İçişleri Bakanı Efkan Ala, HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusuyla ilgili, "Meclis gerekeni yapacaktır" dedi. Bakan Ala, çözüm sürecinde geri çekilmelerin durmasını istikrarsızlık kaygısı olarak nitelendirdi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, temaslarda bulunduğu memleketi Erzurum'da Kardelen TV'de yayınlanan Farklı Bakış programına konuk oldu. Deniz Gez'in moderatörlüğünü yaptığı Farklı Bakış'ta İHA Erzurum Bölge Müdürü Ayhan Türkez ve Gazeteci Yazar Esat Bindesen'in sorularını yanıtlayan Bakan Ala, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
"HALK DEMOKRASİNİN ÖNÜNE KAZILAN ÇUKURLARI GÖRÜYOR"
Geçtiğimiz günlerde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Sur'a yürüyüş çağrısını değerlendiren Ala, "Halk demokrasinin önüne kazılan çukurları görüyor" diyerek, çağrıyı yapanlara tepki gösterdi. Bakan Ala, "Bu bir provokasyondu. 'Bunu yapanlar sonuçlarından sorumludur' dedim. Aynı sözleri tekrar ederim. Vatandaşların bu çağrıya uymamaları, bunu reddetmemeleri bizim insanımızın mahşeri vicdanını gösterir, ferasetini gösterir. Biz hep milletimizin ferasetine, vicdanına güvendik. 'Millet ne kadar verirse doğru yapar' dedik. Biz bunu hep böyle konuştuk. 'Biz 7 Haziran seçimlerinden sonra da ders almalıyız' dedik. Ama bazıları ders alacağına ders vermeye kalkışıyor. Millet irfanıyla hepsi üniversite mezunu olmayabilir ama ariftir. İrfanıyla ferasetiyle çoğu alimim diyen insanın göremediği, önündeki çukuru göremeyen profesörlerin olduğu bir ülkedeyiz. Milletimiz memleketin önüne kazılan çukuru da demokrasinin önüne çakılan çukuru da görüyor ve tavrını koyuyor" ifadelerini kullandı.
"SİYASET BUNUN NERESİNDE?"
HDP'nin siyaset anlayışını eleştiren Bakan Efkan Ala, "Vatandaşlara gidiyorsunuz. Diyorsunuz ki 'Oy verin. Reyinizi bize kullanın biz de problemlerinizi çözeceğiz.' Siyasetçiye düşen seçimden sonra vatandaşın problemlerini çözmektir. Vatandaşın problemlerini çözme ona problem çıkaranların arkasında dur, sokağını yaşanmaz hale getirenlerin arkasında dur, vatandaşın çocuğunu çukurların arkasında devletin güçlerine silah sıkmaya çağır, onu destekle, ona şemsiye ol sonra da vatandaşı sokağa çağır. Vatandaş demez mi bu nasıl bir anlayış, bu ne biçim bir siyaset. Siyaset bunun neresinde? Yani oy dedin verdik, belediye dedin verdik e problem var çöz. Problemi ağırlaştıracak şekilde vatandaşı sokağa çağırıyorsun. Vatandaş o zaman demez mi 'Beni neden sokağa çağırıyorsun. Ben sana sandıkta oy verdim'" diye konuştu.
"KİMSE ÇOCUĞUNUN TERÖRİST OLMASINI İSTEMEZ"
Ala, terör olaylarının yaşandığı bölgelerde belediyelerin iş makineleriyle hendekler kazdığını hatırlatarak, "Kimse çocuğunun terörist olmasını istemez. Demirtaş'ın çağrısını halk haklı olarak reddetti. Bölgedeki vatandaşlarımız şunu söylüyor. AK Parti iktidar oldu, yol getiriyor, istihdam yapıyor, hastaneleri yapıyor, okulları yapıyor, kültürümüzün önündeki sorunları kaldırıyor, ana dili konuşamazken üniversitelerde bölüm açıyor, dinin önünde engeller varken başörtülü bakanlarımız oluyor, bunu yapıyor. Oy verdiğimiz insanlar bu hizmetleri veriyor, size oy verdik sokağa çukur kazdınız, içine bomba yerleştirenlerin arkasında durdunuz. Çukuru da belediyenin araçlarına kazdırdınız, parası da Ankara’dan geliyor. Bunu vatandaşlar soruyor. Beni neden sokağa çağırıyorsun demez mi. Dedi işte, diyor. Çünkü hiç gidip de sandıkta oy veren insanlar kendi çocuklarının terörist olmasını istemez. O çukurun arkasında durmak istemez. Onların da belediye başkanı olmasını ister, onların da mühendis olmasını ister, onun da doktor olmasını ister. Türkiye'nin geleceğine yön vermek ister. Hangi anne baba çocuklarının terörist olmasını ister. İşte böyle olunca vatandaş da böyle tepkisini koyar. Siyaset sorumluluk gerektirir. Siyaset çözüm için vardır. Problemleri ağırlaştırmak için değil. Zaten adamın sokağını berbat etmişsin bir de vatandaşı o sokağa çağırıyorsun. Bunun siyasi mantık neresinde. Onun için vatandaş irfanıyla bunun üstünü çizer" ifadelerini kaydetti.
"MİLLET, TERÖRİSTE DESTEK VER DİYE OY VERMEDİ"
Geçtiğimiz günlerde TBMM'de gezi olaylarının PKK'nın çekilmesini durdurduğu yönündeki konuşması sebebiyle CHP'lilerden tepki gören Bakan Ala, bir kez daha sözlerini tekrar etti. Bölgede bir dönem kendisinin de görev yaptığını hatırlatan Bakan Ala, geri dönüşlerin Gezi Olaylarıyla sona erdiğini söyledi.
Bakan Ala, "Bizim 2002'den beri yaptığımız işler oradaki vatandaşların devlete güvenini artırmıştır. Biz orda çeteleri de temizledik, devlet vatandaş arasındaki ilişkiyi çok seviyeli bir hale getirdik. Sosyal yönden siyasal yönden kültürel ekonomik yönden atmamız gereken adımları attık. Ben oralarda da görev yaptım. Tunceli Vali Yardımcılığı, Batman ve Diyarbakır Valiliği yaptım. Oradaki vatandaşlarımız Türkiye'nin geleceğine umutla bakan vatandaşlar. Ve biz vatandaşla terörist ayrımını hep yaptık. O vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini statükoyu karşımıza alarak mücadele ederek vatandaşa güvenerek bunları yaptık. Bakın orada iki parti var. Keşke başka partiler de olsa. Biz bütün bu gelişmeleri sağladık ve bir yere getirdik" dedi.
"TÜRKİYE'DE BİR İSTİKRARSIZLIK MI OLUYOR DİYE GERİ ÇEKİLMELER DURDU"
Bakan Ala, konuşmasına şöyle devam etti:
"Daha önce de belirtmiştik. Tüm enstrümanları kullandık. Uluslararası arenalarda çağrılar yaptık. 'Terör örgütlerinin arkalarından çekilin' dedik. Sonra devletin kendi içindeki mekanizmaları devreye soktuk ve birkaç proje uyguladık. Bir yere kadar geldik. Bunların tamamının iki hedefi vardı. Teröristler silahlarını bırakacaklar ve üzerine betonu dökecek ve Türkiye bir çözüm üretecek. Ve bu bir yere kadar gelmişti. 8 Mayıs 2013'te geri çekilme çağrısı yapıldı ve bırakıp çıkıyorlardı. Yüzde 20'si kadar çekildiler. 20 gün sonra hiçbir şey yokken gezi olaylarını başlattılar. Gezi olaylarında kimin işin içinde olduğunu biliyorsunuz. Kimlerin bağırdığını biliyorsunuz. Gezi olaylarındaki o manzarayı görence Türkiye'de bir istikrarsızlık mı oluyor diye çekilmeyi durdurdular. İstikrar tüm meseleleri çözer. Eğer bu atmosferi kaybederseniz bırakın problem çözmeyi hiç olmayan problemleri bile çıkar ortaya. En önemli husus istikrardır. Fakat biz tekrar mücadeleler verdik ve her zaman terörle mücadele devam etmiştir. Yöntemler farklı olabilir."
"DOKUNULMAZLIKLARLA İLGİLİ MECLİS GEREKENİ YAPACAKTIR"
HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde soruya cevap veren Bakan Efkan Ala, "Meclis gereğini yapacaktır" dedi. Bakan Ala, HDP'li vekilleri eleştirerek, "Bu çok açık. Eğer milletvekili milletin yanında duracakken, gidip de teröriste yardım ediyorsa o kadar canımızı şehit eden intihar bombacısının evine taziyeye gidiyorsa bunun izahı yoktur. Millet vekaletini kendi problemlerini çözsün diye verir. Kimse teröristlerle birlik olsun diye vekalet vermez. O yüzden milletin hissiyatı elbette mevcut kararına yansıtacaktır. Onun bir prosedürü var. Hukuksal prosedürü meclise geldiği zaman değerlendirilir. Meclis, milletin hissiyatıyla karar verecektir. 550 vekilin verdiği söz topyekun teröre karşı durmaktır. Hangisi teröre destek vereceğim diyerek oy aldı. Bu insanlık suçudur. Büyük rezalettir. Bunun yanında bir milletvekili olamaz" şeklinde konuştu.