Zeytin Dalı Harekatı sırasında teröristlerin hain saldırısıyla ağır yaralanan gazi Piyade Üsteğmen Özgür Ocak, henüz tedavisi devam ederken üniformasını giyerek göreve başladı. Tüm gazilere örnek olup güçlü bir duruş sergileyen Ocak, “Devletime ve TSK’ya hizmet etme inancı benim en büyük motivasyon kaynağım oldu” dedi.
Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı sırasında 10 Şubat 2018 tarihinde 1027 rakımlı tepede terör örgütü ile yapılan çatışmada sağ bacağını kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli Piyade Üsteğmen Özgür Ocak (33), gazilik unvanıyla görevine geri döndü. Metehan ve Göktürk adında iki oğlu olan Üsteğmen Ocak, Silahlı Kuvvetler Spor Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında günlük sporunun ardından basın mensuplarıyla bir araya geldi. Terör saldırısı sonucu sağ bacağını kaybeden Üsteğmen Ocak olay anıyla ilgili, “10 Şubat 2018 tarihinde Zeytin Dalı Harekatı’nda 1027 rakımlı tepede bölücü terör örgütü ile çıkan temas sırasında bir patlama oldu. Bu patlama sonrasında gözümü ilk açtığımda bacağım ve parmaklarım yoktu. Vücudumun çeşitli yerlerine gelen şarapneller sebebiyle yaralandım. Durumum biraz ağırdı. İlk müdahalemi kendim yaptım. Bacağıma hemen bize öğretilen şekilde turnike yaptım ve yerde duran parmaklarımı cebime koydum. Daha sonra bölgeden tahliyemi istedim. Sıhhiyeci personelim müdahalelerimi yaptıktan sonra kahraman silah arkadaşlarım ve pilotlarımız sayesinde muharebe alanından tahliye edildim ve hayata tutundum. Kırıkhan Devlet Hastanesi ve Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde yapılan müdahalelerle hayata tutundum” ifadelerini kullandı.
“Ayakta olmamın en büyük nedeni milletimin duaları”
Olayın yaşandığı an acı hissetmeyerek önce emir komutasındaki personelini düşündüğünü anlatan Ocak, “TSK personeli devleti için birçok şeyi göze alır, biz öyle yetiştik. Ağır bir hasar aldım ama kesinlikle o an bir acı duymadım. İnancınızdan kaynaklı bir acı duymuyorsunuz. Öncelikle kendi emir komutanızdaki personelinizin durumunu merak ediyor ve anlamaya çalışıyorsunuz. Devletin verdiği yüksek imkanlar sayesinde ve milletimin dualarıyla komutanım ve silah arkadaşlarımın da destekleriyle gazilik onurunun vermiş olduğu yüksek motivasyon sayesinde 11 aylık süreçte sağlığıma ve görevime kavuştum. Devlet, beni bir an olsun yalnız bırakmadı. Devletime ve TSK’ya hizmet etme inancı benim en büyük motivasyon kaynağım oldu” diye konuştu.
Malulen emekliliği seçmeyerek görevi başına dönen ve üniformasını giyen Ocak, TSK’da silah arkadaşlığının kardeşlikten öte olduğunu belirtti. Birliğine döndüğünde arkadaşları ve komutanlarının sevindiğini anlatan Ocak, “Ben de tekrar görevde olduğum için çok mutluyum. Üç şeyin hakkı ödenmez; anne, baba ve devletin hakkı asla ödenemez. Ben devletin hakkını hiçbir zaman ödeyemem. İki tane oğlum var Metehan ve Göktürk, 28 aylıklar. Bu zor süreçte bana yardımcı oldular. İnancımı ve motivasyonumu asla kaybetmedim. Yaşama umudumu ve azmimi kaybetmedim. Ben inanıyordum. Ayakta olmamın en büyük nedeni devletimiz ve milletimin dualarıdır” şeklinde konuştu.
Terörle mücadele eden TSK personeli, şehit yakınları ve gazilere seslenen Ocak, “TSK personeli, her zaman vatanının bölünmez bütünlüğü, devletinin bekası ve milletinin huzuru için canını feda etmeye hazırdır. 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde atalarımıza yakışır şekilde hendek operasyonları, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’nda olduğu gibi her türlü göreve hazır olacaktır” mesajını verdi.