Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''Hani 'Bu geçici bir hükümettir, tam da puslu havadır, puslu havalarda meydana çıkalım' diyen çakallar varsa hiç hesap etmesinler biz, onlara, o çakallara bırakmayız bu meydanları" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bakanlar Kurulunun geçici bir hükümet havasında çalışmayacağını belirterek, "Hani 'Bu geçici bir hükümettir, tam da puslu havadır, puslu havalarda meydana çıkalım' diyen çakallar varsa hiç hesap etmesinler biz onlara, o çakallara bırakmayız bu meydanları" dedi.
Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2013'ten 7 Haziran seçimine kadar olan süreyi değerlendirdi.
Türkiye'nin yükselişinden sonra ülkeye bir fetret dönemi yaşatmak, mümkünse diz çöktürmek, mümkün değilse sendeletmek, sendelemesi mümkün değilse kafa karıştırmak ama mutlaka hızını kesmek isteyenlerin olduğunu belirten Davutoğlu, "O günden bugüne neler yaşadık? Gezi olayları, dimdik durduk; 17-25 Aralık olayları dimdik durduk. Kobani olayları ve paralelci çetelerin, teröristlerin iş birliği halinde bütün o çevrelerin, bizden rahatsız olan, Davos ruhundan, Gazze'ye olan desteğimizden Suriyeli gençlere, Mısırlı gençlere sahip çıkmamızdan rahatsız olan büyük koalisyonla mücadele ede ede 7 Haziran seçimlerine girdik" diye konuştu.
AK PARTİ KADROLARININ DURUŞU
AK Parti kadrolarının diz çökmediğini, sendelemediğini ve kafalarının karıştırılamadığını vurgulayan Davutoğlu, "Yine bu çerçevede harekete geçenler, Ortadoğu'yu kana bulayanlar bizim bütün kardeşlik projelerimize bir zehir yumağı atabilmek için kardeşi kardeşe kırdırmak için harekete geçtiler. 7 Haziran seçimlerine bu psikoloji içinde girildi" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinden sonra İslam ve doğu coğrafyasında, mazlum milletlerin gönüllerinde hala Türkiye'nin bulunduğunu, buralarda yaşayanların dillerinde hala AK Parti'ye dua olduğunu söyledi. "Çünkü onlar biliyorlar ki AK Parti ayaktaysa, AK Parti Türkiye'nin kaderini şekillendiriyorsa onlar için bir umut vardır. Biz bu ümitlerin söndürülmesine izin vermeyeceğiz" diyen Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerine işbirlikçilerle ve onların arkasındakilerle mücadeleyle girdiklerini belirtti. Buna rağmen seçimlerde, en yakın rakiplerine yüzde 16 fark atarak, yüzde 41'le halkın en çok teveccüh gösterdiği parti olmayı sürdürdüklerini anlatan Davutoğlu, 7 Haziran'daki balkon konuşmasında da sonrasında da sıklıkla "Halkımızın bize verdiği mesaj her şeyin üzerindedir" dediğini hatırlattı.
Halkın, partilerine "Ben sizi Türkiye'yi yönetmeye muktedir bir kadro olarak görüyorum hala. Benim güvendiğim ve yönünü milletin yönü olarak gördüğüm parti AK Parti'dir. Ülke sorumluluğunu, yönetme sorumluluğunu ve ülke bir tehdide düşerse ona deva olma sorumluluğunu sana yüklüyorum" dediğini ifade eden Davutoğlu, bu mesajı alıp, başlarının üzerine koyduklarını, 7 Haziran'dan bu yana da ülke yönetme sorumluluğu anlamında AK Parti kadrolarından tek bir fire söz konusu olmadığını kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, "Karşı karşıya kaldığımız büyük meydan okumalar önünde, 'Biz geçici bir hükümetiz, şu kararları alırsak sonu ne olur' diye düşünmedik. 3 terörist odak, 3 terörist grup aynı yerden talimat alırcasına 20 Temmuz ile 23 Temmuz arasında Türkiye Cumhuriyeti'ne, halkımıza, kardeşimize karşı saldırıya geçtiğinde, hiç tereddüt etmedik. 'Kardeşliğimizi koruyacağız, bize tuzak kuranların tuzaklarını başlarında parçalayacağız' dedik ve en kapsamlı operasyonlara başladık" diye konuştu.
"ÜLKEYE HİÇBİR YÖNETİM BOŞLUĞU HİSSETTİRMEDİK"
Ekonomide de küresel krize karşı tedbirler aldıklarını belirten Davutoğlu, "Ne güzel bir tablodur ki evvelsi gün 13, 2 milyar Türk liralık 4,5 G ihalesi Türkiye'de gerçekleşti. Hani bir ümit 'Türkiye'de kriz çıkar diğer ülkeler gibi, Yunanistan gibi türbülans yaşanır da biz gelir AK Parti kadrolarından intikam alırız' diyen paralelciler ve diğerleri var ya, onlara rağmen biz diyoruz ki: Bu topraklardan güç alanlar, bu toprakları bereketlendirirler. Nerede ekonomik kriz olursa olsun, bu bereketli topraklarda biz onurlu bir şekilde yaşamaya devam ederiz" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, bu azimle ülkeye hiçbir yönetim boşluğu hissettirmediklerini ve hissettirmeyeceklerini belirterek, şöyle devam etti:"Bugün Sayın Cumhurbaşkanı'mıza arz edeceğim Hükümetle de geçici bir hükümet havasında çalışmayacağız. Hani 'Bu geçici bir hükümettir, tam da puslu havadır, puslu havalarda meydana çıkalım' diyen çakallar varsahiç hesap etmesinler biz onlara, o çakallara bırakmayız bu meydanları. Edirne'de zikretmiştim, baş şehirler baş verirler ama baş eğmezler. Büyük devletler, büyük milletler belki birçok saldırıyla karşı karşıya kaldıklarında kendi güçlerinde bir yeniden muhasebe ihtiyacı hissederler ama hiçbir zaman baş eğmezler. İşte bu yönetim anlayışını bugün kuracağımız kabineyle de devam ettireceğiz. Bu kabineyle sanki 4 yıl Türkiye'yi idare edecekmişiz gibi çalışacağız. Hiç bir şekilde bunu '1 Kasım'a kadar seçim kabinesidir, günü dolduralım, vakti geçirelim, kırmızı plakalı, ki birileri için çok kıymetli olabilir ama bizim için temsil bakımından kıymetlidir ama unvan ve makam bakımından halka hizmet yanında bir hiçtir, o plakalı arabalarda dolaşalım diye yürütmeyeceğiz.1 Kasım'a da girerken sanki 4 yıllık hükümet gibi çalışacağız. Milletimiz bu anlamda rahat etsin."
"BİZİM KURUCU DEĞERLERİMİZDE LÜKS VE ŞATAFAT YOKTUR"
Halkın AK Parti kadrolarına verdiği ikinci mesajın, "Kurucu ilkelerinize geri dönün" olduğunu belirten Davutoğlu, o değerleri yaşatmanın herkesin görevi olduğunu söyledi.
Kurucu değerlerinde lüks ve şatafat olmadığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Hayat standardını, siyasete girerek değiştirmiş olanların bizim aramızda yeri yoktur. Üzerindeki ceketi o dava için veren ve tek bir hırkayla dolaşmaya niyet edenlerin bu davada yeri vardır. Şu veya bu makama geldiğinde eşini, dostunu, akrabalarını oraya dolduranların bizim aramızda yeri olmadı, olmayacak. Sahip olduğu kamu görevinin üzerinden herhangi bir şekilde rant elde edenlere bu kapı hep kapalı oldu, kapalı olacak. Erdemliler hareketi olarak 2001'de hangi değerleri öne çıkardıysak onu savunacağız. Kongremizde de bu değerleri bir kez daha hatırlayacağız. Bu hareket bir 'ortak akıl hareketi' demişti Sayın Cumhurbaşkanı'mız partiyi kurarken. Bu hareket bir ortak akıl hareketi olmaya devam edecek."
"NEFSİMİZLE CİHAD DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Her siyasi harekette zamanla, güçten kaynaklanan yanlışlıklar, sapmalar, hatalar olabileceğine işaret eden Davutoğlu, "Dünya bizim bir imtihan dünyasıdır. Ama bu imtihan dünyasını bir lüks dünyası, bir şatafat dünyası haline getirenlere karşı da hepimiz önce büyük cihad, yani nefsimizle cihad demeye devam edeceğiz ve birbirimize bakacağız. Birbirimize hakkı tavsiye edeceğiz, gıybeti değil, dedikoduyu değil, birilerinin beklediği fitne hesaplarının partimize nüfuz etmesine yol açacak yanlış söylemleri değil, aksine kardeşliği ve gerektiğinde birbirine hakkı tavsiye eden açık yürekliliği aramızda yakınlaştıracağız" dedi.
Davutoğlu, 14 Ağustos AK Parti ruhunu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Halkın üçüncü mesajının "Gelin buluşun, konuşun, ülkede birlikte hükümet etme yollarına bakın' olduğunu aktaran Davutoğlu, "Biz bu mesajı da aldık başımızın üzerine koyduk. Ve dedik ki madem ki bu milli iradedir. Bakınız Sayın Cumhurbaşkanı'mız erken seçim kararı alana kadar, benim ağzımdan hiçbir yerde 'Erken seçim istiyoruz, öncelikli hedefimiz budur' diye bir söz çıkmadı. Çünkü biz halka görev veremeyiz, halka emredemeyiz. Halka 'Sen yanlış yaptın hatanı düzelt, benim kadrimi kıymetimi bilmedin, tekrar sandığa gel' diyemeyiz. Halk ne demişse doğru demiştir, ne yapmışsa doğru yapmıştır" diye konuştu.
"AK Parti aslında seçime oynuyordu da adım adım hatta bu terör operasyonlarını bile seçim için yaptı" diyenleri "vicdansız" olarak niteleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:"Alsınlar arşivlere baksınlar, şu 2,5 aylık. Hani onların zihinleri, hafızaları Malazgirt'e kadar gidecek derinliğe sahip değildir. Kosova'ya ulaşamaz onların hafızası. Hatta 30 Ağustos Zafer İstiklal Harbi'ne de ulaşamaz ama herhalde 7 Haziran'dan bu yana ne olduğuna ulaşabilir, o kadar hafızaları bari vardır. 7 Haziran akşamı biz balkondan milletimize 'Merak etmeyin, mesajımızı aldık, gereğini yapacağız, hükümet için her ihtimale ve hükümet kurmak isteyen herkese kapımız açıktır' derken aynı saatlerde, biraz sonra Sayın Bahçeli, 'Şunlar, şunlar hükümet kursun ama biz bu işte yokuz, ülkeye ne olursa olsun biz ana muhalefet görevi üstlendik' diye gayet öfkeli bir yüz ifadesiyle başkalarına rol biçip, kendini dışarıda gözlemci statüsüne çevirdi ve ondan 3 gün sonra da '15 Kasım'da seçime hazır olun' dedi. Biz miydik seçim isteyen, yoksa Bahçeli miydi? Şimdi seçimden kaçan Bahçeli mi seçim istedi, biz mi seçim istedik. Herkes vicdanına sorsun."