Güneş Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Nevruz Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı. Balkanlardan Sibirya Bozkırlarına kadar aynı coşkunun adının Nevruz olduğunu belirten Ceylan açıklamalarında şu ifadelere yer verdi. “Türk Milleti olarak; baharın gelişini simgeleyen, doğanın uyanışını gösteren ve sıcaklığın toprakla buluşmaya başladığına işaret eden Nevruz Bayramı’nı heyecan içinde kutlamanın sevincini yaşıyoruz.
Türk Milleti, Nevruz’la birlikte yeni ve umut dolu günlerin geleceğine inanmış ve bu çok önemli kültürel gerçeği bugüne kadar korumuş ve yaşatmıştır. Bu kutlu bayram; asırlardan beridir bereketin, beklentilerin, huzurun ve mutluluğun başlangıcı olarak kabul edilmiş ve tekrar ederek günümüze kadar ulaşmıştır.
Türk Milleti’nin hem ata hem de ana yurdunda baharın müjdecisi olarak ayrıcalıklı bir yeri bulunan Nevruz Bayramı; kardeşliğin, neşenin ve hoşgörünün de kaynağı olmuştur. Balkanlar’dan Sibirya bozkırlarına kadar uzanan büyük bir coğrafyada kutlanan Nevruz Bayramı’nın, geçmişle bugün arasında önemli bir kültürel köprü olduğu şüphesizdir. Doğanın yeniden uyanışının ve canlanışının simgesi, baharın ilk günü olan Nevruz, Türk Dünyası’nın her köşesinde kutlanmaktadır.
Aynı ülkülere odaklanmış, aynı hayallere dalmış, aynı acıya dayanmış, birlikte gülmüş, birlikte ağlamış, kıtalar arasında zafer naraları atmış, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar derin izler bırakmış Büyük Türk Milleti, Nevruz’a çok önemli anlamlar yüklemektedir.
Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar gönüllerin coşkusu, yüreklerin heyecanı, kalplerin huzuru Türk’ün bahar bayramıyla daha da güçlenmiş ve eşsiz güzelliklerini hepimize sunmuştur.
Gerçekte Nevruz; birlik ve beraberliğin gür ateşini körüklemekte, fitne ve nifaka geçit vermemektedir. Temennimiz, baharın uyanışını ve müjdesini haber veren Nevruz’un milletimizi çepeçevre kuşatan belaların ve felaketlerin yok olması için vesile olmasıdır.
Tüm bunlarla birlikte Nevruz’un son yıllarda kısır politik bir kavram kargaşasına konu edilerek amacından saptırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Türk Dünyasının müşterek bayramı, birlik ve beraberlik yansıması olan böylesine anlamlı bir günün, birlik ve bütünlüğümüze kastedici hamlelere araç olarak kullanılması gayreti, bu bayramın bütünleştiriciliğine zarar veremeyecektir.
Milletimizin birliğini ve beraberliğini simgeleyen Nevruz Bayramı; zaman zaman bölücü mihraklarca kasıtlı bir şekilde yorumlanarak, ihanet gösterilerine alet edilmek istenmektedir. Bu itibarla, Türk Milleti’ne yönelik kurulan tuzaklar ve yapılan tahrikler her yanda hız kazanmaktadır. Bilinmelidir ki, Nevruz'u rezil emelleri için bir fırsat olarak kollayan, bölünmenin, ayrışmanın provalarını yapan, kanlı eylemlerinin üstünü insan hakları ve özgürlük kamuflajıyla kapatmaya çalışan mihrakların; Türk Milletinin birlikte ve kardeşçe yaşama konusundaki irade ve kararı karşısında, tükenmekten başka bir çareleri olmayacaktır!
Baharın müjdesini, zehirli eylemlerin ve küstahça meydan okumaların bir aracı olarak görenler ve buna içten içe destek olanlar mutlaka hak ettikleri cevabı alacaklardır. Beraber ağlayıp, birlikte gülen; bayram günlerinden, yas tutulan dönemlere kadar her şeyi birlikte paylaşan ve yaşayan aziz millet fertleri hiçbir şart altında ayrılıkçı emellere geçit vermeyecektir.
Son olarak devletimizin yetkili mercilerinin; bu kutlu bayrama gölge düşürmeye çalışacak, çeşitli provokatif eylemlerle milletimizin huzurunu kaçırmaya yeltenebilecek hainlere karşı gereken tedbirleri alması gerekir. Unutulmamalıdır ki toplumun birliğine ve beraberliğine kastedebilecek bu tür eylemlerin muhatabı doğrudan devletimizin yetkili organlarıdır. Özellikle üniversitelerde yapılanan bölücü grupların bu bayrama gölge düşürme amaçları boşa çıkarılmalıdır.
Türk’ün bayramını Türk'e zehir etmeye kalkanlara gerekli cevaplar devletimizin yetkili organlarınca verilmeli ve Nevruz Bayramı milletimiz içinde bir ayrıştırma vesilesi yapılmamalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle Türk Dünyasının ortak bayramı olan Nevruz Bayramını en içten dileklerimle kutlarım”