Erzurum’da son 20 yıl içerisinde tescilli özel mülklerin sayısında çok ciddi azalmaların yaşandığı bildirildi.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, Erzurum’un, şahsi mülkiyete kayıtlı tescilli eserler bakımından zengin bir şehir olduğunu, ancak bu zenginliğin muhafaza edilemediğini dile getirdi.
//TESCİLLİ TARİHİ EVLER YOK OLUYOR
Devletin özel mülkiyete ait tescilli eserlerin korunması, bakım ve onarımları için kaynak ayırmasına rağmen, mülk sahiplerinin bu konuda ilgisiz kaldıklarını kaydeden Gündoğdu, “İl Özel İdareleri’nin, tescilli eserlerin bakım ve onarımları için ayırdığı bir kaynak vardır. Bu kaynak maalesef kullanılamıyor.” dedi. Tescilli mülkü bulunan vatandaşların, sahip oldukları bu mülklerle ilgili olarak onarım projesi hazırlayıp, ilgili kurullara sunabileceklerini kaydeden Gündoğdu, “Kurullar bu projeleri inceleyip onayladıktan sonra gerekli olan kaynak İl Özel İdareleri’nden temin edilebiliyor. Vatandaşlarımızın bu imkanı mutlaka kullansınlar.” şeklinde konuştu. Her yıl alınan emlak vergilerinden yüzde 10 oranında yapılan kesintilerden, tescilli mülklerin bakım ve onarımları için kaynak oluşturulduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, vatandaşın hakkı olan bu imkanın, tarih ve kültür şehri olan Erzurum’da yeteri kadar kullanılamamasının büyük bir eksiklik olduğunu dile getirdi.
//ERZURUM’UN TARİHİ DOKUSU BETON YIĞINLARIYLA KAPATILDI
Erzurum’da özel mülkiyete tabi tescilli çok sayıda evin yerinde binalar ve lüks konutlar yükseldiğini vurgulayan Hamza Gündoğdu, “Bundan 20 yıl öncesine kadar Erzurum’un sokakları, yıllar öncesinin tarihi ve kültürel dokusunu ifade ederdi. Erzurum sokaklarında gezinenler, tarihi doku karşısında şaşkına döner ve kendini çok güvende hissederdi. Çünkü sokakların taşında, duvarında ve toprağında adeta Erzurum’un ruhu vardı. Fakat geride kalan son 20 yıl, bu özellikleri ve güzellikleri silip süpürdü. Denetimsizlik, bilinçsiz yapılaşma ve rant hesapları, kentimizin güzelim dokusunu tarihe gömdü. Çok sayıda tescilli mülkler yıkıldı, terk edildi, viraneye döndü. Kimi mülk sahipleri, müteahhitlerle anlaşarak, tarihi ve kültürel dokunun üzerine beton yığınlarının dikilmesini tercih etti.” ifadelerini kullandı.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Gündoğdu, henüz hiç bir şey için geç olmadığına işaret ederek, “Her ne kadar tescilli mülklerin yüzde 30’u gibi çok az bir kısmı günümüze ulaşmış olsa da, bu eserlere sahip çıkmalı, koruma altına almalıyız. Bu süreçte en büyük görev, mülk sahiplerine düşüyor.” dedi.