ERZURUM (İHA) - Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞDER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, Milli Eğitim Bakanının son günlerde basına yansıyan okul müdürlerinin koordinatör olmalı şeklideki tespitini desteklediklerini belirterek, “Çünkü okul idarecilerinden eğitim koordinatörlüğü özelliği taşımayan eskilerde uygulanan eğitim yöneticiliği özelliklerini taşıyan çok sayıda idareci var. Öğretmene değer vermeyen, istişare ile değil emirle okulu idare etmeye çalışan, ekip çalışmasını oluşturamayan, öğretmeni değersiz gören, fikirlerine önem vermeyen, Psikolojileri bozan, motivasyonları azaltan, tek doğru benim bildiğimdir diye düşünen ve itiraz eden olduğunda celallenip bağırıp çağırarak sorunu çözmeye çalışan, küsen, duygularıyla hareket eden idareciler koordinatör olmamalı.” Dedi.
Okullarda iletişim kanalı kurulduğu zaman sorun olan bir çok küçük konuların sorun olmaktan çıktığını, okulda birlik, beraberlik sağlandığını ve başarının arttığını dile getiren İkinci, “Maalesef öğretmenlerle toplantıdan toplantıya birayaya gelen dönemde sadece 2 kez görüşen müdürler var. Zümre karalarını, yıllık planlarını incelemeden imzalayıp dosyaya koyan okulda ne oluyor kim ders anlatıyor, kim başarılı bir şekilde öğrencilerle ilgileniyor farkında olamayan, onlara göre en iyi öğretmen sınıfından ses çıkmayan, itiraz etmeyen, denileni yapan öğretmendir anlayışıyla hareket edenler var. Okulunda eğitimde kaliteyi artırmaya yönelik çalışma yapmak yerine bahçe düzenlemesi ile MEM lere gidecek dosyaları imzalamakla, birkaç resmi evrakla ilgilenip gününü geçiren sonuçta okulunda başarının artmadığı, disiplinin ve takibin olmadığı bir çok idareci var. En iyi müdür problem taşımayan müdürdür anlayışı ile okulunun eksiklerinin peşine düşmeyen tamam efendim, aman efendim, evet efendimle çalışan yöneticiler var. Güven ortamı oluşturmada, kuvvetli iletişim kurmada, ekip ruhunu okula yerleştirmede başarılı olanlar idarede kalmalıdır. İdareciler sayılmayı önemsediği kadar, sevilmeyi de önemsemeliler. Bundan dolayı eğitim yöneticilikleri, okul müdürlükleri devamlı olmamalı. Bir kere kadroyu aldım bana kimse bir şey yapamaz sisteminden vazgeçilmeli. Ekibe uyum sağlayamayan , kendinden bekleneni veremeyen, okulunda başarı ve takibi sağlayamayan, Teknolojiyi kullanamayan, yeniliklere kapalı, ekip çalışması yapamayan, veli ve öğretmenlerle düzenli iletişim kuramayan yöneticiler belli süreden sonra görevde tutulmamalıdır. Bu durumları sadece Müdürlerde değil Milli Eğitimdeki Müdürler, şube müdürleri, şeflerden de benzer durumları görüyoruz. Çağdaş eğitim anlayışına ters düşen, odasını kapatan, yandaşlık yapan, grup ve cemiyetçilik yapan, idare ettiği bölgede okuluna gidip okul müdürünün sıkıntılarını sormayan, öğretmenlerini dinlemeyen, yaptıkları toplantılarda öğretmenini veya idarecisini azarlamayı disiplin zanneden kompleksli müdürlerde var. Bu vasıftaki idarecilerde belli süre sonra görevden alınabilmelidir” diye konuştu.
“21 yüzyılda dünyayla yarışmamız gerektiği bir dönemde iyi bir eğitim ve öğretim için eğitim koordinatörlüğü oluşturulmalı” diyen İkinci daha sonra şunları kaydetti; “Buna yönelik eğitimler yapıldıktan sonra idareci atanmalıdır. Müdür yardımcıları memurluk yapmamalı, sürece yani eğitime destek olmalı müdüre bu konularda yardımcı olduğu bir ortam hazırlanmalıdır.
PUANLA İDARECİ DOĞRU DEĞİL
Sadece puanla idareci atanmasını da doğru bulmuyoruz. İdarecilik için formasyon, eğitim, akademik eğitim, tecrübe şart olmalı diye düşünüyoruz. Yöneticilerin ve müdürlerin seçilmesinde öğretmenler ve velilerde sürece dahil edilebilir. Üniversitelerdeki seçimler bu konuda örnek alınabilir. Özellikle yeni yapılan kampüs idareciliklerinde bundan faydalanılmalıdır. Yöneticiler aynı zamanda güzel ahlaklı, dürüst, kararlı, başkalarına güven veren kendisi ve çevresi ile barışık olanlardan seçilmelidir.
Okullarda gerçekten çok çalışan, kendini yetiştirmeye gayret eden ve yöneticiliğin hakkını veren değerli müdürlerimiz ve eğitim yöneticililerimizde var. Çok çalışan ve gayret edenin önemsendiği ve ödüllendirildiği bir sistemin kurulmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Eğitim de başarı için eğitimci ve yöneticilerimize değer verilmesini, kendini geliştiren ve çok çalışanların özlük haklarının istenilen seviyenin üzerine çıkarılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz.”