Öğrenci ve Akademisyenlerin yoğun ilgi gösterdikleri kutlama programının açılış konuşmaları kısmında ilk olarak, Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Ahmet Kırkkılıç, ‘Endüstriden Fakülteye’ konulu konuşmasını yaptı. Dekan Kırkkılıç, 1838 yılında, II. Mahmut döneminde çocukların “rüşt” (ergenlik) yaşına kadar okuyabilmeleri için Ortaokul düzeyinde Rüştiyelerin açıldığını belirterek, çocukların rüşt yaşına kadar bu okullarda öğrenim gördüklerini, 16 Mart 1848 tarihinde Rüştiyelere öğretmen yetiştirmek üzere üç yıl süreli Darü’l-Muallimin-i Rüşdi adını taşıyan bir okulun kurulduğunu ve bu tarihin öğretmen okullarının kuruluş tarihi olduğunu söyledi.
KIRKKILIÇ BİLGİ VERDİ
Öğretmen okullarının kuruluş aşamaları hakkında da bilgi veren Kırkkılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlkokullara öğretmeni yetiştirilebilmesi için 1974 yılından başlayarak 2 yıllık eğitim enstitüleri açılır. 168 yıllık deneyim içerisinde özel bir yere sahip olan eğitim enstitülerinin biriside Erzurum’da açılan Eğitim Enstitüsüdür. Erzurum Eğitim Enstitüsü ise 1960 yılında Yoncalık semtindeki Aliravi İlköğretim Okulu binasında eğitime başlar. Bu okulun kuzeyinde yer alan ve hapishane olarak düşünülüp inşa edilen devasa bir bina 1966 yılında Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsüne tahsis edilir. 3 yıllık bu okul 1981 yılında 4 yıllık Kazım Karabekir Yüksek Öğretmen Okuluna dönüştürülür. 20 Temmuz 1982’de Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi kurulur. Ülkemizde saygın bir yere sahip olan Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi gelecek süreçte de eğitim, öğretim ve araştırma kalitesi ile tanınmış: katılımcı ve paylaşımcı; fakülte-toplum işbirliğini sağlamada öncü bir eğitim kurumu olma; insan onurunu ve değerini yücelten; evrensel değerlere saygılı, nitelikli ve girişimci öğretmenler yetiştiren bir fakülte olma hedefine odaklanmıştır” dedi.
SİZE EMANET EDİLEN ÇOCUKLARI NASIL YÖNLENDİRİRSENİZ, ÇOCUKLAR DA O ŞEKİLDE GELİŞECEKTİR
Öğretmen Okullarının Kuruluşunun 168. Yıldönümü kutlayarak sözlerine başlayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, insanların beşikten mezara kadar tahsil ve ilim öğrenmek durumunda olduklarını belirterek, ilk eğitimin anneler tarafından verildiğini ve daha sonra ise bu görevi öğretmenlerin üstlendiğini söyledi.
Rektör Koçak: “Diploma almak, sadece bir noktada önemli. Ama asıl önemli olan sizlerin donanımlı olmanızdır. Ben Tıp tahsiliyle eğitim fakültelerinin verdiği öğretmenlik tahsilinin birbirine çok benzer olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz doktorlar pratisyen hekim olarak mezun olurlar ve her şeyi bilmek zorundalar. Yani bir hasta geldiği zaman, ben bu konuyu görmedim veya ben bu derse çalışmadım gibi şeyler diyemezler. Çünkü hastayla baş başa kalıyorlar. Onun için doktor az da olsa her şeyi bilmek zorundalar. Fayda esastır ama hastaya zarar vermemekte esas maksattır. Çünkü yapacağı yanlış bir tedavi veya yanlış bir teşhis hastaya zarardır. Öğretmenlikte aynı şeklide. Yani sizler mezun olduğunuzda, size lazım olan her şeyi bilmek zorundasınız. Siz danışılan ve yönlendiren kişilersiniz. Size emanet edilen çocukları nasıl yönlendirirseniz, çocuklar da o şekilde gelişecektir. Bunun için mesuliyetinizin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bugün Öğretmen Okullarının Kuruluşunun 168. Yıldönümü ama önemli olan devletin verdiği bu imkânları ve hocalarınızın birikimini lehinize kullanabilmektir. Öğretmenliği seçen sizler için bu büyük bir fırsattır. İnşallah hepiniz farklı sosyal projelerde yer alarak kendinizi geliştirirsiniz” şeklinde konuştu
Açılış konuşmalarının ardından fakülte öğrencileri, Öğretmen Tiplemeleri isimli canlandırmayı yaptılar. Ardından Yrd. Doç. Dr. Selami Sönmez ise Türkiye’nin Öğretmen Yetiştirme Deneyiminden bahsetti.
Programın sonunda ise Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğrencileri, Türk Halk Müziği Konseri vererek, misafirlere keyifli anlar yaşattı.