Iğdır’da organik tarıma yönelme, biyoçeşitliliğin ve tarımsal üretimin artmasına büyük katkı sağladı.
Doğu Anadolu Bölgesi'nin meyve ve sebze ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayan Iğdır’da biyoçeşitliliğin artmasıyla artan verimlilik, üreticinin de satıcının da yüzünü güldürdü. Kars, Erzurum, Ağrı, Ardahan, Erzincan’dan gelerek Iğdır’da toptan aldıkları ürünleri müşterilerine satan tüccarlar, ürünlerin organik olmasından duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Iğdır’dan toptan aldıkları ürünü Ağrı Patnos’taki müşterilerine pazarladıklarını anlatan Sinan Tutak isimli pazarcı, Iğdır’ın ürünlerinin müşterileri tarafından daha çok tercih edildiğini söyledi.
“BURADAKİ ÜRETİMİN ÇOK OLMASI BİZLERİ MUTLU EDİYOR”
Tutak, “Haftada 3 defa buradan meyve sebze Patnos’taki müşterilerimize götürüyoruz. Buradaki üretimin çok olması bizleri mutlu ediyor. Müşterilerimiz buranın ürünü organik ve lezzetli olmasından dolayı Iğdır ürününü tercih ediyor” dedi.
Müşterilerin özellikle Iğdır’ın elmasını çok sorduğunu anlatan Mehmet Vefa Dengiz ise, “Biz her hafta ürün sezonu olduğu sürece buradan Patnos’a mal taşıyoruz. Tezgahımızda Iğdır ürününü koyduğumuzda hemen sorunsuz bitiriyoruz. Bu da hem bizi memnun ediyor; kazancımız iyi oluyor, hem de müşteri memnun ediyor, istediği ürünü buluyor” diye konuştu.
Buradan aldığı ürünü Erzincan’daki meyve suyu fabrikasına götürdüğünü anlatan Cemalettin Adalar da, “Özellikle Iğdır’ın kaysısı ile elmasını alıyoruz, her iki üründe çok güzel ve lezzetlidir. Bu yıl bin 500 ton kayısı aldık, 3 bin ton da elma almayı düşünüyoruz” dedi.
Iğdır Orman ve Su İşleri İl Şube Müdürü Mete Türkoğlu, organik tarımın artmasıyla çevre, insan, hayvan, bitki ilişkilerinin düzeldiğini belirterek, organik tarımın ekolojik, ekonomik ve sosyal ilkeleri doğrultusunda tarımsal ekosistemlerin ve çevredeki doğal alanların sağlıklı olması ve çeşitliliğin korunarak arttırılması sağladığını ifade ederek, eşitliliğin artışının ise sürdürülebilirlik açısından önemli katkı yarattığını kaydetti.
“ARILARIN ÖLMESİ, YOK OLMASI BİTKİLERDE DÖLLENMENİN OLMAMASI, KUŞLARIN YOK OLMASI, TOHUMLARIN TAŞINMAMASI ANLAMINA GELİR”
Tarımsal üretimin ekosistemdeki birçok türü etkilemekte ve çoğunun yok olmasına yol açmakta olduğuna vurgu yapan Türkoğlu, “Tek veya az sayıda türün üretimine dayalı tarımsal ekosistemlerde gerek çevre, gerekse ekonomik sürdürebilirlik düzeyi düşüktür. Üretimi hedeflenen tür dışındaki türler örneğin yabancı otlar zararlı olarak kabul edilip sürekli yok edilmektedir. Organik tarımda ise çeşitlilik esastır ve çeşitliliğin yaratılması ile birçok sorunun üstesinden gelme hedeflenmektedir. Örneğin tarımsal ilaçlar bölgedeki kuşların, arıların zehirlenerek önlenmesine yol açmaktadır. Arıların ölmesi yok olması bitkilerde döllenmenin olmaması, Kuşların yok olması tohumların taşınmaması anlamına gelir, organik tarımda hayvansal ve bitkisel üretim dengesi kurularak ekim nöbeti, ara ziraatı, birlikte ekim gibi birçok araçla işletmede ve ayrıca minimum toprak işleme, malçlama (toprağın üzerine doğal veya sentetik herhangi bir materyalin serilmesidir. Toprak yüzeyinde olabilecek buharlaşmayı azaltmak, yabancı otları kontrol altında tutmak amacıyla yapılır), kompost (organik maddenin uygun sıcaklık, nem ve havanın bulunduğu ortamda mikro canlılar tarafından biyolojik olarak ayrışma işlemi), hayvan gübresi ve benzeri uygulamalarla toprak altı düzeyde çeşitlilik sağlanır. Sentetik kimyasal gübre, tarım, toprak korumayı ve ilaçlarının yasaklandığı yaban hayatı ve tarımsal biyoçeşitliliği, tarımsal üretim tekniklerinin uygulanmasını bütünlük sağlar” dedi.