özünü kaybetmeye başladı. O yüzden ‘Din samimiyettir’ diyoruz. Bu samimiyeti yeniden inşa etmek zorundayız. Hz. Peygamber, Medine'ye hicretten önce Akabe'de sahabeden biat aldı. Aldığı sözlerden biri şuydu; ‘Her Müslümana karşı samimi olacağıma söz veriyorum. Aldatmayacağım, ikiyüzlü davranmayacağım, ona kalbimi ve gönlümü açacağım’
“BU MEDENİYETİN ÖZÜ SAMİMİYETTİR…”
Hz. Peygamber bu anlayışla, bu sözlerle büyük bir medeniyet kurdu. Resulü Ekrem’in en büyük mucizesi, yeryüzünün en bereketsiz topraklarında, çöllerinde, bedevi bir topluluktan dünyaya örnek en medeni toplumu oluşturmasıdır. Ömer onu öldürmeye gelmişti. Onu öldürmeye gelenler onda hayat bulmuştu. Hz. Ömer Efendimizin rahle-i tedrisinden geçtikten sonra kıyamete kadar adaletiyle yad edilecektir. Hz. Ebubekir, Hz. Osman, Hz. Ali onun rahle-i tedrisinden geçtikten sonra birer örnek oldular. Veda hutbesinde Efendimiz yüz bin sahabeye seslendi. Bunlardan sadece on bini Arabistan topraklarında medfundur. Geri kalan doksan bin sahabe dünyanın her yerinde İslam’ı anlatmıştır. Nerelerde medfun olduklarını bilemiyoruz. Bastığınız topraklar onların ayak izini taşıyor. İşte onun en büyük mucizesi yetiştirdiği toplum ve kurduğu bu medeniyettir. Onun kurduğu medeniyet, bir samimiyet medeniyetidir. Kardeşliğin, ihsanın medeniyetidir. Onun kurduğu medeniyette aldatan da aldanan da olamaz. Onun kurduğu medeniyette insanlar Allah'ın huzurunda tarağın dişleri gibi eşittir. Onun kurduğu medeniyette sahte ilişkiler yer alamaz. İnsanlar arasındaki en büyük ilke sadakattir. Mümin yalan söylemez, gönül incitmez.
“ALLAH ÇOCUKLARIMIZIN YÜREKLERİNDEN KIYAMET SABAHINA DEK PEYGAMBER SEVGİSİNİ ALMASIN…”
Bugün İslam dünyası samimiyeti kaybettiği için zor bir süreçten geçiyor. Bugün İslam dünyasında yaşananlar çocuklarımıza gelecek vaat etmiyor. Kur’an bize ‘ancak müminler kardeştir’ diyor, ama bizler başkalarının ürettiği silahlarla birbirimizi öldürüyoruz.
‘Allah'ın ipine sarılın’ diyor, bizler kardeşimizin cennete giden yolunu kapatıyoruz.
İslam her şeyden önce iman eksenli bir toplum inşa etmeyi bizlere emretmiştir. Allah çocuklarımızın yüreklerinden kıyamet sabahına dek Peygamber sevgisini almasın.
Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon İl Müftüsü Keramettin Demir ve çok sayıda vatandaşın katıldığı program, gül takdimi ile sona erdi.