Plastik sanatlar eğitiminin temelinin 1991 yılından sonra atıldığı Erzurum, 19 yıl içerisinde adeta heykeltıraş kaynağı haline geldi. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi bünyesinde 1991 yılında kurulan Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü bünyesinde ilk eğitimin verilmeye başlandığı plastik sanatlar, Erzurum’da yetişen heykeltıraşların ortaya çıkardığı eserleri ‘en çok aranan’ ürünler haline getirdi. Yüksek öğrenimini plastik sanatlar alanında Erzurum’da tamamlayan birçok öğrenci, mezun olduktan sonra çeşitli üniversitelerde öğretim ve araştırma görevlisi olarak işe başlarken, birçoğu da, güzel sanatlar alanında eğitim veren liselerde, geleceğin heykeltıraşlarını yetiştiriyor. Erzurum’da plastik sanatlar eğitimi alan öğrencilerin mezuniyet sergileri ise, halen Türkiye’nin birçok ilinde sergiden sergiye koşturuyor.
//ERZURUM’DA PLASTİK SANATLAR
Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Bulat, Erzurum’da plastik sanatların tarihçesini anlattı. Plastik sanatlar alanında ilk eğitimin, 1991-1992 eğitim öğretim yılında verilmeye başlandığına işaret eden Bulat, “O dönemde Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi (KKEF) bünyesinde yeni kurulan Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Erzurum’da plastik sanatlar alanında ilk eğitimin verildiği bölüm olmuştur.” dedi.
//ERZURUM’UN SANATTA İFADESİ OLDULAR
Güzel Sanatlar Fakültesi’ne geçiş yapmadan önce, kendisinin de o bölümde görev yaptığını hatırlatan Bulat, “Bu yıllar arasında Erzurum’da düzenlenen kardan heykel organizasyonlarından, Atatürk Üniversitesi’nin girişinde yapılan çift başlı kartal heykeline varıncaya birçok etkinliğe imzamızı attık. Öğrencilerimizin mezuniyet sergilerini sadece il sınırları içerisinde açmakla kalmadık, eserlerimizi Türkiye’nin birçok ilinde sergileyerek plastik sanatlara ilgi duyanların beğenisine sunduk.” diye konuştu. 1998 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi’ne geçiş yaparak, burada Heykel Bölümü’nü kurduklarını ve ilk öğrencileri de, 1999-2000 eğitim öğretim yılında aldıklarını kaydeden Bulat, bölümden mezun olan ilk öğrencilerce açılan karma serginin, önce Erzurum’da, ardından Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi ve Beşiktaş Müzesi’nde görücüye çıktığını dile getirdi. Son 10 yıl içerisinde açılan mezuniyet sergilerin neredeyse tamamının, aynı şekilde Türkiye’nin birçok ilinde ve üniversitesinde sergiden sergiye koştuğunu vurgulayan Bulat, “Mezuniyet sonrasında öğrencilerimizin bir kısmı akademisyen, bir kısmı öğretmen, bir kısmı da, plastik sanatlar alanında serbest çalışmaya başladı.” ifadelerini kullandı.
//GSF TÜRKİYE’DE KONUŞULUYOR
Öte yandan Türkiye’de çeşitli üniversitelerin organize ettiği panel, konferans ve sempozyumlarda, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin hep ‘olmazsa olmaz’ şeklinde değerlendirilmeye başlandığını dile getiren Doç. Dr. Bulat, kendisinin ve bölümün diğer akademisyenlerinin, bugüne kadar sayısız panel, konferans, sempozyum ve bilimsel etkinliğe özel olarak davet edildiklerini kaydetti. Bölüm olarak, plastik sanatlar alanında bugün birçok üniversitenin adeta danışma merkezi haline geldiklerini vurgulayan Bulat, “Plastik sanatlar ve heykel üretimi ve tasarımı alanında Erzurum artık bir ekol haline geldi. Son 20 yıl içerisinde ulaşılan bu nokta, hem sanatsal nüfuz, hem de prestij anlamında Erzurum’a ve üniversitemize çok şey kazandırdı. Üreteceğimiz heykellerle ve yapacağımız çeşitli çalışmalarla, plastik sanatlar alanında Türkiye’nin dört bir yanına Atatürk Üniversitesi ve Erzurum’un imzasını atmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.