Şuurlu Öğretmenler Derneği(ÖGDER), öğretmenlere yönelen şiddeti kınayarak, şiddetin önlenmesi konusunda acil önlemler alınması ve toplumsal bilinç oluşturulması çağrısında bulundu. ÖGDER Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah İkinci şiddetin her boyutu ve içeriğiyle kabul edilemez olduğunu vurguladı.
ÖGDER’DEN YAZILI AÇIKLAMA
İkinci yaptığı yazılı açıklamada, “27 Nisanda Esenyurt'ta, 2 Mayısta Kocaeli Karamürsel'de,3 Mayısta Zeytinburnu’nda, 4 Mayısta Bursa'da, 25 Mayısta Erzurum da en son olarak da İzmir’de bir öğretmen şiddete uğramıştır.Son günlerde yapılan bu saldırılar konusunda şiddete hedef olan öğretmenle ilgili Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞDER ERZURUM) olarak görüşlerimizi paylaşmak istiyoruz. Eğitimde şiddet haberlerinin sonuncusunu daha okullar açılırken yaşamışken bu olayların sorumlusu kimdir? Sorusunun cevabının bulunması ve sorumlularında hızla artan bu soruna çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyoruz.Son günlerde artarak devam eden Öğretmene şiddet olaylarında sorumlu kimdir?”dedi.
ÖĞRETMEN İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR…!
Öğretmenin 15 saat ders karşılığı derse giren değersiz bir görevli gibi gösterip değersizleştirildiği, ALO 147 hattı kurularak öğretmenin sürekli suçlu gibi gösterildiğini öne süren İkinci, açıklamasında,” Sorumlu, her ortamda öğretmenden söz açılınca ve eğitimle ilgili bir sorunda öğretmeni sürekli suçlu gösterip mesleği itibarsızlaştıran, uyguladığı ödül ve disiplin yönetmeliği ile okullarda disiplinden ceza alan risk grubundaki öğrencileri koruma ve topluma kazandırma adı altında okullarda tutan, işlediği bir çok suça rağmen örgün eğitim içinde kalması için tavır koyan; zorunlu eğitim uygulaması sonrası hazırlanan sınıf geçme yönetmeliği ile herkesi örgün eğitim çatısı altında sınıf geçirme çabası altına giren,gönderdiği genelgelerle imtihan üstüne imtihan hakkı ile öğrenciyi şımartan, her türlü şiddet içeren filim ve dizleri çocuklara izlemesini serbest kılan onların suç makinesine dönüşmesine seyirci kalan yöneticilerimizdir. En başta da gerekli tedbirleri zamanında almayan Milli Eğitim Bakanlığıdır. “dedi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
ÖGDER adına şiddetin önlenmesi konusunda çözüm önerilerini kaydeden İkinci, “ Çözüm, öğretmeni değerli bir şahsiyet haline getirmek, sorunlarını çözmek, öğretmeni öğrenci ve veli karşısında etkisiz, yetkisiz olmaktan çıkarıp etkili, yetkili hale getirmek ve öğretmenliği toplumda değerli bir meslek konumuna yeniden çıkarmaktır. Tv’lerde şiddet içeren filim ve dizilere sınır koyulmalı,bu tip diziler gece çok geç saatlerde yayınlanmasına müsaade edilmeli, öğrenciyi doğru eğitecek filim ve dizi çekimine ağırlık verilmelidir. Günümüzde dersten çok dizi ve filimler çocukları etkiliyor.”dedi.
Ödül ve disiplin yönetmeliğinin okullarda disiplini sağlamaya yeterli olmadığını öne süren İkinci şunları kaydetti, “Okullarda cezalar caydırıcı olmadan, suçlar azalmaz ve suçlular hızla artar.Okul koridorlarına konulan kameralarda caydırıcı olmuyor.Öğrenci ve veliyi şiddetten uzaklaştıracak yaptırımlar getirilmelidir.Nasıl ki Öğretmen şiddet uyguladığında soruşturma açılıyorsa gereği yapılıyorsa kanun ve yönetmelik hazırlanıp herkese uygulanmalıdır. Öğrenci bu sistemde öğretmene rest çekebiliyor, kapıyı vurup dışarı çıkabiliyor, öğretmeni tehdit edip, bıçaklayıp öldürebiliyor.Bu durumdaki öğrenciyi öğretmen sınıftan çıkardığı zaman sorumlu öğretmen sayılıyor. Okula gelen veli öğretmene her türlü hakarette bulunabiliyor sonuçta suçlu yine öğretmen oluyor.Arkadaşına bıçak atan, suç işleyen, yanlış yapmakta ısrarlı olan bir öğrenci okulunda kalsın , eğitimine örgün eğitim içinde devam etsin denirse olaylar bu noktaya gelirdi ve geldi. Bu olay bir son değildir.MEB en kısa sürede okullarda disiplini sağlamak adına çözüm üretmelidir.Yoksa olaylar gün geçtikçe artacaktır. Öğretmenlerin okula isteyerek ve gönüllü ve heyecanlı bir şekilde gidebilmeleri için gereken adımlar bakanlıkça en kısa zamanda atılmalıdır Sınıf geçme yönetmeliği herkesin sınıf geçmesi mantığına dayandığı için sorunlu öğrencilerinde kurul kararlarıyla veya ek sınavlarla üst sınıflara geçirilerek sınıfında okumak isteyen öğrencilere de engel olduğu unutulmamalıdır. Bir kişiyi korurken bir sınıf, bir okul heba edilmektedir.Okumak istemeyen bir öğrenciyi sınıfta tutmaya zorlamak sınıfta eğitim almak isteyen diğer öğrencilere haksızlıktır.”