ERZURUM (İHA) - Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, Son yıllarda yaşanan değişimlerin ve dönüşümlerin temelinde gençlik bulunduğunu ifade ederek, “Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlikte hızlı bir dönüşüm değişim yaşanıyor. Gençliğe sizin için en önemli değer nedir diye sorduğunuzda para, aşk, gelecek, araba vs cevapları verenler çoğunluğu oluşturuyor” dedi.
Gençliğin milli kimliklerinden süratle uzaklaşarak sadece günlük basit ekonomik kazanımları peşinde koşan şuursuz ve kimliksiz kalabalıklar haline dönüştürülmek istendiğini dile getiren İkinci. “Milli şuura sahip, milli kimliğini tanımış, milli kültür ile bilinçlenmiş, dünyanın teknolojik gelişmesini takip edip ona ayak uydurabilen, pozitif bilimin ışıklarıyla donanmış, dini ve ahlaki değerlerle geliştirilmiş, maneviyat sahibi, vatanı ve milleti her türlü tehlikeden koruyarak yücelteceğine yürekten inanan dinamik bir nesil azalıyor. Modern eğitim sistemi diye adlandırılan batı kaynaklı eğitim sistemleri çok yönlü insan yetiştirmeye elverişli değil. Eğitimin amacı bilgi aktarmak değil, bilgi sahibi, kişilik ve kimlik sahibi insanlar yetiştirmek olmalıdır.İlk, orta ve üniversite öğretiminde bilgi paketlerini gençlere aktardığımız zaman eğitim misyonumuzun tamamlandığını zannediyoruz.Gerçekte görüyoruz ki bilgi yüklediğimiz gençliğe kişilik ve kimlik kazandıramamışız.
Yunus Emre’nin dediği gibi “İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsen/Ya nice okumaktır”. Bütün ilim, fikir, eğitim, kültür faaliyetlerinin amacı, “ben” bilgisidir. İnsanın “Ben kimim” sorusuna cevap vermesine katkıda bulunmayan hiç bir bilgi, o kişi için gerçek bilgi değildir.
Üniversitelerde maneviyat buhranı yaşanıyor.Liselerde ve fakültelerde ahlak ve maneviyat çöküyor.Öğrenciler sanal ve yalancı bir dünyaya hapsediliyor.TV dizileri ve filimleri gençliğin dönüşümünü olumsuz yönde etkiliyor.” Diye konuştu.
GENÇLİK; DEVLETİN VE MİLLETİN TEMİNATIDIR
Gençliğin devletin ve milletin teminatı olduğunu söleyen İkinci, daha sonra şunları kaydetti; “Gençlik; vatanı iç ve dış tehlikelere karşı koruma bilincinde, okuyan okutan, fikren, ilmen, fennen ve bedenen kuvvetli, yüksek karakterli, bilimden güç alan ve bilimi amaç edinen, sağlıklı düşünme yeteneğine sahip, çalışkan ve kendine güveni olandır. Gençlik; bugünün karanlıklarını, ahlaksızlıklarını, şarlatanlıklarını bilecek, anlayacak, gerçekçi çözüm yollarıyla vatanın ve milletin kara bahtını aydınlığa çevirecektir. Gençlik; önce yaratana, mukaddesatına , ailesine sonra çevresine, sonra toplumuna insanlığa doğaya, bitkilere, hayvanlara, dünyaya, evrene yönelik sorumluluk bilinciyle, inancı, düşüncesi, kimliği ve üretkenliği ile var olacaktır.
Küreselleşme adı altında ülkemize yöneltilen kültürümüze yabancı ve beyinlerimizi sömürgeleştiren fikir ve düşüncelere karşı etkili olacak bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.Bu konuda Milli Eğitim bakanlığımıza ve YÖK’ önemli görevler düşmektedir.Acilen maneviyat konusunda yıpranmış gençliğe yön verecek bir eğitim sistemi oluşturulması için talim ve terbiye kurulu bu hedefe uygun çalışacak kişilerden oluşturulmalı, bu hedefleri gerçekleştirecek AR-GE komisyonları oluşturulmalıdır.Öğretmen yetiştiren fakültelerde maneviyatı sağlam öğretmenler yetiştirmelidir.Akademisyen yetiştirme politikası değiştirilmelidir.Buna yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.Üniversitelerde oluşturulan ortamlar maneviyatı sağlam öğrencilerin bozulmasına, değişmesine sebep oluyor.
2014’e girdiğimiz bu günlerde Gençliğe yönelik iyileştirici çalışmalar yapılmazsa, yaşatılan işgaller gençlikte yakın bir zamanda bilinç felci oluşacaktır.Oluşacak kimlik bunalımları geleceğimizi teslim edeceğimiz gençliği yok olmaya sürükleyecektir.Gençliğin bulaştırılmak istendiği ifsada karşı ıslah çalışmasını yapacak çalışmaları öncelikle devlet eliyle yapmak gerekmektedir.İfsadı artıran etkenler ortadan kaldırılmalıdır.”