Cumhuriyetle birlikte yapılan “Musiki İnkılabı”yla yerli müziğimizin dejenere olduğunu, Osmanlı Musikisi yerine ikâme ettirilen Türk Sanat Müziği’nin asla bizim geleneksel musikimizi yansıtmadığını, Anadolu coğrafyasının doğal ezgilerinin, ses renklerinin özgünlüğünden uzaklaştırıldığını ve yerli musikimizin ve yerli sanatçılarımızın “mahalli müzik ve ses” kavramlarıyla itibarsızlaştırılmaya tabii tutulduğunu, bunun aslında kendimize içselleştirilmiş oryantalizmle baktığımızın bir göstergesi olduğunu ifade eden Ertaş, bu nedenle özü bozulmamış ezgilerimiz için “yerel” kelimesinin değil “yerli” kelimesinin kullanılması gerektiğini söyledi.
Yazar Mehmet Akif Ertaş, sözlerine şöyle devam etti:“Çağımızın postmodernizm hastalığı yüzünden bize özgü ezgilerin de maalesef kolajlandığı bir dönem yaşıyoruz. Her alanda olduğu gibi musikimizde de popülizmin tüm özgülükleri yok eden bir hâkimiyeti var maalesef. Eskiden ezgi teganni edilirken, bu anlayış bozularak ezgiler önce söylenir, şimdi de yorumlanır oldu. Her müzik aletinin kendi sesi, ezgisi ve ruhu var. Musikimizdeki çeşitliliğin bir potada eritilmesine değil harmanlanarak kendi değerleriyle fark edilmesine ihtiyacımız var. Meselâ kemençe sinirli, sert bir çalgıdır. Diğer çalgılarla beraber kullanmak kemençeyi de diğerlerini de yok eder.
Gerek filmlerde gerek türkülerde Karadeniz ağzı maalesef hakiki manada kullanılmamaktadır. Karadeniz müziğinin gerçek temsilcileri TRT sanatçılarından çok Giresunlu Picoğlu Osman, Maçkalı Hasan Tunç, Hüseyin Dilaver, Fuat Saka, Birol Topaloğlu gibi nice ismi popüler olmayan kişilerdir.”
Söyleşinin ardından yazar Mehmet Akif Ertaş, okurlarına kitaplarını imzaladı. Program bitiminde ŞEHİRDER yönetim kurulu üyesi Vedat Eğilmez, yazar Ertaş’a teşekkür plaketi takdim etti.