Türkiye’nin önemli bir dönemden geçtiğini, anayasa değişikliği başta olmak üzere, ülkeyi Dünya’da lider il konumuna sokacak gelişmelerin arifesinde bulunulduğunu ifade eden Aydemir, yeni dönemde yasamada halktan vekalet alacak herkesin çok önemli görevler üstleneceğine işaret etti.
12 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye’nin yeni sivil anayasaya kavuşması için ciddi adımlar atılacağını, bunun da ülke ve millet için yeni ufuklar açacağı, yeni kazanımlar sağlayacağına işaret eden Aydemir, tüm bu sebeplerle 12 Haziran Genel seçimlerinin özel bir öneme haiz olduğunu vurguladı.
SİYASETTE VEFA
Siyasetin insan ve insana hizmet ekseni üzerinde yürütülmesi gerektiğine işaret eden Aydemir, vefa teması üzerine işlenmemiş hizmet felsefelerinin samimi olmayacağını, bunun da inovasyon doğurmayacağını kaydetti. Siyasette vefa temasının önemine değinen Aydemir, “Biz vefadan önce yaradılış gayesine imanı, insan onuruna saygıyı, milli ve manevi değerlere bağlılığı ve bu amaçta yol arkadaşlarına sadakati anlıyoruz. Siyasetçi önce bu sınavı vermelidir. Siyaset vefa öncelikli olmalı ve bu kavram üzerine temellendirilmelidir” dedi.
Vefa’nın diğer bir boyutta yaşanan şehre bir hizmet borcu olarak da algılanması gerektiğini kaydeden Aydemir, Erzurum’un vefa ölçeğinde işlenmiş hizmetlere ihtiyaç duyduğunu söyledi.
HİZMETTE VEFA
Erzurum’a Hizmette vefanın diğer bir açılımıyla, Erzurum sevdasıyla mayalanmış gönüllerle işbirliği olduğunu anlatan Aydemir şunları kaydetti, “ AK Parti döneminde hayata geçirilen hizmetlere rağmen, ilimiz ve bölgemizde pozitif enerjinin hakim olduğu bir atmosferin olmaması dikkat çekicidir. Bu enerjiden kastımız, il insanlarının doğdukları topraklardaki yaşama arzusunun güç kazanması, göçün ise güç kaybetmesi noktasındadır. Bu sorun ancak Erzurum’a vefa hissiyle bakanların, vefayı hayatının ön şartı haline getirenlerin güç birliğiyle yenebileceğimize inanıyoruz. Yani benliğimiz adına değil, vefa enerjisiyle donanmış Erzurumlularla birlikte, hizmete talibiz”
GÖÇ VE VEFA
Göç olgusunun dadaşlık olarak tarif bulan Erzurumluluk ruhunu göçüştürdüğünü, bunun da ili sıradanlaşmaya doğru sürüklediğini kaydeden Aydemir, “Erzurum yoksullukla, işsizlikle var olabilir, ama Erzurum ruhsuz kalamaz. Biz bu ruhu ayakta tutacak her türlü fedakarlığa talibiz” diye konuştu.
GEÇMİŞE VEFA
Siyasette bir önceki dönemi eleştirip yok sayarak hizmet üretilmeyeceğine dikkat çeken Aydemir, böyle bir anlayışında vefasızlık olacağını, bunun da hizmet sinerjisini eksik bırakacağını belirtti. Aydemir, “Erzurum sağlık başta olmak üzere temel ekonomik ve hizmet sektörlerinde fiziki manada önemli hizmetler aldı. Özellikle Kış Turizmi ve sporları alanındaki atılımlar, Erzurum için gelecek oluşturacak öneme haiz. Ancak, bu yatırım sürecinde, Erzurumluyu toprağında ve onunla barışık tutacak yüklemeler yeterli boyutta olmadı. Yani her şeye rağmen Erzurum, her haliyle Erzurum dedirtebilecek manevi bir ambiyansa ihtiyaç var. Göçü durdurmanın bir önemli yolu ve belki de en önemli yolu budur.” kaydını düştü.
ERZURUM SEVDASI VE VEFA
Erzurum’da yerel kalkınma endişelerinin, Türkiye’deki önemli atılım ve yatırımları görünmez hale getirdiğine işaret eden aydemir şöyle dedi, “ Erzurum tarih yazan bir şehir. Bu gerçek, onu özellikli kılıyor. Ancak maddi endişeler insanımızı bu gerçekten uzaklaştırdı. Onlara bu gücümüzü ifade edemedik Erzurum sevdasını işleyemedik. İnsanımız kendini ve değerlerini fark edemez bir hale geldi. Kendi kıymetlerini bilemeyen ve ondan uzaklaşan bir toplumun, ili geleceğe iddialı biçimde taşıyacak bir yol haritası oluşturması da bu haliyle pek de mümkün görünmüyor. O halde yapılacak öncelikli yatırım, Erzurumluluk ruhunu, tarihi mirasa bağlı biçimde yeniden inşa etmek olmalıdır. Bu da Erzurum’a ve Erzurum sevdalılarına vefa gösterenlerle mümkündür.”
SİYASET KÜLTÜRÜMÜZ
Açıklamasında Erzurum’un siyaset kültürüne de değinen Aydemir, “Erzurum bir edep ve terbiye şehridir. Bu durum şehrin dokusunu olduğu gibi, onunla yaşayanların da hayat felsefesini oluşturmuştur. Erzurumlu hakkı teslim eder. Hizmet edeni, Erzurum için sevda üreteni unutmaz. Dadaşlığa has bir ölçüdür bu. Erzurum’un yetenekleri, hizmet edene vefa hissiyle işlendiğinde ortaya yaşanabilir bir şehir çıkar. Erzurumlu buna hazırdır. Önemli olan bu hassasiyeti tetikleyecek bir anlayışı hayata geçirmektir. “ dedi.
SİYASETTE ERZURUM ÜSLUBU
Erzurum’un siyasette geçmişini yok sayarak geleceğinin oluşturulmayacağını vurgulayan Aydemir şunları kaydetti, “Biz gelenekler coğrafyasının çocuklarıyız. Bizi oluşturan mayada kendi değerlerimize sahip çıkmak, onlara saygı duymak vardır. Erzurum siyasette kendine has bir gelenek oluşturmuş mudur? Bu sual önemlidir. Eğer kendimizi ifade edecek bir siyasi geleneğimiz oluşmamışsa, toplum olarak bunun arayışına çıkmalı, siyasette bir Erzurum üslubu kurgulamalıyız. Diğer bir deyişle siyasette marka bir il olmalıyız. Bunun sağlanabilmesi de tamamen Erzurumluluk duruşuna bağlıdır.”
PALANDÖKEN GİBİ DİK DURMAK
Türk Siyasetinde bir Erzurum üslubu oluşması halinde, yaşanan pek çok sosyo ekonomik sorunun giderilebileceğine kayıt düşen Aydemir, “ Biz Erzurum’un siyasi üslubundan Palandöken gibi dik olmayı, Erzurum’un rengi kar gibi ak meşrebe sahip bulunmayı anlıyoruz. Başka bir ifadeyle Alvarlı Efe Hazretlerinin torunları olmanın gereğini yapmaktır, bu. Siyasette Erzurum gibi durmaktır. Erzurum’un haysiyet, erdem, onur ve vakar dokusunu canlandıracak kıvama erişmektir.”diye konuştu.