AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Yeni Şafak'ta 'Fitneye dikkat' başlığıyla kaleme aldığı köşe yazısında, geçmişte AK Parti'ye destek verip de şimdilerde ise AK Parti'ye karşı duranlara 'ders' niteliğinde dostane uyarılarda bulundu: "Bizi yok etmek için pusuya yatmış düşmanlarımızın değirmenine su taşıyacak eleştirilerden kaçınmamız gerekir"
Fitnenin pusuya yattığı ve fitnecinin her türlü kılık altında aramızda dolaştığı bir dönemde herkesten daha fazla buna dikkat edelim, ikazında bulanan Metiner asıl vurguyu yazısının son bölümüne saklamış: "Kendi cemaat liderimize söylenmemesi gerektiğine inandığımız sözlerin, yapılmaması gerektiğine inandığımız eleştirilerin siyasi lidere de söylenmemesi ve yapılmaması gerektiğine inanmalıyız."
İşte o yazının tamamı:
Yeryüzü bir imtihan alanıdır.
Her birimiz sadece yapıp ettiklerimizden dolayı değil söylediklerimizden dolayı da hesaba çekileceğiz.
Burası bir imtihan yurdudur dostlar.
Ve fitne, en büyük imtihanlardan biridir.
Fitnenin bir anlamının da imtihan olması boşuna değildir elbet.
Her birimiz fitne karşısında sınavdan geçiyoruz.
Aramıza fitne koymak isteyenlerin var olduğuna/ var olacağına inanıyorsak bu imtihan konusunda her birimiz daha bir duyarlı davranmak zorundayız.
Hata aramak istiyorsak her birimiz pekala bir diğerinde hata bulabilir.
Eleştirmek istiyorsak her birimiz bir diğerimizin bir açığını bulabiliriz.
Bilesiniz ki dostlar eleştirmek için hata arayanlar veya suçlamak için bahane arayanlar inanç vadisinde sınıfta kalanlardır.
Bizim öğretimizde günahı faş etmek yoktur.
Bizim inancımızda ayıbı ve eksiği örtmek vardır.
Dahası, bizim ahlak anlayışımızda bir diğer kardeşimizin eksiği ve noksanı üzerinden yükselmek yoktur.
Tenkit/eleştiri lütufla yapılır.
Hz. Hüseyin efendimize atfedilen bir anekdotta olduğu gibi.
Yanlış abdest aldığını gören Hz. Hüseyin efendimiz o kişinin yanına edeple sokulur ve der ki: 'Rica etsem abdest alırken dikkat eder misiniz: Acaba doğru alıyor muyum almıyor muyum?'
O kişi yanlışını o vesileyle öğrenir.
Yöntemimiz böyle olmalı dostlar.
Bizi yok etmek için pusuya yatmış düşmanlarımızın değirmenine su taşıyacak eleştirilerden kaçınmamız gerekir.
Onlarla aynı eleştiri/suçlama kulvarına kendimizi yerleştirdiğimiz gün oturup düşünmeliyiz.
Çünkü o yol bizim yolumuz değildir.
Bilelim ki ey dostlar, ne zamanki güçlenip iktidar sahili olmuşsak, düşmanlarımız birimizi diğerine karşı kullanmak istemişlerdir.
Dün böyle olmuştur.
Bugün böyle oluyor.
Yarın da böyle olacaktır.
O yüzden aramıza bozgunculuk ve bölücülük sayan herkes konusunda duyarlı olmalıyız.
Birimize düşman olan bilesiniz ki ey dostlar ötekimizin dostu değildir.
Birimizden yana görünüp ötekimize düşmanlık yapanlar unutmayınız ki dostlar asıl bizim de düşmanlarımızdır.
Başka türlü bizi birbirimize nasıl kırdırabilirler, aramıza nasıl fitne salabilirler, oturduğumuz her yerde birbirimize karşı kırıcı sözler söylememizi nasıl sağlayabilirler?
Rabbimiz'in uyarılarını zinhar unutmamalıyız dostlar.
Rabbimiz'in uyarısını mealen hatırlatmanın tam yeridir:
'Sakın birbirinizle didişmeyin/çekişmeyin/çatışmayın. Yoksa devletiniz/gücünüz/kudretiniz gider.'
Sahi dostlar biz Kitab'ı okumuyor muyuz, okuduğumuz uyarıların bizim için taşıdığı anlamın farkına mı varmıyoruz?
Özellikle de bugünlerde…
Allah'ın hepimize onca zorlu günlerden sonra bahşettiği iktidar nimeti dururken o birilerinin nasıl aramızı bozmaya çalıştığını görmezsek korkarım ki Allah'ın azabına hep birlikte dûçar oluruz.
Unutmayalım dostlar her türlü iktidar hem bir nimettir, hem bir imtihandır.
O nimetin kıymetini bilmezsek, o nimetin hepimizin çabası sonucunda Allah tarafından bahşedildiğini unutursak, yandığımızın resmidir!
Peygamber'in ordusunda çıkan fitneyi hatırlayın.
Peygamber'in pak zevcesi Hz. Aişe için o ahlaksız iftirayı ortalığa saçarak fitne yaratmak isteyenlerin suret-i haktan nasıl göründüklerini hatırlayın.
Mescid-i Dırarları hatırlayın.
Hatırlayalım hep birlikte dostlar!
Birbirimizi eleştirelim/tenkit edelim, eyvallah!
Uyarı boynumuzun borcudur çünkü.
Ama dostlar zinhar düşmanımızın eleştiri mantığını kuşanmayalım.
Dört bir taraftan iktidarımızın alaşağı edilmek istendiği, bu davayı büyük bir inanç ve cesaretle omuzlayan liderimizin itibarsızlaştırılmak istendiği bir dönemde düşmanlarımızın değirmenine su taşıyacak eleştirilerden sakınalım.
Onların vurduğu dönemde birbirimizi vurmayalım.
Varsa eleştirilerimiz başka zamana bırakalım.
Fitnenin pusuya yattığı ve fitnecinin her türlü kılık altında aramızda dolaştığı bir dönemde herkesten daha fazla buna dikkat edelim.
Her doğruyu her yerde ve her zaman söylemenin doğru olmadığını/olmayacağını da sakın unutmayalım.
Bir kendi aramızda her türlü eleştiriyi yapabiliriz/yapmalıyız dostlar, ama o birilerinin hepimizin ortak çabasıyla oluşmuş iktidar nimetini yok etmek için uğraştığı bir dönemde ferasetli davranmalıyız.
Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi kardeşlerimize yapmamalıyız.
Arabulmak varken arabozanların bizden olmadıklarını bilelim.
Kendi cemaat liderimize söylenmemesi gerektiğine inandığımız sözlerin, yapılmaması gerektiğine inandığımız eleştirilerin siyasi lidere de söylenmemesi ve yapılmaması gerektiğine inanmalıyız.
Bilesiniz ki ey dostlar, birimize düşmanlık için dilini kullananlara kendi sayfalarımızı ve ekranlarımıza açarsak fitneye de sebebiyet vermiş oluruz.
Bunun düşünce özgürlüğüyle bir alakası yok.
Bizler fitneye sebebiyet verecek söz ve davranışlardan kendimiz kaçınacağımız gibi bunu meslek edinenleri de çevremizde tutmamak gerektiğine inanmalıyız.
Varsın başkaları ne derse desin, ama biz kardeşliğimizi bozmaya, aramıza fitne sokmaya çalışanlara yüz vermemeliyiz dostlar!
Benim de bir başkaları için söyleyecek çok sözüm var.
Ama kaçınıyorum.
Korkuyorum.
Çünkü fitnenin katilden beter olduğuna inanan bir anlayışın mensubuyuz.
O birilerinin değer verdiğimiz büyüklerimize ahlak ve edeple bağdaşmayan eleştiriler/suçlamalar getirmeleri hepimizi rahatsız etmelidir dostlar!
Malum güç odaklarının birimizi tutup birimizi vuran siyasetinin aslında hepimizin gücünü berhava etmeyi amaçlayan bir fitne siyaseti olduğunu unutmamalıyız.
Diyorum ki dostlar: Hem Allah'ın verdiği iktidar nimetinin kıymetini bilelim, hem de birbirimizin!
Aksi halde hem bu dünyada hem öte dünyada hüsrana uğrayanlardan oluruz vesselam.