Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen, “Şehirleri imar ederken gençleri ihmal ederseniz, gün gelir ihmal ettiğiniz gençler, imar ettiğiniz şehirleri tahrip ederler. Bizim bugün ilgisiz, sevgisiz, Kur’an’sız ve eğitimsiz bıraktığımız gençlerimiz kör ideolojilerin eline düşer” dedi.
Bitlis’in Ahlat ilçesindeki Abdurrahman Gazi Erkek ve Amine Hatun Yatılı Kız Kur’an kurslarındaki hafızlık eğitimini tamamlayan 7 bayan ve 25 erkek olmak üzere toplamda 32 hafız için Abdurrahman Gazi Türbesi önünde mezuniyet töreni düzenlendi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan ve hafızların isimlerinin takdim edildiği törende konuşan Bitlis Valisi Oktay Çağatay, ailelere ve eğitim veren hafızlara teşekkür etti. Çağatay, “Onların bu rütbeye, bu unvana kavuşmasında emeği geçen öncelikle anne babalarına teşekkür ederim. Allah hayırlarını kabul etsin. Günün zorluklarına rağmen onları devletimizin şefkatli ellerine teslim edip, Kur’an-ın evrensel ve sonsuz mesajı ile buluşturdular. İleriye götürdüler. Onlara hafızlık ve hıfzetme imkanı tanıdılar. Allah onlardan razı olsun. Onlara rehberlik eden, öğretmenlik yapan ve hayrına vesile olan hocalarına da teşekkür ediyorum” dedi.
“ALPARSLAN’IN EMRİNDEKİ ORDUNUN 3’TE BİRİ KÜRT”
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşliyen ise Ahlat gibi güzel bir beldede olmaktan memnuniyetini dile getirerek, “Ahlat’taki Selçuklu kabristanı bizlere ümmet olma bilincini haykırıyor. Anadolu’nun kapısını Müslüman Türklere açan Alparslan, 1071’de Romen Diyojen ile karşılaşmadan önce bu bölgede hazırlık yapıyor. Bugün bizi mezhebimizle, enik kimliğimizle bölmeye çalışıyorlar ya, ‘sen Kürtsün, Arapsın, Çerkezsin’ diye farklılığımızı ön plana çıkarmaya çalışıyorlar ya. Bakın 1071’de ne olmuş. Alparslan’ın hazırlandığını ve Romen Diyojen’le savaşacağını duyan ve İslam’la şereflenmiş olan Kürt aşiretleri hiçbir beklenti ve pazarlık içinde olmadan koşmuşlar. ‘Anadolu’ya Müslüman Türkler geliyor, Anadolu Müslümanlaşacak’ diye Alparslan’ın emrine girmişler. Alparslan’ın emrindeki ordunun 3’te biri Kürt, kalan kısmı Türklerden ibaret. Birlikte el ele, gönül gönüle bu toprakları İslamlaştırmışlar” diye konuştu.
“ASFALT YOLDAN CEHENNEME DAHA KOLAY GİDERLER”
Diyarbakır’da görev yaptığı sırada yaşadığı bir anısını paylaşan Burhan İşliyen, gençlerin uyuşturucuya bulaşmaması konusunda da ailelere uyarılarda bulundu. İşliyen, “Gençlerimizi bu hale getiren bu uyuşturucu, bu topraklarda ekiliyor. Bu uyuşturucu bu topraklarda satılıyor. Bu topraklarda yetişen ve bu topraklarda satılan uyuşturucuyla tiril tiril titreyen gençler sizin gençlerinizdir. Bizim medreselerimizle, Kur’an kurslarımızla, bizim hafızlıkla direnmemiz gerekiyor. Sur’daki çukur olaylarında 14 yaşında çocuklar öldü. Şehit olan 66 gencimiz vardı. Kendi ellerimizle gönderdik. Ama karşıda terörün, uyuşturucunun tuzağına düşmüş, 14 yaşında elinde çanta kalem tutması gereken gencin eline otomatik silah tutturmuşlar. Bu gençlerin ölümüne de şahit olduk. Burada şu cümleyi kullanmak istiyorum. Eğer gençlerimize, çocuklarımıza istikamet göstermeden yürüdükleri yolu asfalt yaparsak, asfalt yoldan cehenneme daha kolay giderler. Önce istikamet göstereceğiz. Yüreklerine iman-ahlak, helal-haram, namus-iffet ve benzeri güzellikleri yerleştireceğiz ki, bugün dünyanın çekmiş olduğu bütün sıkıntılar eğitimsiz insanlardan değil, eğitimli insanlardan kaynaklanan sıkıntılardır. Suriye’de çocukların üzerine her gün neredeyse kimyasal bomba yağdıran zalimler yüksekokul mezunlarıdır” ifadesini kullandı.
“EĞİTİMSİZ BIRAKTIĞIMIZ GENÇLERİMİZ KÖR İDEOLOJİLERİN ELİNE DÜŞER”
İşliyen, Turgut Canser’in bir sözünü hatırlatarak, “Şehirleri imar ederken gençleri ihmal ederseniz, gün gelir ihmal ettiğiniz gençler, imar ettiğiniz şehirleri tahrip ederler. Bizim bugün ilgisiz, sevgisiz ve Kur’an’sız, ahlaksız bıraktığımız, eğitimsiz bıraktığımız gençlerimiz kör ideolojilerin eline düşer. Gencecik yaşında taşıyamadıkları silahlarla dağa çıkar. Uyuşturucu tuzağına düşer. Sur’un bir kuytu köşesinde tiril tiril titreyerek helak olup gider. Fuhuş tuzağına düşer, orada mahvolup gider. Belki yetişir büyür, ama imansız kalırsa, vallahi cennete gitmezler. Onun için bu çabalar o kadar kıymetli ki ne olur evladımızın mesleği ne olursa olsun, işi ne olursa olsun, hangi okulu okursa okusun, çocuklarımız Allah ile Kur’an ile ama mutlaka eleştirel bir akılla kitapla tanıştırmanın çabası içerisinde olalım” dedi.