AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısındaki konuşmasında, HDP sözcülerinin dün Mecliste yaptığı konuşmalara atıfta bulundu.
"TBMM kürsüsünde utanmazca, yüzsüzce ret ve asimilasyon politikalarından bahsedildiğini" belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: "Kim bitirdi bu politikaları? Kürtçe yasağını kim kaldırdı? Annelerin babaların hapishanelerde kendi çocuklarıyla Kürtçe konuşmasını engelleyen uygulamaları kim kaldırdı? Yaylaları, mezraları, Doğudaki, Güneydoğu'daki kardeşlerimize, vatandaşlarımıza kim açtı? Yaylaları kim şenlendirdi? Faili meçhulleri kim bitirdi, olağan üstü hali kim durdurdu? TRT Kürdi ile resmi televizyonda güzel Türkçemiz gibi 'güzel Kürtçemiz' diyerek yayınları kim başlattı? Her türlü yasağı kim kaldırdı? Sizin de Meclise gelmenizin önünü açacak şekilde Türkiye'de demokratikleşme alanlarını kim açtı? Hepsini yapan bütün ret ve asimilasyon politikalarına karşı gür sesle özgürlüğü savunan da AK Parti'dir, PKK terörünün ve arkasındaki terör gladyosunun hesabını soracak olan da AK Parti'dir, hakkımız vardır."
"Ret ve asimilasyon gibi laflarla üzerilerine gelinmesini" istemeyen Davutoğlu, "AK Parti'nin sicilinde ret, baskı, otoriterlik, terörle işbirliği olmadığını sadece ak ve pak özgürlük mücadelesi, hak, adalet, onur mücadelesi bulunduğunu" söyledi.
"Sizin sicilinizde ne olduğuysa malumdur. İki alternatifli bir oyuna yöneldi bunlar" diyen Davutoğlu, seçim öncesinde 81 ili dolaştığını, Doğu'ya, Güneydoğu'ya, İstanbul'daki bütün ilçelere gittiğini, oradaki vatandaşlarla buluşmanın kendileri için mutluluk olduğunu belirtti.
değerlendirme
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:"Gördüğüm tablodan da memnun kaldık. Çünkü demokratik bir mücadele yürüttük. Yapılan baskıları görerek, orada ne tür baskılar yapıldığını bilerek o baskıları engellemeye de çalıştık. Ama 'seçime gölge düşürüldü' diye bir söylentinin çıkmamasına da özen gösterdik. İki sonuca oynadı bunlar, eğer 7 Haziran akşamı barajın altında kalsalardı, diyeceklerdi ki 'AK Parti seçimlere baskı yaptı, yolsuzluk oldu karıştı.' O sebeple Türkiye'de terör estireceklerdi, Gezi benzeri bir provokasyona yöneleceklerdi o olmadı. Bu sefer de şımarıklık ve küstahlıkla 'Türkiye'de her türlü illegal terörü yaparız, hükümet de , AK Parti de sessiz kalır' senaryosuna yöneldiler. Sessiz kalmadığımızı gördüler, sessiz kalmayacağımızı da bilsinler."
Davutoğlu, hem siyasi mücadelelerini hem de Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ağır sorumluluğunu üzerilerinde taşıyarak terörle mücadeleyi aksatmadan yürüteceklerini ifade etti. Davutoğlu, AK Parti teşkilatlarının ve vatandaşların huzur içinde olmasını istedi.
"BİR DAKİKA DAHİ OLSA BU EMANETE İHANET ETMEZ, TEREDDÜT GÖSTERMEYİZ"
Son günlerde "müstafi başbakan, geçici hükümet bunları yapabilir mi?" konusunun gündeme getirildiğini hatırlatan Davutoğlu, "Tam da tahmin ettikleri şey buydu. Şöyle düşüneceğimizi zannettiler; onlar polisimizi şehit edecekler, onlar uyurken vuracaklar, sokakta vuracaklar, biz de diyeceğiz ki halka dönüp, 'kusura bakmayın siz bize iktidar vermediğiniz için biz geçiciyiz şimdi dolayısıyla elimizden bir şey gelmiyor, bekleyelim.' Biz bu can emanetini de, omuzdaki siyasi emaneti de, birini Allah'tan birini milletten aldık. Bir dakika dahi olsa bu emanete ihanet etmez, tereddüt göstermeyiz" diye konuştu.
Davutoğlu, Türkiye'nin huzurunu bozmak isteyenlere karşı alınması gereken tedbirleri aldıklarını belirterek, "Hiç kimse istifa etmiş tekrar görevlendirilmiş başbakan olarak benim tereddüt edeceğim gibi bir vehme kapılmasın. Hiç kimse ilerde 'hesabı şu mu olur bu mu olur' diye bugün Türkiye'nin gününü karartmak isteyenlere karşı sessiz kalacağımız, tereddüt edeceğimiz vehmine de kapılmasın. Gereken neyse yaparız, yapılması gereken fedakarlık neyse yaparız, alınması gereken risk ve ödenmesi gereken bedel neyse öderiz. Ama gelecek nesillere 'millet onlara iktidarı vermedi diye geçici hükümet döneminde oldukları için 5 yılı 10 yılı kaybettirecek şekilde sessiz kaldılar' dedirtmeyiz" açıklamasında bulundu.
Davutoğlu operasyonlar başladıktan sonra aradığı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na operasyonun ilkesel çerçevesini aktardığını ve son derece seviyeli, medeni bir görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi.
"SALDIRILAR AK PARTİ'YE, HÜKÜMETE DEĞİL, HERKESEDİR"
Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun operasyonlara destek beyanında bulunduklarını belirten Davutoğlu, daha sonra heyetlerini göndererek bilgilendirme yaptıklarını aktardı. Davutoğlu, bu meselenin sadece bir parti meselesi olmadığını, bütün milletin omuzlaması gereken bir mesele olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, bilgilendirme için HDP'ye gitmeme sebeplerine de değindi.
Davutoğlu, "Şu soru gelebilir, HDP'ye niye gidilmedi? Bu soru gelirse derim ki 'ilk önce aynaya bakın.' Ben size tabandan farklı sesler gelmiş olmasına, arkadaşlarımın bir kısmının farklı kanaatler beyan etmesine rağmen koalisyon görüşmeleri çerçevesinde gittim. 'AK Parti'yle asla olmaz' dediğiniz halde geldim. Çünkü bu siyasi tablonun ve Türkiye'deki hükümet kurma görevini almış olmanın bir gereği olarak gördüm. Ama teröre ve Türkiye'ye karşı başlatılan üç maşalı kapsamlı saldırıya karşı tavır almayanlarla konuşacak bir şeyimiz olmaz. Madem ki biri bize savaş ilan etmiştir polislerimizi uykuda şehit ederek, madem ki birileri açık bir cephe açmıştır, Ankara'da TBMM'de de siyaset yapanlar saflarını belirlemek durumundadırlar" diye konuştu.
Saldırıların AK Parti'ye, hükümete değil herkese olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Siyasi partiler de kamunun asli unsurlarıdır. O saldırı hepimizeyken siz saldırı yapanlara karşı 'saldırıya muhatap olanların yanında değil de saldırıyı yapanlara sırtımızı dayıyoruz' derseniz o sırtınızı dayadığınız duvarları, dağları yerle bir ederiz. Çıkacaksınız 'biz sırtımızı PKK'ya, terör örgütüne dayadık' diyeceksiniz. Millet 7 Haziran'da size bunun için mi oy verdi? Eminim şu anda yüzde 13 onlara oy veren vatandaşlarımız ki hepsine saygımız sonsuzdur, onlara karşı tavrımız kesinlikle o vatandaşlarımıza yönelik değildir. Onlar da kendilerine mutlaka soruyorlardır, 'biz bunlara Ankara'ya gitsinler bizi temsil etsinler diye oy verdik, onlar ise sırtını dayayacakları başka yer aradılar' diye. Ben bu sorgulamanın Türkiye'nin demokrasisi, huzuru ve istikrarı için önemli olduğunu düşünüyorum."