REGAİP, HAKK’A YÖNELMEKTİR
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi üç ayların girmesi ve 16 Mayıs 2013 Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece idrak edilecek olan Regaib Kandili dolayısıyla bir mesaj yayınladı. ‘Müminler için bütün günler ve aylar, Allah’ı hoşnut etmek ve rızasını kazanma amacıyla ve ubudiyet bilinciyle geçirilir. Ancak üç aylar olarak bilinen bu aylar, manevi coşkunun daha yoğun yaşandığı bir mevsimdir. Bu ayların içinde bazı geceler ise bu coşkunun heyecana ve manevi zevke dönüştüğü müstesna zaman dilimleridir.’ diyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez mesajında ‘Ramazan ile taçlanan bu mevsim, İslâm’ın barış ve esenlik mesajının mümin dimağlarda diri tutulmasını sağlamakta ve her türlü kötülüklerden arınmış kalpler, imanın birleştiriciliğiyle toplumsal dönüşümü gerçekleştirerek hakka, hukuka ve ahlaka dayalı gerçek kardeşliği ve dayanışmayı hayata geçirmektedir.’ ifadelerine yer verdi.
Başkan Görmez’in mesajında öne çıkan başlıklar şöyle;
“REGAİB, REGAİBİMİZİ RABBİMİZE YÖNELTMEKTİR…”
Regaib, herhangi bir şeyi istemek, arzu duymak, meyletmek, bu emeller doğrultusunda tutkuyla çaba sarf etmek demektir. Regaib Kandili ise her türlü arzu ve isteklerimizi, emel ve tutkularımızı, rağbetlerimizi iyiye, doğruya, güzele, faydalı olana, hakka ve hakikate; regaibimizi Rabbimize yöneltmek, bütün işlerimizi Cenab-ı Hakk’ın rızasına uygun hâle getirme çabasıdır. Yeryüzünde insan için en büyük tehlike arzularının, isteklerinin ve tutkularının esareti altına girmesidir.
“MÜLKİYET DUYGUSU, SERVET TUTKUSU, GÜÇ VE ŞEHVET TUTKUSU, KEMALAT YOLCULUĞUNDA İNSANIN EN BÜYÜK PRANGALARIDIR...”
Bilhassa mülkiyet duygusu, servet tutkusu, güç ve şehvet tutkusu, kemalat yolculuğunda insanın en büyük prangalarıdır. Zira Allah’ın, insanı sınamak ve salih amel işlemesi için lütfettiği nimetler, insanın nefsani arzuları ve zaafları karşısında Rabbi’ne şükretme yerine, onu zaman zaman nankörlüğe götürmektedir.
“NİMETLER KARŞISINDA NANKÖRLÜK, İNSANA NİMET OLARAK VERİLEN BİLGİYİ HİKMETSİZ, GÜCÜ ADALETSİZ VE SERVETİ İNFAKSIZ KULLANMAYLA İLGİLİDİR…”
Nimetler karşısında nankörlük, insana nimet olarak verilen bilgiyi hikmetsiz, gücü adaletsiz ve serveti infaksız kullanmayla ilgilidir. İnsan, dünyanın geçiciliğini unutup hikmetsiz bilgiye, adaletsiz güce ve infaksız servete tutkuyla bağlanarak, onların kendisinde var ettiği dünyayı başkalarına zindan etmekte ve vicdandan uzak bir hayat ile Rabbi’ne karşı isyan içinde olabilmektedir. İnsanın Rabbine şükrü, kendisine verilen nimetleri insanlığın hizmetine sunmaktan ve insanlarla birlikte paylaşmaktan geçer.Mal, mülk ve makam, kişinin insanlara mesafe koymasına neden oluyorsa Allah da o kişilere mesafeli olur.
“HİKMET İLE ZENGİNLEŞEN BİLGİ, ADALETLE TAÇLANAN GÜÇ VE PAYLAŞMAYLA TEMİZLENEN SERVET, İNSANLARIN RABBİ’NE KARŞI ŞÜKRÜNÜN EN GÜZEL EDASIDIR...”
Hikmet ile zenginleşen bilgi, adaletle taçlanan güç ve paylaşmayla temizlenen servet, insanların Rabbi’ne karşı şükrünün en güzel edasıdır.
“RAĞBETİMİZ BAŞKACA HİÇ BİR ŞEYE DEĞİL, SADECE O’NA OLSUN Kİ, HER GECEMİZ REGAİB OLSUN!”
Öyleyse geliniz, bu gece kendimizi, insanın kalbini karartan her türlü kin, nefret ve intikam duygularından arındıralım ki, kalbimiz huzura ersin. Yüreklerimizi iman, ilim, hikmet ve hakikat nuruyla aydınlatalım ki, gönlümüz feraha kavuşsun. Benliğimizi ilahi rahmetten uzaklaştıran bencillik ve kıskançlıktan kurtaralım ki, ruhumuz kemale ersin. Kendimizi bilelim ki, Rabbimizi bilelim. İmanımız sahih ve amelimiz salih olsun ki, kurtuluşa erelim. Ahdimizi yenileyelim ki, misakımızı kuvvetlendirmiş olalım ve Allah’a verdiğimiz sözü tutmuş olalım. O’nun terbiye edici ismi ile kendimizi nifaktan, hasetten, kinden ve nefretten uzaklaştıralım ki, O’nun lütfuyla kardeş olalım. Allah’ın bize verdiği nimetleri zaaflarımızın kurbanı yapmayalım ki, Allah’a daha yakın olalım. Yetimin hakkını yemeyelim, öksüzü itelemeyelim ve yolda kalmışın elinden tutalım ki, Allah’ın yardımı hep bizimle olsun. Sadece Allah’tan yardım dileyelim ve O’na sığınalım ki, bizi çağın belası stresten, her türlü sıkıntıdan ve modern karmaşanın zorluklarından rahmetiyle korusun. Nefsimizi her türlü şeytani vesveseden, fesattan ve fitneden arındıralım ki, yeryüzü ıslah edilmiş olsun. Rabbimize yönelelim ki, kalbimiz O’na meyletsin, her türlü hırs ve ihtiras bizden ırak dursun. Dünyanın geçiciliğini idrak edelim ki, hayatımız sehavet, adalet, feragat ve basiret üzere olsun. Kuran’ın ahlakını kendimize rehber edinelim ki, insanlar bizden memnun, Rabbimiz de bizden hoşnut ve razı olsun. Rağbetimiz başkaca hiç bir şeye değil, sadece O’na olsun ki, her gecemiz Regaib olsun.
“BİLHASSA İSLÂM DÜNYASINDA AKAN KANLARIN DURMASI İÇİN RABBİM’E DUA EDİYORUM...”
Bu duygu ve düşüncelerle başta ülkemiz olmak üzere bütün İslâm âleminin üç aylarını ve Regaib Kandili’ni tebrik ediyor, bilhassa İslâm dünyasının her beldesinde akan kanların durması için Rabbim’e dua ve niyaz ediyorum. Reyhanlı’da rahmet-i Rahman’a kavuşarak şehadete erenlere Allah’tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar diliyor; bu vesileyle tüm insanlığın huzurunu tehdit eden her türlü şiddet ve tedhişin ortadan kalkmasını, savaşların yerini barışın, düşmanlıkların yerini dostluğun almasını, bunun için kalplere ülfet vermesini; rağbetlerimizim iyiye, güzele ve doğruya yönelik olmasını ve bu aylarda yapacağımız ibadet, dua ve yakarışların kabul olmasını Cenâb-ı Mevlâ’dan niyaz ediyorum.