ERZURUM
Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından “Diyanet Konferansları” çerçevesinde gerçekleştirilen “Mevlana’nın Çağımıza Mesajları” konulu konferans, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
ERBAŞ’IN SUNUMU
Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, konferans öncesi yaptığı açılış konuşmasında, alanında yetişmiş ilim adamlarının bilgi, birikim ve tecrübelerinden başkanlık personelinin istifade edebilmesi için her ay bir konferans düzenleyeceklerini söyledi.
Hz. Mevlana’nın vuslat yıldönümü olması sebebiyle konferanslar serisine Hz. Mevlana ile başlamayı uygun bulduklarını belirten Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz’ın Mevlana ve tasavvuf konusundaki önemli çalışmaları ve kıymetli eserler vermesi nedeniyle konu ile ilgili ülkemizdeki en yetkin isimlerden biri olduğunu kaydetti.
YILMAZ’IN KONUŞMASI
Daha sonra kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz konuşmasına , Osmanlı devrinde zirveye ulaşan ve günümüzde halen varlığını sürdüren sevgi, barış ve hoşgörü medeniyetinin temellerinin Hz. Mevlana tarafından atıldığını söyleyerek başladı.
TARİHİ ŞAHSİYETLER
Tarihi şahsiyetlerin üçe ayrıldığını belirten Başkan Yardımcısı Yılmaz, “Bunlardan ilki, sadece yaşadığı çağı aydınlatan şahsiyetlerdir. İkincisi, yaşadığı çağda pek bilinmeyen ancak ölümünden sonra kıymeti anlaşılan büyüklerdir. Üçüncüsü ise hem yaşadıkları çağda hem de ölümünden sonra yaşantısı ve eserleriyle hem çağına, hem de asırlar sonrasına ışık tutan ve insanların gönlünde taht kuran şahsiyetlerdir. İşte Mevlana bunlardan biridir” diyerek Mevlana’nın İslam kültüründeki önemine dikkat çekti.
Mevlana’nın büyüklüğünün yaşadığı çağın şartlarıyla da doğru orantılı olduğunu kaydeden Başkan Yardımcısı Yılmaz, Mevlana’nın “Mesnevi” adlı eseriyle Haçlı Seferleri’ni 500 yıl boyunca durdurduğunu söyledi.
YILMAZ’IN VURGULARI
Başkan Yardımcısı Yılmaz, şöyle devam etti: “13. Yüzyılda, Batı’dan gelen Haçlı Seferleri’nin taş üstünde taş bırakmadığı, Doğu’dan gelen Moğol İstilası ile Anadolu topraklarının savrulduğu, kavrulduğu, Anadolu’da ise çeşitli isyanların ve taht kavgalarının sürdüğü bir ortam vardı. Mevlana işte böyle bir zaman diliminde gelerek, insanlara ümit aşıladı, ufuk ve hedef gösterdi, ebedi olana yaklaşmanın ve sevginin temsilcisi oldu.”
Mevlana gibi büyük mütefekkirlerin ait oldukları kültür ve ülkeyi tanıtmada da önemli bir rol üstlendiğini belirten Başkan Yardımcısı Yılmaz, Mevlana’nın 1999 yılında Time Dergisi tarafından yapılan ankette yüzyılın en çok tanınan ve sevilen sufisi seçildiğini hatırlattı. “Mesnevi, düşünceleriyle yaşadığı çağı ve eserleriyle toplumumuzu gergef gergef işleyen en önemli kaynak olmuştur. Mevlana, Osmanlı İmparatorluğu’nda farklı din mensuplarına gösterilen sevgi ve hoş görünün temelini atmıştır” diyen Başkan Yardımcısı Yılmaz, bugün de bizi biz yapan değerlere dönülmesi gerektiğini belirterek, tarihimizdeki önemli şahsiyetlerin eserlerinin yeni bir gözle ve yeniden okunması gerektiğini vurguladı.