Milli Savunma Bakanlığı, terörle mücadele operasyonları kapsamında 4 Nisan tarihinden bugüne kadar 154 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
MSB Halkla İlişkiler Daire Başkanlığınca bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bakanlıkta düzenlenen toplantıda Muhabere Albay Tamer Zincir, teröristle mücadele harekatı kapsamında, 24 Temmuz 2015’den bu güne kadar 15 bin 97 teröristin etkisiz hale getirildiğini, bunlardan 7 bin 885’inin yurt dışında etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Zincir, Seriberi Üs Bölgesine teröristlerce düzenlenen saldırı sonucu kaçan teröristlerin yerlerinin tespit edilmesi neticesinde Irak kuzeyine hava harekatı düzenlendiğini ve teröristlerin önemli bir bölümünün etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
Zincir, Irak’ın kuzeyindeki Zap bölgesine dün düzenlenen hava harekatında 14 teröristin etkisiz hale getirildiği açıkladı.
"154 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ"
PKK/KCK terör örgütüne karşı yurt içinde ve Irak’ın kuzeyinde kararlılıkla ve taarruz anlayışı ile yürütülen operasyonlarda 4 Nisan tarihinden bugüne kadar 154 teröristin etkisiz hale getirildiğini kaydeden Zincir, operasyonlarda teröristler tarafından kullanılan 118 silah mevzi, sığınak, barınak, mağara ve deponun da imha edildiğini kaydetti.
FETÖ/PDY ile mücadelenin belirlenen müşterek kıstaslar çerçevesinde kararlılıkla devam ettiğine dikkat çeken Zincir, konuya ilişkin şunları söyledi:
“15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar toplam, 16 bin 540 personel hakkında ihraç işlemi gerçekleştirilmiş, 6 bin 154 personel hakkında adli ve idari süreç devam etmektedir. OHAL’in kalkmasından bugüne kadar bakan onayı ile bin 425 personel hakkında ihraç işlemi gerçekleştirilmiş, 150 emekli personelin rütbeleri geri alınmıştır.”
Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde bir taraftan güvenlik tedbirlerinin uygulanması, diğer taraftan da günlük hayatın normalleşmesi çalışmalarına devam edildiğini belirten Zincir, şu bilgileri verdi:
“Bu kapsamda DEAŞ ile mücadelemize yönelik Doğal Kararlılık Harekatı sitesinde yeni yayımlanan değerlendirmede; Ülkemizin, DEAŞ’la mücadelede tüm planlamalara iştirak ederek, bu planların gerçekleştirilmesine yönelik gerekli tüm tedbirleri aldığı, koalisyonun DEAŞ’la mücadelesinde büyük bir rol oynadığı, bu çerçevede; DEAŞ’ın finansman ve örgüt üyesi toplama imkanlarını azaltmak, yerinden edilmiş Suriyelilere barınma ve yardım sağlamak suretiyle Küresel Koalisyona büyük bir katkı sağladığı ifade edilmektedir. Ayrıca sitede yer alan değerlendirmede ülkemizin sağladığı askeri katkılar olarak; 2 bin 15 kilometrekarelik alanı DEAŞ’tan temizleyerek güvenli bir bölge oluşturduğu, Fırat Kalkanı Harekatı ile yaklaşık 3 bin DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirdiği, belirtilmiş; bu kapsamda sağlanan diğer askeri katkılara ayrıntılı olarak yer verilmiştir. İlgili bakanlık/kurum/kuruluşlarla koordineli olarak yürütülen bu çalışmalar neticesinde 322 bin 762 Suriye vatandaşının gönüllü olarak evlerine dönmesi sağlanmıştır.”
ZEYTİNDALI OPERASYONU
İcra edilen operasyonlarda bugüne kadar 4 bin 612 teröristin etkisiz hale getirildiği Zeytin Dalı Harekat bölgesinde ise diğer kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak hayatın normale dönmesi çalışmalarına devam edildiğine dikkat çeken Zincir, “Bölge halkının emniyeti kapsamında devam eden faaliyetler çerçevesinde, TSK birlikleri tarafından, bir yandan özellikle kırsal alanlarda ve dağlık kesimlerde operasyonel faaliyetlere devam edilirken, diğer yandan mayın ve EYP temizleme çalışmaları sürdürülmektedir. Bugüne kadar 299 adet mayın ve bin 708 adet el yapımı patlayıcı tespit edilerek imha edilmiştir. Huzur ve istikrarın büyük oranda tesis edildiği ve halkın terör örgütünün zulmünden ve baskısından kurtulduğu Zeytin Dalı Harekat bölgesinde terör örgütü PKK/YPG tarafından huzuru bozma amaçlı saldırılar cereyan etmektedir. Gerek Fırat Kalkanı Harekat alanı gerekse Zeytin Dalı Harekat alanında bu terörist eylemlere karşı bölgedeki birliklerimiz tarafından elde edilen istihbari bilgilere dayanan, saldırı ve tacizlerin yapıldığı temas hattı boyunca operasyonlara aralıksız devam edilmektedir. Özellikle Tel Rıfat bölgesinden Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekât Alanlarına yönelik terör örgütü tarafından yapılan saldırılara bölgedeki unsurlarımız tarafından meşru müdafaa kapsamında gerekli cevap verilmektedir” açıklamasında bulundu.
Tel Rıfat’tan güvenlik güçleri unsurlarına olan saldırıları önlemek ve bölgede istikrarı temin etmek maksadıyla önceden varılan mutabakat çerçevesinde şu ana kadar Türk Silahlı Kuvvetleri ve Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri unsurları tarafından 8 bağımsız/koordineli devriye faaliyetinin icra edildiğini kaydeden Zincir, “Soçi Mutabakatının uygulanmasına yönelik çalışmalarımız provokasyonlara rağmen Rusya Federasyonu ile koordineli olarak başarıyla devam etmektedir. Sürdürülen gayretler neticesinde, bölgeden yaşanabilecek yeni göçlerin engellenmesi de temin edilmiştir. 3.5 milyon insanın yaşadığı bölgeden meydana gelebilecek bir göç dalgasının sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacağı, tüm dünyayı etkileyebileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenle tüm ülkelerin bölgedeki barış ve çatışmasızlığın devamı çabalarına desteği önem arz etmektedir.
Söz konusu mutabakat çerçevesinde, birinci milli devriye faaliyeti 8 Mart 2019’da gerçekleştirilmiş, bu güne kadar toplam 35 millî devriye faaliyeti icra edilmiştir. Devriye faaliyetlerinin İdlib’te ateşkesin muhafazası ile bölgede barış ve istikrarın tesisinin devamlılığına olumlu katkı sağladığı değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde şartlar uygun olduğu takdirde koordineli ortak devriye icrası konusunda mutabakat sağlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü zorluğa rağmen bölgede huzur ve istikrarın sağlanmasına yönelik faaliyetlerine büyük bir azim ve kararlılıkla devam etmektedir. Bu süreçte, silahtan arındırılmış bölgedeki faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından, rejimden kaynaklı ateşkes ihlallerinin engellenmesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda, Rusya Federasyonu ile yapılan görüşmeler devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
"ABD İLE GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDİYOR"
Zincir, açıklamalarına şöyle devam etti: “Münbiç’teki faaliyetlerimiz, ABD ile yapılan çeşitli seviyelerdeki temaslar neticesinde belirlenen Münbiç yol haritası ve güvenlik prensipleri doğrultusunda yürütülmektedir. Bu kapsamda önceden tamamlanan 68 bağımsız/koordineli devriyeye ilave olarak, 1 Kasım 2018’den itibaren bugüne kadar 19 Müşterek/Birleşik devriye icra edilmiştir. Münbiç yol haritasının devamını ve ABD bölgeden çekilmeden önce de tamamlanmasını bekliyoruz. Arzu ettiğimiz gelişme henüz sağlanmış olmamakla beraber, ABD ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Münbiç’teki amacımız ve haklı beklentimiz; PKK/YPG’nin tamamen Münbiç’i boşaltması, ağır silahlarının toplanması, şiddete yönelik eylemler yürüten gruplardan arındırılarak bölgenin güvenliğinin ve istikrarının sağlanması, bölge yönetiminin; halkının yüzde 90’ı Arap olan Münbiçlilere devredilmesi ve Suriyelilerin evlerine dönmesidir. Bölge halkı da PKK/YPG terör örgütünün zulmünden oldukça rahatsızdır. BM raporlarına dahi yansıdığı üzere, terör örgütü, insanların eğitim ve diğer temel haklarına kastetmektedir. Bu çerçevede bölge halkı da sorunların Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekat bölgelerinde olduğu gibi Türkiye tarafından çözülebileceğini bilmekte ve beklemektedir. Münbiç Rejim kontrolünde olduğu sürece Türkiye’de misafir olan Münbiçlilerin güvenlik endişeleri nedeniyle geri dönüşlerinin mümkün olmayacağı, bölgenin Türkiye’nin kontrolünde olmasının Münbiçlilerin geri dönüşlerine de imkan sağlayacağı öngörülmektedir.”
Fırat’ın doğusuna yönelik hazırlıklar kapsamında ABD ve Rusya Federasyonu ile ikili toplantılar, üst düzey görüşmeler ve koordinelerin devam ettiğini belirten Zincir, “İcra edilen bu toplantılar ve görüşmelerde, Fırat’ın doğusundaki 440 kilometrelik sınır hattında oluşturulması planlanan güvenli bölge ile ilgili olarak; güvenli bölgenin emniyetinin Türkiye tarafından sağlanması gerektiği, PKK/YPG terör örgütü unsurları bölgeden temizlenmeden ve bu bölgeler gerçek sahiplerine devredilmeden Türkiye’nin güvenliğinin sağlanamayacağı, bu kapsamda PKK/YPG’nin içinde olduğu hiçbir girişimi kabul etmeyeceğimiz, sınırlarımızın güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasına asla izin verilmeyeceği, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü konusundaki duyarlılığımız, Türkiye’nin Suriye’deki asıl amacının; Türkiye-Suriye sınırının ve Türk halkının güvenliğini tesis etmek ve bölgedeki YPG/PKK varlığından kurtulup Türkiye’deki mültecilerin evlerine geri dönmesini sağlamak olduğu, Türkiye’nin mücadelesinin DEAŞ’lı ve PKK/YPG’li teröristlerle olduğu; Kürt ve Arap kardeşlerimiz ve diğer etnik/dini gruplarla hiçbir sorunumuzun olmadığı, ifade edilmektedir. Konu ile ilgili olarak ABD ile görüşmelere devam edilmektedir. Bütün bu diplomatik ve askeri çabaların yanında, en üst düzeyde alınan kararlara uygun olarak, BM Anlaşması 51’inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı ve BM Güvenlik Konseyinin terörizmle mücadele kararları kapsamında sınırlarımızda ve ötesinde gerekli tedbirleri almak maksadıyla yeri ve zamanı geldiğinde gerekli adımlar atılmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerekli planlama ve hazırlık faaliyetleri tamamlanmış durumdadır” açıklamasını yaptı.
Mavi Vatan olarak adlandırılan denizlerde ve hava sahasındaki hak ve menfaatlerin korunmasına yönelik çalışmalara büyük bir titizlikle devam edildiğini kaydeden Titiz, şunları söyledi:
“Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetleri Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir/edecektir. Konu ile ilgili gelişmeler çok yakından takip edilmektedir. Komşularımızla ilişkilerimizde Uluslararası Antlaşmalara daima saygılıyız ve iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Yaşanılan sorunların barışçıl yollarla ve diyalogla çözülmesi için çalışıyoruz. Tüm komşularımızdan da aynı şekilde davranmalarını bekliyoruz. Türkiye’nin içinde yer almadığı hiçbir oldubittiye göz yumulmayacağı; uluslararası hukuktan ve antlaşmalardan kaynaklanan hak ve menfaatlerimizin korunmasında Türkiye’nin son derece kararlı olduğunu bu vesileyle bir kez daha ifade etmek istiyoruz.”
Zincir, yeni askerlik sistemi çalışmaları kapsamında ise diğer bakanlıklarla sürdürülen koordineli çalışmalarda son aşamaya gelindiği müjdesini verdi.
Milli Savunma Bakanlığı’nın logosunun değişmesi ile ilgili Zincir, şu bilgilerdi verdi:
“Cumhurbaşkanlığı tarafından ‘Tek Devlet, Tek Marka’ vizyonu çerçevesinde; tüm Bakanlıkları kapsayan Cumhurbaşkanlığı Arması ile uyumlu görsel bir sistem oluşturulmuştur. Bakanlığımızın millilik yönüne dikkat çekmek için Ayyıldız kullanılmış ve ülkemizin dünyadaki yeri ve önemini vurgulamak için merkezde konumlandırılmıştır. Meşe yaprağı kurumun sürekliliği, gücü ve kararlılığını sembolize etmektedir. Bilinen en eski Türk kılıçlarından olan Kilij ile köklü geçmişi ve gücü simgelenmiştir”