MHP tarafından “Aile Kurumu Çalıştayı Sonuç Raporu” programı düzenlendi. Ankara’da özel bir otelde düzenlenen programa MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul’un yanı sıra akademisyenler, bilim insanları, STK ve dernek temsilcileri, siyasetçiler ve iş insanları katıldı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından 14-15 Eylül’de düzenlenen Aile Kurumu 2024 Çalıştayı, sonrasında sonuç raporu basın toplantısı gerçekleştirildi. Programda konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul esas amaçlarının ailenin her noktasına gelecek zararları engellemek olduğunu söyleyerek, “Ülkemize bu konuda hizmet edebilmek için Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu Çalıştay yapma kararını Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin talimatları üzerine karar verdik” dedi.
Başkan Yurdakul, Çalıştay’ın vizyonunun da güçlü Türk aile yapısı, sağlıklı toplum ve lider ülke Türkiye olduğunu vurguladı.
Düzenlenen Çalıştay’a 142 bilim insanının katıldığını ifade eden Yurdakul, “142 bilim insanı burada, bu bilim insanları içerisinde akademisyenler, siyasetçiler, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları, dernek federasyon ve vakıflardan temsilciler, iş insanları katıldılar. 12 farklı konu 12 masada 12 uzman grupla birlikte Çalıştay’ımızı tamamladık. Burada da görmüş olduğunuz gibi aile kurumunu ilgilendiren 12 farklı kurumunu da Çalıştay’ımızı gerçekleştirmeye çalıştık ve bu Çalıştay’ımız sonrasında ortaya çıkan raporumuzu detaylı olarak 3 cilt Türk milletinin hizmetine sunmaya karar verdik” ifadelerinde bulundu.
“Koruyucu önleyici öneriler arasına geleneksel kültür ürünleri dahil edilmelidir”
Toplumsal ve demografik değişimlerin getirdiği riskler ve aile başlığını iki grup altında topladıklarından bahseden Yurdakul, “Birincisi koruyucu öneriler, ikincisi iyileştirici güçlendirici öneriler ve koruyucu önleyici öneriler arasında ailelerin sosyal yaşamda karşılaştıkları farkındalığı artırmak için özellikle Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili kurumların işbirliği ile aile eğitim programları geliştirilip uygulanmalıdır. Bir diğer önemli faktör eğitim süreci, evlilik öncesi ve evlilik sonrası iki bölüm halinde inceleme kararı aldık ve bu eğitim içerisinde özellikle aile içi iletişim, çocukların sosyalleşmesi, aile hukuku, finansal eğitim, eş seçimi, evlilik ilişkileri ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı modüler olması önerildi. Tabii ki koruyucu önleyici öneriler arasında özellikle kültürel değerlerin yeniden yapılandırılması için ninniler, çocuk oyunları masraflar gibi geleneksel kültür ürünleri güncellenerek, aile eğitim müfredatlarına dahil edilmelidir. Ayrıca her ilçede aile ve Sosyal hizmetler bakanlığı bünyesinde en az bir danışma merkezi bulunmalı ve bu merkezler etkinlikleri artırılmalıdır” diye konuştu.
Yurdakul, iyileştirici güçlendirici öneriler arasında ise sosyo ekonomik risk altındaki ailelerin belirlenmesi için bir sosyal risk haritasının çıkartılması gerektiğini belirterek, aile muhalifi sivil toplum örgütlerinin karşısında ailenin güçlendirilmesi yönünde çalışan sivil toplum kuruluşlarına kamu yararına dernek statüsünün verilmesi gerektiğini ifade etti.
“Evli çiftler evlendikten sonra aile planlaması ve üreme kapasitesi hakkında uzmanlar tarafından bilgilendirilmelidir”
Üreme sağlığı bilgilendirilmesinin öneminden bahseden Yurdakul, “Bir diğer önemli konu hem dünyada hem de ülkemiz için Üreme sağlığı bilgilendirmesi hepinizin bildiği gibi şu anda ülkemizde evlilik yaşı 29 yaşına kadar geldi ve 35 yaşındaki kadınlarımızın yumurta rezervinin %85’i, 35 yaşında maalesef kaybedilmektedir. Dolayısıyla evli çiftler evlendikten sonra aile planlaması ve üreme kapasitesi hakkında uzmanlar tarafından bilgilendirilmelidir. İlk doğum sonrası ise ikinci çocuk için üreme potansiyeli hakkında uzman ekipler tarafından bilgilendirme sağlanması gerekiyor. Aslında bu eğitimler çocuklarımıza okul yıllarından itibaren verilmesi gerekmektedir. Çünkü geleceğimizi korumalıyız, ülkemizde maalesef doğurganlık hızı 1.5’a kadar düştü dolayısıyla bu bizim ülkemizi tehdit ediyor bir ülkeden nüfusunun yenilenmesi yani güvenliğin huzurunu istikrarının devam edebilmesi açısından bu oranın en az 2.1 olması gerekiyor, dolayısıyla şu anda ülkemizde bu oran 1.5 ve gittikçe de azalıyor. Peki bunun için neler yapmamız gerekiyor bunun için çocuk sahibi olmayı teşvik edecek mali politikalar geliştirmelidir” dedi.
Yurdakul şunları söyledi:
“Çalışan doğum yapan annelerimize doğum öncesi iki ay ücretli izin doğum sonrası ilk altı ay ücretli izin ikinci altı ay ise esnek ve uzaktan çalışma modellerinin kullanıldığı ve süt izinin verildiği dönem ve anne isterse iki yıllık ücretsiz izin sağlamalı. Bunlarla birlikte gece hizmet veren çocuk bakım merkezleri kurulmalı, çocuk bakım merkezlerinin maliyetleri ailelerin ekonomik yapısını bozmayacak şekilde ayarlamalı. Güvenceli esnek ve uzaktan çalışma modelleri teşvik edilmeli ortaöğretim eğitiminde iş gücü ihtiyaçlarına uygun meslek kazandırma yapısı etkin etkinleştirmeli ve cinsel sağlıklı üreme sağlığı bilgileri okul müfredatlarına dahil edilmelidir.”
“Anayasadaki aile tanımına kadın ve erkek ibaresini eklenmesi uygun olacak”
En önemli sorunlardan birisinin de LGBT olduğuna dikkat çeken Yurdakul, “Hepimizin karşılaştığı en önemli sorunlardan birisi cinsiyetsizleştirme ve LGBT işte bizim önerilerimiz de bu konudaki propagandalara karşı mücadelemiz şu şekilde öncelikle aile tanımı güncellenmesi gerekiyor. Artık Anayasa’daki aile tanımına kadın ve erkek ibaresini eklenmesi uygun olacak. Bununla birlikte dijital platformlarda yayınlanan film ve dizilerin denetim ve kontrolün yapılması uygun ve anne babalara çocuklarının doğuştan getirdikleri cinsiyetlerine uygun olarak sağlıklı cinsel kimlik geliştirme yönünde eğitim programları sağlanmalı” dedi.