Son yıllarda artan, ‘şu ayeti şu kadar okursan temennin gerçek olur’ gibi yönlendirmelere Yakutiye Müftüsü Osman Yazıcı tepki göstererek, “Kur’an-ı Kerimi okumayı bir menfaat karşılığı yapmak, dünyalıklar için yapmak veya dünyevi bir şeyin gerçekleşmesi için okumak, Kur’an-ı asıl gayesi için okumamak demektir.” dedi
Kur’an-ı Kerimin ne için ve nasıl okunması gerektiğini anlatan Yazıcı, aydınlatıcı bilgiler verdi. Yazıcı, “Kur’an-ı Kerimi okumayı bir menfaat karşılığı yapmak, dünyalıklar için yapmak veya dünyevi bir şeyin gerçekleşmesi için okumak, Kur’an-ı asıl gayesi için okumamak demektir. Kur’an-ı’n asıl gayesini göz ardı etmek ve bilmemek demektir. Çünkü Kur’an-ı’n asıl hedefi insanın hem dünyasını hem de ahiretini kurtarmaktır; insan dünyadan onurlu, şerefli, gururlu ve ahirette Cenabı-ı Allah’ın ikramına mazhar kılmaktır. Kur’an-ı Kerimi okumak sadece ve sadece kitabın sayfalarını okumamaktan ibaret değildir. Kur’an-ı okumak kâinatı, insanı ve insanın kâinattaki yerini ile vazifelerini tespit etmek demektir. Yüce Rabbimiz, Peygamber Efendimize ilk emri indirdiğinde, İlk Kur’an ayetinde ‘Yaratan Rabbinin adıyla oku’ buyurarak daha var olmayan Kur’an-ı okumayı emretmiştir. İnsan neyi okuyacak; kendini, kâinatı ve Rabbini okuyacaktır. Kur’an’ı-ı okurken onu bütün bir hayatımız içinde okumalı, onu hayatımıza hâkim kılmalı, diğer bir ifade ile hayatımız Kur’an olmalıdır.” dedi.
‘KUR’AN-I DEĞERSİZLEŞTİRMEYİN’
Kur’an-ı Kerimi amacı dışında okunması durumunda değersizleşebileceğini söyleyen Yazıcı, “Kur’an okumak, anlaşılması için, bize rehber olması, bizi yönlendirmesi, bildiğimiz-bilmediğimiz bütün hayır ve sevaplıkları kazandırmak, bizi Rabbimizle birleştirmek, asla vazgeçmeyeceğimiz hayat kaynağımız için okumalıyız. Yüce Rabbimiz Kur’an’da ‘Ey iman edenler! Allah ve Resulü sizi hayat veren şeye çağırdığında ona uyun’ diye buyurmuştur. O şey ise Kur’an’dır. ‘Şu sureyi şu kadar sayıda okursanız şu hastalıktan kurtulursunuz, şu menfaate ulaşırsın gibi’ telkinler en yüce değer olan Kur’an-ı değersizleştirmektedir.” diye konuştu.
‘SALAVATI ŞERİFE BİR TİCARET MALI DEĞİDİR’
Peygamber Efendimizi anmak için söylenen Salavatı Şerife için bir menfaat unsuru olarak kullanıldığını dile getiren Yazıcı, “Bir diğer kaybı ise, Hz. Peygamber Efendimize Salavatı Şerife okumak ile ilgilidir. Peygamberimizi sevmeyi emretmektedir. Ona itaat etmenin Allah’a itaat etmek olduğu Kur’an’da ifade edilmektedir. Ümmet olan bizler Peygamberimize salat ve selam göndeririz. Çünkü bizler onu çok severiz. Onun sünnetleri ile dinimizi yaşarız, onun örnekliği ile iyi bir eş, baba, bir lider, kısaca iyi bir insan ve iyi bir Müslüman olduğumuzu biliriz. Bu sebeple, Peygamber Efendimizin her ismi anıldığında ona salavatı şerife getirmenin bir vazife olduğunu biliriz. Ancak, ‘Şu salavatı şu kadar kere okumak sizi şu sıkıntıdan giderir’ gibi ifadeler Salavatı Şerefinin faziletini, kıymet ve önemini bilmemektir. Sanki Salavatı Şerife veya Peygamber Efendimizin hadisi şerifleri pazarda satılan bir ticaret malına dönüştürmektir. Dünyamızı süsleyen bir eşya bir kazanç olarak algılanan Peygamber sevgisi, bir hastalık durumudur. Bu sevgi hiçbir dünyevi menfaat arzusu gözetilmeden doğrudan doğruya gönülden gelen, ruhumuzu arındıran bir sevgi ve samimiyete dönüşmelidir.” şeklinde konuştu.