İhsan KUMRU
Saadet Partisi Erzurum İl Başkanı Faik Çalık düzenlediği haftalık basın toplantısında Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaya koymak için hazırlık yaptığı ‘Süt Bankası Projesi'ne gündemine alarak, tepki gösterdi. “Sütü Bozuk Çalışma” diyerek ağır eleştirilerde bulunan Çalık, “ Çiçeği burnunda yeni sağlık bakanımız Mehmet Müezzinoğlu ilk adımı bize onun geleceği hakkında pekte iç açıcı olmayan işaretler sunmakta. Şöyle ki: Sağlık Bakanlığı, asırlardır uygulanan 'Süt annelik' anlayışını modern dünyaya uyarlamak için harekete geçti ve bu çerçevede 'Anne Sütü Bankası' kurmaya karar verdi. Viyana'da 1909 yılında açılan ilk süt bankasından itibaren Batıda tedricen anne sütü bankaları açılmış ve yaygınlaşmıştır. Zinayı bile meşru gören Batının süt kardeşliğini kale almaması onlar açısından çok normal. Fakat iş bizim kültür dokumuza uyarlamaya gelince bebeklerin anne sütü alması için ilk etapta iyi olacakmış gibi görünen bu uygulamanın dini yönden sakıncalar doğuracaktır. Çünkü dinimize göre çocuğun süt annesi ile ye süt annesinin çocukları ve torunları ile evlenmesi haram. Nisa Suresi'nin 23. ayetinde Allah (C.C.) insanın evlenmesi haram olan kişileri sıralarken, "Sizi emzirmiş olan anneleriniz, yani süt anneleriniz ve nineleriniz" ile "Sütten kız kardeşleriniz, yani süt kız kardeşlerinizle de evlenmeniz haramdır buyuruyor.” dedi.
ÇALIK’IN YORUMU
Bakanlığın kayıt açıklamasına da tepki gösteren Çalık, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bakanlık gerekli kayıtların yapılacağını söylüyor. Yanlışlıkla genç kızlar askere çağrılmıyor mu? Bakanlığa göre endişeler için çözüm yolu bulunmuş. İnsanlara süt kimliği verilecek, kayıtlar tutulacakmış. Bu memlekette neyin kaydı tam manasıyla tutuluyorsa. Gözünüz gibi koruduğunuz sınavların soruları daha dün çalınmadı mı? Bu sınavlar iptal edilmedi mi? Ya da yanlış nüfus kayıtları neticesinde genç kızlar askere çağrılmıyor mu? Hayatında İstanbul’u görmemiş sürücüler traktörüyle Boğaz Köprüsünden geçmiş gibi ceza yemiyorlar mı? Bir yanlışlık sonrası iki süt kardeş evlenirse ne olacak? Muhtemel bir yanlış sonrası iki süt kardeş evlense yıllar sonra çoluk çocuğa karışınca bu yanlış fark edilse çözümünüz ne olur mesela. Ya da tuttuğunuz bütün kayıtlar deprem, sel, yangında vs. dolayısıyla yok olsa nasıl bir çözüm yoluna gideceksiniz. İnsanlara kimlik verecekmişsiniz. Sokakta yürürken kimliği kaybolan bir şahsın üzerine onlarca şirket kuruyorlar bu memlekette. Süt kimliği kaybolan vatandaşın başına neler gelir varın siz hesaplayın. İslam Konferansına bağlı Fıkıh Akademisi'nin 1985 yılında anne sütü bankasına cevaz vermediğini de biliyoruz. Öyle zannediyoruz ki bu projeyi hayata geçiremeyecekler. İfsat çalışmasın m bu derecesini bu toplumun midesi kaldırmaz. İşte aklımıza gelen ilk sorular: "Süt annelik" ve "süt kardeşlik" durumunun takibini nasıl yapacak? İlerleyen durumda birbirlerini tanımayan süt anne ile süt çocuğun evlenebilme olasılığı nasıl önlenecek? Bankaya süt veren annenin çocuğu ile o annenin bankaya verdiği sütü içen bir çocuğun ilerde birbirleriyle evlenip evlenmedikleri nasıl takip edilecek? Süt Bankası'ndan aynı süt annenin sütünü alıp içen ve süt kardeş olan çocukların birbirleri ile evlenmeleri nasıl engellenecek? "Helal süt emmiş evlat" kavramı için donör anneler ne kadar bilinebilecek? Donör annelerin beslenmesiyle birebir ilgili olan süt kalitesi nasıl ölçülebilecek? Süt Bankası aracılığıyla sütkardeş olan iki kişinin birbirlerinin çocuklarıyla evlenmeleri nasıl önlenecek? Sütkardeşlerin birbiriyle evlenmeleri sonucu doğacak olan çocuklarda dini açıdan nesep bozukluğu nasıl düzeltilebilecek? Buradan yeni Bakanımıza sesleniyoruz: Makamınız hayırlı ama böylesi isabetsiz kararlarınız da ömürsüz olsun! Bu uygulamayı sizden önceki dönemde planlamış ve sizin zamanınızda uygulamaya kalkmış iseler baştan ret etmeniz gerekmekte idi. Haberiniz yoktu ise anında müdahale etmeliydiniz ki kaç gündür böylesi bir çıkışınız ve düzeltmeniz yok. Yok emri siz verdi iseniz vay halinize, vah memleketimize! Sizden izinsiz ve habersiz olamayacak bu girişim bakanlığınızın devamındaki olası performansınız için de yeterince aydınlatıcı oldu. Perşembenin hali kara Çarşambadan belli oldu! Şu da unutulmamalı ki anne sütü emmek zorunda olan prematüre bebeklerden anne sütü kesilmiş bebeklere kadar süt anneliğin teşvik edilmesi ve bunun giderinin bir kısmının devletçe karşılanması daha makul olacaktır. Hükümetin binlerce yıllık geçmişe sahip 'süt annelik kavramı etrafında ihtiyaca çözüm bulmaya çalışması daha isabetli olacaktır. Yoksa 'Ben yaptım oldular ile bu güne kadar yaptıklarından farklı bir adım atmış olmayacaklardır”