Oltu’da faaliyet gösteren medya temsilcileri, Atatürk Üniversitesi Oltu Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aslan Gülcü’ye hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Aslan Gülcü, göreve gelişi, vizyon ve misyonu üzerine basın mensupları ile bir söyleşi yaptı. Gülcü, “Tüm desteklerimizin bu kadar kamil bir düzeyde olduğu şu ortamda üniversite kurmayı istememek ve başaramamak tamamen bizim kusurumuz olacaktır” dedi.
Atatürk Üniversitesi Oltu Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aslan Gülcü, kendisine hayırlı olsun ziyaretine gelen basın mensuplarına önemli açıklamalar yaptı. Kendisini ziyarete gelen halkın artık Oltu’ya has bir üniversite istediğini, bölgede yaşayan Oltulu’nun, Şenkayalının, Narmanlı’nın, Olurlunun yani toplamda 100 bin kişilik bir havzanın en büyük hayalinin Oltu’da bir üniversite kurulması olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Aslan Gülcü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bildiğiniz gibi Oltu kampüsümüzde iki fakülte bulunmaktadır, bunlar Yer Bilimleri Fakültesi ve Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi. 2015 yılında kurulan Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi (BSBF) de öğretime açık 3 bölüm yer almaktadır. Bunlar Bankacılık /Finans Bölümü, Sosyal Hizmet Bölümü ve İşletme Bölümüdür. Halen 2. Sınıfları olan bu üç bölümüzden ikisi ülke çapında yükseköğrenim gören öğrencilerin en çok tercih ettiği ve mezun olmaları durumunda hemen iş bulabilecekleri bölümlerdir. Bunları, nasip olursa önümüzde yıl açacağımız yine tercih trendlerinde önlerde olan Maliye bölümü izleyecektir. Bilindiği gibi Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakülteleri iktisat ve Edebiyat Fakültelerinin bölümlerini içeren yeni bir yüzdür. Bu bakımdan Türk Dili Edebiyatı, Tarih, Felsefe gibi öğrencilerimizin tercih ettikleri yeni bölümlerle güçlendirerek “bacasız fabrika “ olarak adlandırılan ama bizim açımızdan halkımızın ve tabii ki genç nüfusumuzun eğitim ve öğretim ihtiyacına cevap verme arzusundayız. Diğer bir fakültemiz Yer Bilimleri Fakültesidir ve halen petrol mühendisliği bölümü açıktır. Mezun olan petrol mühendislerinin yüksek ücretlerle iş bulduğu önemli bir mühendislik bölümüdür ve 7 si yabancı 100 civarında öğrencisi mevcuttur. Oltu Meslek Yüksekokulumuz ise 600 civarında öğrencisi ile eğitimine devam etmektedir. Oltu ilçemiz; ilk, orta ve lise öğretiminde çevre ilçelerin ve yakın illerin önemli bir cazibe merkezi konumundadır. Oltu yedi bin öğrencimizin okuduğu temel eğitimin bölgede en önemli eğitim merkezidir. Biz bunu yükseköğrenim açısından da gerçekleştirmek istiyoruz. Birinci aşamada Artvin, Ardahan, Kars, Erzurum gibi illerin yanı sıra ve öncelikli olarak Şenkaya, Olur, Narman, Göle, Tortum, Uzundere gibi çevre ilçelerin gençlerinin üniversite ihtiyacına cevap verecek bir konuma getirmek, ve tabi ki ülkemizin her bölgesinden, ilinden, ilçesinden gösterilen teveccühü daha da yukarılara çıkarmak istiyoruz. Halen fakültelerimizde 300’ü aşkın öğrenci bulunmaktadır. Oltu Meslek Yüksek Okulunda ise 600 civarında bir öğrencimiz bulunmaktadır. Oltu MYO ya son yapılan müdür atamasıyla ilçemizdeki üniversite koordinasyonu (yani dekanlar ve yüksekokul müdürü açısından) en üst düzeye getirilmiştir. Bu oluşturulacak sinerji için önemli bir kazanımdır. İlerde kurulacak yeni bir vizyoner fakülte ile ve mevcut fakülte ve MYO için yeni bölümlerin açılmasını arzu etmekteyiz. Bu sayede ilçemizde eğitim gören öğrenci sayısını ilk aşamada iki bine daha sonraki yıllarda beş bin öğrenciye çıkarmayı amaçlamaktayız. Öncellikle bağımsız bir devlet üniversitesi şu anlamlara gelir: Birincisi, bir üniversite Ülke eğitim öğretimine vizyoner bölümleri ile katkı sunar, bunu yaparken bilimsel araştırmaları ve bulunduğu çevreye sosyal etkiyi üst düzeye çırakmaya çalışır. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ömer Çomaklı Beyefendinin Ocak ayı başında açıkladığı Atatürk Üniversitesinin girişimci, yenilikçi ve sosyal etkisi yüksek üniversite hedefine uygun olarak şekillenecek yeni fakülte ve bölümleri ile bu dönüşümü gerçekleştirme amacındayız. Bunun açıklaması şudur, Üniversitede eğitim ve öğretim faaliyetleri sürerken dünya standartlarına uygun girişimci ve yenilikçi bilimsel projelerle, patentlerle ve indeksli dergilerde yapılan yayınlar, kitaplar ve sunumlarla bilim alanındaki ilerleyişini sürdürür. Bu bilim dünyası ve ülke gelişmişliği için çok önemlidir. Üçüncüsü ise üniversitenin halka, bulunduğu çevreye yansıyan sosyal etki yönüdür. Bu bağlamda sosyal sorumluluk kapsamında anaokulundan yaşlı nüfusun sürdürülebilir eğitimleri kapsamında eğitimi, ticari, sosyal, ekonomik ve kültürel farkındalığın arttırılması, üniversite-sanayi işbirliği, girişimcilere önderlik, yatırımcılara fikir, proje, pazarlama gibi değişik alanlarda görüş ve işbirliği sunarak halkın üniversiteden beklentilerine karşılık vermeye çalışır.
İşte bu bakış açılarından Oltu’muzda kurulacak bir Üniversite ülke eğitimine yük olmak yerine bilim politikası yüküne omuz verecek bir kalitede olacaktır. Ve tabii ki halk arasında “bacasız fabrika” olarak adlandırılan üniversitenin sadece ilçemize değil 100 bin nüfusa sahip bölge ilçelerimizin adeta şehir merkezi olan Oltu’muzun ve çevre ilçelerinin ekonomik olarak lokomotifi olacak bir önemli yönü de vardır. Akademik ve idari anlamda mesela 300 yeni kadronun, 3-5 bin öğrenciye sahip fakültelerinin bulunduğu bir üniversite dediğim gibi sadece Oltu’nun değil çevre ilçelerin hatta illerin de etkileşimine bulunacaktır.
Ardahan ilimiz buraya 100 km mesafede ve beş bini aşkın öğrencisi, 200 ü aşkın öğretim elemanı, 100 civarında idari kadrosuyla bize iyi bir örnektir. Biz niçin bunu gerçekleştirmeyelim? Neyimiz noksan diye kendime, size, sizin aracılığınızla değerli Oltulu hemşerilerime soruyorum? Şehrimizin entelektüel kapasitesi, halkımızın, esnafımızın efendiliği, ev barınma gibi modern kent ögeleri, sıcak iklim gibi bir nimeti, devlet kademesindeki etkin ve yetkili büyüklerimiz, siyasi, mülki ve yerel yönetimin samimi desteği, hükûmetin yani devlet iradesinin tamamıyla bizi temsil ve destek vermesi ve bunlara eş değer olarak Sayın Rektörümüzün bu fikrimizi desteklemesi gibi her türlü şart tarihin en şanslı zamanında bir araya gelmişken, biz niçin üniversite olmayalım diye soruyorum. Hani derler ya helva yapmak için her malzeme hazırken helva yapıp yememek ne kadar bir beceriksizliğe ve nasipsizliğe örnekse, tüm desteklerimizin bu kadar kamil bir düzeyde olduğu şu ortamda üniversite kurmayı istememek ve başaramamak tamamen bizim kusurumuz olacaktır. 100 bin kişinin yaşadığı Oltu havzasının en büyük hayali. Tarımın, ziraatın istihdam yapması için zor hatta imkansız olduğu bu bölgenin hayali. Bu fabrika, sanayi sitesi, AVM gibi büyük yatırımların gelmesinin neredeyse imkansız olduğu bu bölgenin kırılmış, yok olmuş istihdam hayallerinin yeniden dirilmesinin en son ve belki tek çıkış kapısı. Devlet-millet kaynaşması açısından mı bakarsınız, vergi veren ve fakat milli gelirden şahsi çıkarları için değil bölge kalkınması açısından beklenen payı alamayan sessiz mazlum ve mütevazı bölge halkının son umudu olma açısından mı bakarsınız, nerden bakarsanız bakınız bacasız fabrika Oltu Üniversitesi, Oltu havzasının cumhuriyet tarihi boyunca en önemli projesi olacaktır. Devlet büyüklerimiz bize hep şunu söylediler, bize proje ile gelin yapalım. İşte proje bu, Oltu Üniversite istiyor.
Desteğe gelince bir kere burada bulunmanız siz medya elemanları açısından biz eğitim camiası için bir onurdur, bir destektir. Siz yerel medyamız olarak halkın bilinçlendirilmesi, köklü bir geçmişe sahip Oltu konukseverliği ve hoş görüsünü usanmadan haberlerle, yazılarla, söyleşilerle tüm yurda evet ülkemizin tümüne anlatma göreviniz var. Bu sayede yöneticilerimize bu projemizi ancak anlatabiliriz. Bunun yanında Oltu gündeminde kesinlikle bu konu konuşulmalıdır. Kahvelerde, pazarda, sokakta hanelerde bu proje konuşulmalı ve katkılar sunulmalıdır. Biz görüş bildirenlere ve eleştirilere açık katılımcı bir anlayışla Oltu halkına yöneldik. Fakültelerimizin kapıları, Dekanlığımızın ve yönetim birimleri istişare ve işbirliği için tüm halkımıza açık, fikri olan, katkı sunan herkesi bekliyoruz ve nitekim göreve geldiğim bir buçuk aydan bu yana yüzlerce insanımızın ziyaretçi akınına uğradık. Bu bizi ziyadesiyle memnun ediyor. Ziyaretçilerimiz geldiğinde fikirleri ile katkılarını belirterek ve ciddi dönüşümlere desteklerini belirterek geliyorlar.”
Prof. Dr. Aslan Gülcü, kampüsün 10 bin öğrenciyi kaldırabilecek kapasitede olduğunu belirterek, “Anlıyorum ki Oltu bu projeye hazır, ama bu yetmez. İşbirliğimizi daha da kuvvetlendirip bu işi Allah’ın izni ile başaracağımızı görüyorum. İskenderun, Alanya, Edremit bir ilçe ve üniversiteleri var. 40 yıl Rus esaretini Oltu Devletini kurarak kırmış ve ülkesinin birliği ve dirliğine katılarak vefalı yurttaşların şehri haline gelmiş bir ahfadın torunları olarak inanıyoruz ki Devletimiz bize yukarıda söylediğim bilimsel katkı, üniversitelileşme, sosyal sorumluluk taşıyan üniversite kavramları çerçevesinde bize olumlu cevap vererek bu büyük hayalimizi, bu büyük projeyi bize lütfederek halkımızın ekonomik geri kalmışlığına bir dur diyerek bu güzel yurt köşesinin daha fazla göç vermesini engelleyecektir. Biz bu toprakları yaşanabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Büyük şehirlere göçü durdurarak milli kültür ve dayanışma abidesi olan bölgemizin değerlerini yaşatmaya çalışıyoruz. Bu değerler ekonomik büyüklüklerle inşa edilmesi mümkün olmayan köklü değerlerdir. Komşuluk ilişkilerinin bitmediği, ölüsünde, düğününde en içten katkıların sunulduğu bu şehri ve çevre ilçelerini diriltmek, yaşanabilir hale getirerek sakin, huzurlu ama ekmeğini de kazanan, geçimini göç ederek değil bulunduğu şehirde kazanan bir toplum halinde tutmak istiyoruz. Şunu da belirtmemde fayda var, mevcut fakülteler ve yüksekokulumuzun fiziki kapasitesi çok üst düzeydedir. On bin öğrenciyi kaldıracak dersliklerimiz, misafirhanemiz, spor salonu, fitness salonu, sinema-tiyatro salonu, konferans salonlarımız, spor tesislerimiz ve öğrenci yurtları açısından hiçbir sorunu olmayan bir yüksek kapasiteye sahibiz. Sadece bir isim değişikliğine ihtiyacımız var, yeni bina, alt yapı gibi devlete yük getirecek yatırımlara da ihtiyacımız yok. Yani Oltu kampüsü Üniversite olmaya hazır halde bekliyor. Kaldı ki üniversite olacak bu mekanları üniversite olarak değil de daha düşük kapasitede fakülte düzeyinde çalıştırmak bu mükemmel kaynakları düşük kapasite ile çalıştırılması anlamına da gelmektedir. Bu ise ciddi bir kaynak israfı olarak görülebilir.” diye konuştu.
Prof. Dr. Aslan Gülcü, daha sonra Oltu’nun yerel ve ulusal medya temsilcilerine tek tek teşekkür ederek, Oltu’da faaliyet gösteren medya mensuplarını önemsediğinin altını çizdi